Gerçek aşk, hayatın olgun meyvası gibidir. On sekiz yaşında onu tanımaktan mahrumuz; sadece hayâl edebiliyoruz. Doğal bitki örgüsünde bitkiler meyva verince yapraklarını dökerler. İnsan doğasında da bu belki böyledir. Başımda ağaran saçları saymaya başladığımdan itibaren bunu sık sık düşünüyorum. Bu aşk çiçeğinin kıymetini bilemediğim için hayıflanıyorum. Sadece kibirden ibaretmişim. Kibir, kötü ahlâkın en budalaca ve en zâlim olanıdır, çünkü mutluluğun yüzünü kızartır.Zaman arz üzerindeki izleri çabucak yokedebilir, ama ilk aşkın yaşandığı gönlün izlerini silmeye asla güç yetiremez.
Gerçek aşk, hayatın olgun meyvası gibidir. On sekiz yaşında onu tanımaktan mahrumuz; sadece hayâl edebiliyoruz. Doğal bitki örgüsünde bitkiler meyva verince yapraklarını dökerler. İnsan doğasında da bu belki böyledir. Başımda ağaran saçları saymaya başladığımdan itibaren bunu sık sık düşünüyorum. Bu aşk çiçeğinin kıymetini bilemediğim için hayıflanıyorum. Sadece kibirden ibaretmişim. Kibir, kötü ahlâkın en budalaca ve en zâlim olanıdır, çünkü mutluluğun yüzünü kızartır.Zaman arz üzerindeki izleri çabucak yokedebilir, ama ilk aşkın yaşandığı gönlün izlerini silmeye asla güç yetiremez.