20. yüzyılın popüler ikonlarından ressam, devrimci ve feminist Frida Kahlo’nun eserleri sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bu tanımı, “Ben sürrealist bir ressam değilim. Asla hayallerimi resimlemedim. Yalnızca kendi gerçeğimi resimledim” diyerek reddetti. Sanat tarihinde ilk kez bir kadın, yalınlığı ve sakinliği acımasız denebilecek bir içtenlik ve “rahatsız edicilik”le dile getirdi.
Tablolarının birçoğunda kendi yüzünden yola çıkan Frida’nın yaşamöyküsü bize, Carol Hanisch’in kült olmuş “kişisel olan politiktir” mottosunun ne demek olduğunu anlatır. Çünkü o ruhunu kattığı Meksika devrimini doğum günü ilan eden bir marjinal, hiç doğmamış oğluna isim koyup onunla düşlerinde konuşan bir hayalperest, aldatılan kadın imajına da topluma direndi¤i gibi direnen bir savaşçı, tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğunda bile ne sanatından ne de hayatından vazgeçmiş, tersine onları daha da yüceltmiş kutsal bir mücadeleci ve Diego Rivera ile yaşadığı aşkta, “senin sevmediklerini de sevdim ben” diyen taraftır.
Durmaksızın ötekileştirilen hayatında kaderine razı olmayı değil, efsane olmayı seçen Frida, ölümü de yaşamı gibi başında çiçeklerle ve her zamanki güzelliğiyle karşılamıştır.
“Bir ressam olarak Frida, Diego’ya hiçbir şey borçlu değildi, yani Diego hiçbir zaman onun hocası olmadı, asla bir resmini düzeltmedi demek istiyorum. Hatta pek çok konuda tersi geçerliydi, çünkü Frida’nın onun üzerinde ahlaksal ve sanatsal olarak güçlü bir otoritesi vardı.”
-Alejandro Gomez-
(Tanıtım Bülteninden)
20. yüzyılın popüler ikonlarından ressam, devrimci ve feminist Frida Kahlo’nun eserleri sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bu tanımı, “Ben sürrealist bir ressam değilim. Asla hayallerimi resimlemedim. Yalnızca kendi gerçeğimi resimledim” diyerek reddetti. Sanat tarihinde ilk kez bir kadın, yalınlığı ve sakinliği acımasız denebilecek bir içtenlik ve “rahatsız edicilik”le dile getirdi.
Tablolarının birçoğunda kendi yüzünden yola çıkan Frida’nın yaşamöyküsü bize, Carol Hanisch’in kült olmuş “kişisel olan politiktir” mottosunun ne demek olduğunu anlatır. Çünkü o ruhunu kattığı Meksika devrimini doğum günü ilan eden bir marjinal, hiç doğmamış oğluna isim koyup onunla düşlerinde konuşan bir hayalperest, aldatılan kadın imajına da topluma direndi¤i gibi direnen bir savaşçı, tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğunda bile ne sanatından ne de hayatından vazgeçmiş, tersine onları daha da yüceltmiş kutsal bir mücadeleci ve Diego Rivera ile yaşadığı aşkta, “senin sevmediklerini de sevdim ben” diyen taraftır.
Durmaksızın ötekileştirilen hayatında kaderine razı olmayı değil, efsane olmayı seçen Frida, ölümü de yaşamı gibi başında çiçeklerle ve her zamanki güzelliğiyle karşılamıştır.
“Bir ressam olarak Frida, Diego’ya hiçbir şey borçlu değildi, yani Diego hiçbir zaman onun hocası olmadı, asla bir resmini düzeltmedi demek istiyorum. Hatta pek çok konuda tersi geçerliydi, çünkü Frida’nın onun üzerinde ahlaksal ve sanatsal olarak güçlü bir otoritesi vardı.”
-Al... tümünü göster
Tüyleri diken diken eden detayları var. Okunmalı.
En büyük şansımız ,içinde bulunduğumuz tarihsel ortamı bizi yakından ilgilendirmesi, gençliğimizin enerjisine bir anlam kazandırmasıydı. Uğruna mücadele etmemiz gereken ve karakterimizi güçlendiren halkı davalar vardi.
Başıma gelen en iyi şey, acı çekmeye alışmaya başlamam.
Ama bu üzerime gelen aynanın altında, birden şiddetli resmetme arzusu uyandı bende.Artık sadece çizgiler çizmek için değil, bu çizgilere bir anlam,biçim ve içerik vermek içinde bol zamanım vardı.Onlardan bir anlam çıkartmak onları yaratmak,işlemek, sıkıştırmak,birbirlerinden ayırmak,birbirlerine bağlamak,içlerini doldurmak için bol bol zaman...
Kolay değildi, insan kendisinin en bariz modeli olsa bile aynı zamanda da en zor modelidir.
syf 103
Her neyse, insan yine de, biraz kendine rağmen bile olsa, düş kurmaya devam ediyor, bu cankurtaran simidini de dşsel kaçısşı yakalıyor.Boğulmak üzeresiniz ama suyun üzerinde bir şey parıldıyor,sizi su üstünde tutuyor.
syf115
hayat hikayesi değil de roman okuyormuşum gibi bir izlenim bıraktı bende bu kitap. dilini çok beğendim. frida'yı derinlemesine tanımak isteyenler için okunmasını şiddetle tavsiye ederim.
http:///maviucurum.blogspot.com/2013/09/okudum-bitti-24-rauda-jamis-frida-kahlo.html
Bunca ızdırap dolu bir hayat, ancak sanatla güzelleşebilirdi.
Kahlo'nun hayat hikayesini, yapıtlarını kurgulayarak hikaye anlatım biçimiyle anlatan, gerçekliği kuşku götürmez güzel birbiyografik eser.
Okurken tüylerimi diken diken eden beni parcalayan acılarla baş başa kaldım. .. Acilarindan sanat yapmış bir kadının hayatı. .. Frida, benim için gücün bir başka ismi şimdi. ..
Frida nın kendisi gibi dolu dolu canlı bir yazım olmasını dilerdim
Karton Cilt, 304 sayfa
2002 tarihinde, Everest tarafından yayınlandı