Leyla İpekçi, zamanın, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyeni, vicdanın hayata ve ruha izini düşüren yüzlerine bakıyor.
Erbil’den, İsfahan’dan, Erivan’dan, Paris'ten, Konya’dan, İskenderiye’den ve birçok farklı iklimden gündelik hayatı kıpırdatan sözlerle, bazen aynı duanın içinde, bazen aynı hikayenin, aynı acının içinde olduğumuzu sezdiriyor Gecenin İkinci Rüyası.
Leyla İpekçi, zamanın, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyeni, vicdanın hayata ve ruha izini düşüren yüzlerine bakıyor.
Erbil’den, İsfahan’dan, Erivan’dan, Paris'ten, Konya’dan, İskenderiye’den ve birçok farklı iklimden gündelik hayatı kıpırdatan sözlerle, bazen aynı duanın içinde, bazen aynı hikayenin, aynı acının içinde olduğumuzu sezdiriyor Gecenin İkinci Rüyası.
yazarın ilk okuduğum kitabı.ve de son olmayacak.denemelerin dili su gibi akıp giderken, sizde idrakin,anlamanın mecralarında yüzüyorsunuz boğulmadan.gördüklerini, izlenimlerini, gezdiği yerleri ve düşüncelerini aktarırken o kadar farklı noktalara değiniyor ki iyi ki okumuşum dedim.hatta burada çizdiğim satırları paylaşacaktım ama vazgeçtim.hepsini okuyun; ortak paylaşım bu olsun ;)
240 sayfa
Kasım2011 tarihinde, Timaş Yayınları tarafından yayınlandı