Friedrich Nietzsche'yi bizzat kendisinden okumadan onu nasıl anlayacaksınız?
Kısa bir süre içinde, şu zamana kadar kendisinden talep edilmiş en zor istekle insanlığın karşısına çıkacağımı düşünürsek, her şeyden önce kim olduğumu açıklamanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Aslına bakılırsa, bu açıklamanın gereken konunun uzun zamandan bu yana biliniyor olması lazım çünkü kendimle ilgili konularda ''sözünü esirgemem''. Fakat görevimin büyüklüğü ile akranlarımının küçüklüğü arasındaki fark, beni duymamış ve görmemiş olmaları gerçeğini açığa çıkartıyor.
Friedrich Nietzsche'yi bizzat kendisinden okumadan onu nasıl anlayacaksınız?
Kısa bir süre içinde, şu zamana kadar kendisinden talep edilmiş en zor istekle insanlığın karşısına çıkacağımı düşünürsek, her şeyden önce kim olduğumu açıklamanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Aslına bakılırsa, bu açıklamanın gereken konunun uzun zamandan bu yana biliniyor olması lazım çünkü kendimle ilgili konularda ''sözünü esirgemem''. Fakat görevimin büyüklüğü ile akranlarımının küçüklüğü arasındaki fark, beni duymamış ve görmemiş olmaları gerçeğini açığa çıkartıyor.
Kitabın adı (ECCE HOMO) İşte insan anlamına gelir. Bu iki kelime İsa çarmıha gerilmeden önce (işkence edilmiş) Pilatus tarafından kalabalığa karşı söylenmiştir.
Bu açıklama çok ilgi çekici olduğu için kitabı okuma konusunda insan iştaha geliyor hatta ilk satırlar (her zamanki nietzsche) beylik laflarla başlıyor.
-Gerçeğin peşinden koşun.
-Dogmalardan arının vs vs.
Gel gör ki ki öyle değil. Bir kere kitap nietzschenin otobiyografisi sayılır ve zihinsel hastalığının zirve yapmasından 1 hafta önce yazılmıştır.
İçerik, bir ego patlamasıdır.O kadar kibirli ve kendini beğenmiştir ki;
1. bölüm başlığı;- Neden bu kadar bilgeyim?
İlerleyen satırlarda şu sözleri görmek bunu destekler.
''Bir insanın kendi kendine armağan edebileceği en nadir ayrıcalıklardan biri de benim bir kitabımı almalarıdır; hatta bunu yaparken ayakkabılarını çıkarmalarını umuyorum.''
(zaten kendisi mütevaziliği zayıflık olarak nitelendirir ama kitabında en düşük insana bile hoşgörü ile bakabiliyorum der.)
Her zaman faşist olduğuna inanmışımdır.''Ben safkan bir Polonya soylusuyum, bir damla kötü kan yok bende, çok az Almanda olduğu gibi".
Kadınlar hakkındaki sözleri laf ü güzaftır.
'' İntikam ve hınç zayıflık belirtisiyken, saldırganlık güçlülüğün ayrılmaz parçasıdır. Sözgelimi kadın intikamcıdır bu da onun zayıflığının ayrılmaz bir parçasıdır...'' der. Kat'iyen yanlıştır. Hep söylerim Salome tarafından terk edilmek anne sevgisi eksikliği bu hale getirmiştir. zira kadın affedicidir ama intikam almak isterse de bir erkekten daha güzel intikam alır bu onun zayıflığının değil zekasından kaynaklanmaktadır.
Kİtabında yeni putlar yaratmayacağım ben der ama 2. bölümde kendini de bir model gibi sunar.
Üstelik yalancıdır da (kendisi buna nesnelliğe önem vermiyorum der ama yalancılığın psikanalizdeki karşılığıdır). Kendinden özgeçmiş isteyen arkadaşına verdiği mektupta ben savaş alanında (Lützen'de) doğdum der ama Röcken'de doğmuştur.
Yani kısaca okuyun ama pek itibar etmeyin .
Karton Cilt, Felsefe-Düşünce » Felsefe Metinleri, 136 sayfa
2008 tarihinde, Alter Yayınları tarafından yayınlandı