Düşünceler, Marcus Aurelius'un Epiktetos ve Stoa felsefesinin düşüncelerinden etkilenerek, evren; us; usa uygunyaşamak; yaşam; ölüm; her şeyin sürekli değişim içinde olması; ün, mal mülk gibi dünyasal değerlerin geçiciliği; insanların kukla gibi içgüdüleri tarafından oynatılması üstüne gün gün kaleme aldığı nükteli notlarıdır.
Marcus Aurelius'un Düşünceler adlı kitabı ilk kez Türkçede. Ta eis Eauton adıyla, 12 kitap olarak Yunanca yazılmış bu yapıt, birçok kuşak tarafından bütün zamanların en büyük yapıtlarından biri sayıldı. Marcus Aurelius'un sen diye seslendiği okur değil, kendisidir. Düşünceler, başkasına öğütler değil, kişinin kendisiyle yaptığı vicdan muhasebesi, bilgelik yolundaki gelişme sürecidir.
TADIMLIK
Öndeyiş
Honeste vivere Alterum non laedere, Suum cuique tribuere*
Marcus Aurelius'un adı anıldığında, insan kaçınılmaz olarak, Platon'un ünlü sözünü anımsıyor: Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı. Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm hükümdarlar arasında, belki de çok azı Marcus Aurelius gibi hem filozof, hem hükümdardı. Bir hükümdarın filozof olması mı, yoksa bir filozofun hükümdar olması mı daha güç; ikisi de kolay görünmüyor. Belki de Marcus Aurelius, hükümdar olduktan sonra filozof olmaya kalkışsaydı, kolay kolay gerçekleştiremezdi bunu. Çünkü, genç yaşta felsefe dersleri almaya başlamıştı: Bacchius'tan; Stoacılıkla tanışmasını sağlayan Iunius Rusticus'tan; özellikle de çok büyük etkisi altında kaldığı, daha sonraki yıllarda uzun uzun yazıştığı hocası Fronto'dan. Ama bir yandan felsefe öğrenimini sürdürürken, bir yandan da kamu işlerinin yönetiminde önemli görevler üstlenmişti Marcus Aurelius.
Düşünceler, Marcus Aurelius'un Epiktetos ve Stoa felsefesinin düşüncelerinden etkilenerek, evren; us; usa uygunyaşamak; yaşam; ölüm; her şeyin sürekli değişim içinde olması; ün, mal mülk gibi dünyasal değerlerin geçiciliği; insanların kukla gibi içgüdüleri tarafından oynatılması üstüne gün gün kaleme aldığı nükteli notlarıdır.
Marcus Aurelius'un Düşünceler adlı kitabı ilk kez Türkçede. Ta eis Eauton adıyla, 12 kitap olarak Yunanca yazılmış bu yapıt, birçok kuşak tarafından bütün zamanların en büyük yapıtlarından biri sayıldı. Marcus Aurelius'un sen diye seslendiği okur değil, kendisidir. Düşünceler, başkasına öğütler değil, kişinin kendisiyle yaptığı vicdan muhasebesi, bilgelik yolundaki gelişme sürecidir.
TADIMLIK
Öndeyiş
Honeste vivere Alterum non laedere, Suum cuique tribuere*
Marcus Aurelius'un adı anıldığında, insan kaçınılmaz olarak, Platon'un ünlü sözünü anımsıyor: Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı. Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm hükümdarlar arasında, belki de çok azı Marcus Aurelius gibi hem filozof, hem hükümdardı. Bir hükümdarın filozof olması mı, yoksa bir filozofun hükümdar olması mı daha güç; ikisi de kolay görünmüyor. Belki de Marcus Aurelius, hükümdar olduktan sonra filozof olmaya kalkışsaydı, kolay kolay gerçekleştiremezdi bunu. Çünkü, genç yaşta felsefe dersleri almaya başlamıştı: Bacchius'tan; Stoacılıkla tanışmasını sağlayan Iunius Rusticus'tan; özellikle de çok büyük e... tümünü göster
Etikette İslam felsefesi diyorsa da alakası yok. Bir çok kuşak tarafından bütün zamanların en büyük yapıtlarından biri sayılmış felsefi bir baş yapıt. Erdemlilik, bilgelik, fanilik, ussallık, güzel ahlak, insanın doğası ve gerçeklik üzerine stoacı bir bakış... Aurelius düşüncelerinde, mükemmel insanın tanımını yapıyor.
Muhteşem bir kitap. Oda Kitap yayınlarından çıkan Marcus Aurelius'un Kendime Düşünceleri'ni Ceyda Eskin'in çevirisi ile okudum, çeviri kötüydü bir tek. Çoğu maddede söylenen şeyler açıkça anlaşılabilecekken kötü çevrilen cümle sebebiyle soru işaretlerine kurban gitti. Olsun, tekrar ve doğru düzgün bir çeviri ile yeniden ve yeniden okunmaya aday, müthiş kitap.
Bir imparator ve filozof olarak Stoacı olma uğruna kendini felsefeye adamış olarak gören Marcus, ölümün herkesin her türlü kötülükten alıkoyacağını öngörüyor. Hayatın geçiciliğini ve öfkelenmenin vereceği zararlarından korunmanın yolu ölümü hatırlamaktan başka çarenin olmadığı görüşünde. Aslında ölümden bu kadar sıkça bahsedilmesinden dolayı Marxus'un takıntılı bir şekilde korktuğu düşüncesi yerleşti bende. Kendinin kontrolünde hayatın geiçiciliğini; ölümle sonuçlanıp atomlarına ayrılıp yok olacağından bahseden bir kişinin yazdığı her kitapta (12 bölümden oluşuyor) bahsetmesi bende kendini ikna etme gibi çabası olduğunu düşündürüyor.
Karton Cilt, 170 sayfa
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı