Anadolunun bir taşra kentinden Yeni Dünyanın metropollerine kadar uzanan bir coğrafyada kaynaşan insanımız... Modernleşmiş olanlarla kişiliklerini koruma çabasıyla bunun dışında kalanlar... Her iki kesitte yaşayan insanların kendi kendileriyle gerek çevreleriyle olan çatışmalarından doğan dram... Eksik kalmış aşklar, eksik bırakılmış eylemler... Bu kitabı okurken Batı kültürünün baskısı ile çaresiz bırakılmış insanımızın bocalayışını, gizli protestolarını ve gizli kabullenişlerini göreceksiniz... Rasim Özdenörenin üslubunu sevenler, bu kitapta onun başlıca özelliklerini bira arada bulacaklar...
Anadolunun bir taşra kentinden Yeni Dünyanın metropollerine kadar uzanan bir coğrafyada kaynaşan insanımız... Modernleşmiş olanlarla kişiliklerini koruma çabasıyla bunun dışında kalanlar... Her iki kesitte yaşayan insanların kendi kendileriyle gerek çevreleriyle olan çatışmalarından doğan dram... Eksik kalmış aşklar, eksik bırakılmış eylemler... Bu kitabı okurken Batı kültürünün baskısı ile çaresiz bırakılmış insanımızın bocalayışını, gizli protestolarını ve gizli kabullenişlerini göreceksiniz... Rasim Özdenörenin üslubunu sevenler, bu kitapta onun başlıca özelliklerini bira arada bulacaklar...
Birbirine taban tabana zıt iki farklı yaşam tarzını karşılaştıran bir roman. Bu hayatlar birbirine o kadar zıt ki, romanda dahi kesiştirmemiş yazar bu farklılıkları.
Gerçekten hiç ama hiç beğenmedim. Ne bi konu bütünlüğü var ne anlattığı şey belli, üstü kapalı karmaşık diyaloglar. Kitabın adının sebebi olan gül yetiştiren adam kitapta 5 sayfada filan geçiyo. Yani gerçekten rasim özdenören tarzı buysa asla benlik değil.
Hepimiz kendimizi fazla ciddiye alıyoruz, o yüzden mutsuzuz. Gül yetistiren adam pasif direniş. Ama ya Sitare?
Kitabı bitirdim ama neden boş hissediyorum kendimi.İki karakter var.Birbirinden çok farklı ha karşılaşacaklar derken karşılaşmadan gittiler.Sonu neydi öyle.Çok ilginçti anlatımı bana uymadı.Sıkıldım ve anlamadım galiba.Tekrar okuyup şansımı deneyeceğim ve yazara ona göre karar vereceğim.Bol ödüllü bir yazar Türkçeyi en iyi kullananlardan çünkü ama niye bana hitap etmedi ki??:((
"Gününü değerlendirmeye bakacaksın… Günün nasıl değerlendirilir, bak anlatayım: şimdi ömrünü bitmiş say, ömrün bitmiş de sen yalvarmış, yakarmışsın, sana gözyaşların için cabadan bir gün daha vermişler. İşte şu anda da o bir tek son günün içinde bulunuyorsun. İşte o son günde ne yapacaksan, her gün onu yapacaksın."
144 sayfa