“Çağdaş aşk romanlarının en güçlüsü.”
Raymond Queneau
“Çağdaş aşk romanlarının en güçlüsü.”
Raymond Queneau
Son dönemlerde fazla popüler olan bir kitaptı. Sanırım bir köşe yazarı bahsetmiş filan olmalı- Benim almak istediğim kitaplar listemdeydi. kitabın bir arkadaşımda olduğunu öğrendim, sağ olsun getirdi de okudum.
Birazcık abartıldığı kanaatindeyim. Uğultulu Tepeler, bu kitaptan çok daha üst bir seviyede bana göre. Yalnız bu kitaptaki bazı göndermeler, imgeler, metaforlar muhteşemdi.
Kitabın son 50 60 sayfasına kadar olan bölümü sıkıcı geldi fakat sonradan ortaya çıkan müthiş trajedi, karakterlerin değişimi, ortamın değişimi filan derken çok iyi bir kitap okuduğumu anladım. Yazar tam bir jazz ve Duke Ellington hayranı. Kitap da bir jazz kitabı aslında. 2 günde yazıldığını düşünürsek fazlasıyla spontane ve doğaçlama diyebiliriz örneğin.
Kitabın geneline yayılan absürdlük kimilerince kitabın şahaser olarak adlandırılmasına neden olsa da benim hoşuma gitmedi. Marquez' in Yüzyıllık Yalnızlık kitabında da gerçeküstü olarak addedilebilecek pek çok unsur mevcut olsa da hepsi bir yerden sonra çok doğal ve gerçek geliyordu -ki bu yüzden büyülü gerçekçiliğin üstadı deniyor bu adama- ve sıkmıyordu sizi, aksine hikayeyi zenginleştiriyor, hikayenin sizi daha da sarmasına neden oluyordu; bu kitaptan ise o tadı alamadım ben. O gerçeküstülük kitaptan uzaklaştırdı beni.
--spoiler--
Cenaze töreninin öncesi ve sonrasındaki diyaloglar muhteşemdi.
Kitabın bitirilişi -son cümle- gördüğüm en iyi son cümlelerden biriydi.
Silahların, insan ısısıyla/kanıyla/vücuduyla üretildiği bölüm muhteşemdi.
--spoiler--
çeviriden mi kaynaklı bilemiyorum ama hiç içine giremediğim, içselleştiremediğim bir kitap oldu. kopuk kopuk metinler okuyormuş gibiydim. içine çok hoşlanmadığım fantastik öğeler de girince, "bitse de gitsek" dedim kitap boyu.
aşkı ve ölümü bu kadar sıra dışı ve güzel anlatan başka kitap var mıdır acaba.. En sevdiğim kitaplar listemde her zaman yer alacak. michel gondry li filmini bekliyorum sabırsızlıkla,,
Gerçeküstü bir anlatım. Herkes beğenmeyebilir.
fantastik, şiirsel... 20 yıl önce okuduğumdan beri unutamam
Okudugum ilk Boris Vian kitabiydi ve kitaba basladigimda bayagi affaladigimi söylebilirim. Cünkü duygularin sicakligini hissedemiyordum, hersey cok tekdüze anlatiliyor gibiydi. Sonra alistigimiz boyutta bir yasam ve o yasamin unsurlari yoktu. Hersey baskaydi. Iste o baskaliga alisinca, sevdim ben kitabi. Karakterleri de sevdim, benzetmeleride, adeta sürrealist bir tabloya bakiyormuscasina akan satirlarida...Vian alay ediyor bolca, sasirtiyor, yer yer acitiyor ama sevdiriyor kendini...Yalniz müzik bilgim cok kit, bazen müzikle bütünlesen duygulari hissetmekte yetersiz kaldim. Yine de okuduguma pisman olmadigim bir kitapti bu.
düşünme şeklimi değiştiren kitap:) yeniden okumalı
Kitap yazıldığı dönemin çok önünde olduğu için kıymeti geç anlaşılmış. Ortaya koyduğu fantastik öğeler olsun, içinde barındırdığı müzik teması olsun gerçekten herkesin okuyup özümsemesi gerekli bence.
Ciltli, 252 sayfa
Nisan1973 tarihinde, E Yayınları tarafından yayınlandı