Monica McCarty bu yepyeni seri ile yine adından çok söz ettirecek...
“Duvar kağıdı gibi görünen tarihi aşk romanlarından bezmiş okuyucular bu kitapta hem romantizmin doruğuna çıkacaklar hem de İskoçya’nın tarihi derinliklerinde seyre dalacaklar.”
Publishers Weekly
Yıl 1305… Robert the Bruce, dünyanın en güçlü ordusunu oluşturmak ve İskoçya’yı İngiliz hakimiyetinden kurtarmak için, ülkenin en ücra köşelerinden ve Batı Adaları’ndan, her biri üstün yeteneklerle donatılmış on savaşçı seçer. Bu gizli orduya önderlik edebilecek tek bir kişi vardır: Muhteşem savaşçı Tor MacLeod.
Tor MacLeod’un ise İskoçya ile İngiltere arasındaki bir savaşta taraf olmaya hiç niyeti yoktu. Kendini klanına adamış bu özgür ruhlu adam, kimseye hesap vermekten hoşlanmazdı özellikle de bir kadına. Fakat babasıyla ittifak yapabilmek için sinsice koynuna giren ve onu kendisiyle evlenmek zorunda bırakan karısı yüzünden hiç istemediği olayların içine çekileceğinden habersizdi. Tor, onunla evlenmiş olabilirdi ama kalbini ele geçirmesine asla izin vermeyecekti.
Christina Fraser, sert görünümüne rağmen kocasının duygusuz biri olmadığını biliyordu. Onun yeniden birini sevebilmesi ve güvenebilmesi için her şeyini feda etmeye hazırdı. Tor’un kalbini kazanmaya çalışırken yaptığı dikkatsiz bir hareket, onları savaşın kıyısına sürüklediğinde ise Tor hayatının en zorlu mücadelesini verecekti: Çok geç olmadan karısını kurtarmak ve ona kalbini açmak.
Monica McCarty bu yepyeni seri ile yine adından çok söz ettirecek...
“Duvar kağıdı gibi görünen tarihi aşk romanlarından bezmiş okuyucular bu kitapta hem romantizmin doruğuna çıkacaklar hem de İskoçya’nın tarihi derinliklerinde seyre dalacaklar.”
Publishers Weekly
Yıl 1305… Robert the Bruce, dünyanın en güçlü ordusunu oluşturmak ve İskoçya’yı İngiliz hakimiyetinden kurtarmak için, ülkenin en ücra köşelerinden ve Batı Adaları’ndan, her biri üstün yeteneklerle donatılmış on savaşçı seçer. Bu gizli orduya önderlik edebilecek tek bir kişi vardır: Muhteşem savaşçı Tor MacLeod.
Tor MacLeod’un ise İskoçya ile İngiltere arasındaki bir savaşta taraf olmaya hiç niyeti yoktu. Kendini klanına adamış bu özgür ruhlu adam, kimseye hesap vermekten hoşlanmazdı özellikle de bir kadına. Fakat babasıyla ittifak yapabilmek için sinsice koynuna giren ve onu kendisiyle evlenmek zorunda bırakan karısı yüzünden hiç istemediği olayların içine çekileceğinden habersizdi. Tor, onunla evlenmiş olabilirdi ama kalbini ele geçirmesine asla izin vermeyecekti.
Christina Fraser, sert görünümüne rağmen kocasının duygusuz biri olmadığını biliyordu. Onun yeniden birini sevebilmesi ve güvenebilmesi için her şeyini feda etmeye hazırdı. Tor’un kalbini kazanmaya çalışırken yaptığı dikkatsiz bir hareket, onları savaşın kıyısına sürüklediğinde ise Tor hayatının en zorlu mücadelesini verecekti: Çok geç olmadan karısını kurtarmak ve ona kalbini açmak.
Güzel bir kitaptı evet kabul ediyorum , ama benim için Monica'nın kaleminde bir hayal kırıklığı oldu.Asi'den sonra seriye giriş için çok durgun bir konu seçilmiş diye düşünüyorum. :/
Çok büyük umutlarla başladım kitaba sanırım.Benim için hayal kırıklığı oldu biraz.
Beğenmedim mi beğendim , son zamanlarda çıkan kitaplardan iyiydi. Sanırım İskoçları özlemişim.
Yazarın Asi kitabı hala benim için ilk sırada.
Tor beni sinir eden bir karakter olmaktan öteye gidemedi.Son sayfalara kadar.
Umarım okuyanlar daha fazla tat alırlar kitaptan.
yazar muhteşem... yeni serinin ilk kitabı olan bu kitaba da bayıldım... devamını merakla bekliyorum... Monica McCarty den İskoçları okumak bambaşka bir keyif....
Yorum için ve alıntılar için alttaki linke bakınız.
https://illekitap.blogspot.com/2020/08/monica-mccarty-iki-ates-arasnda.html
Orjinal adı The Chief Highland Guard Serisinin 1.Kitabı. Bu romanda Asi romanından tanıdığımız Rory Macleod'un altı kuşka önce ataı olan Thor Macleod'un hikayesi idi..
Serinin ilk kitabı idi ama ummadığım kadar da beğendim...
Çeviri mükemmeldi bence kitap aktı gitti..Bir kere karakterle çok güzel yansıtılmıştı.Christina Fraser ve Thor Macleod'un duygu ve korkularını yazar çok güzel işlemişti..Tarihi mekan içinde muhteşem bir aşk hikayesi okudum ki...Son zamanlarda kitaplarda uğradığım hüsranı bu hikaye ile dinderebildim..
İskoç Muhafız Alayı serisi tam da tarihi aşk romanı benim gözümde. Aşk var, mükemmel bir anlatım var, e bir de yanında gerçek tarihi kişilikler de olunca tadından yenmiyor. İki Ateş Arasında, Robert Bruce’un bağımsızlık savaşını başlattığı zamanlarda, kurduğu özel bir birliğin hikayesini anlatan serinin ilk kitabı. Benim bu seride en çok sevdiğim şey kurgu karakterlerin gerçek olayların bir parçası gibi gösterilmesi. Zaten onlarda gerçek karakterler ile destekleniyorlar. Seri de ana karakterlerin aşkları kadar, bağımsızlık mücadelesinde gerçekleşen olayları okumaktan büyük keyif aldım.
Tor Macleod, yıllar önce aldığı darbe sonucu toparlanmayı başaran klanının savaşta taraf olup yeterince zarar görmesini istememektedir. Bu yüzden Robert Bruce’un seçkin bir savaşçı birliğini eğitme ve Bruce yanlısı bir liderin kızıyla evlilik teklifini kabul etmeyerek onunla müttefik olmaz. Evine dönmeden önceki gece ise reddettiğini bilmediği kadınla beraber olur. Leydi Christina Fraser, İngiltere zindanlarında yıllar geçirmiş bir adamın kızı. Babası, takıntı derecesinde bu savaşın kazanılmasını istiyor ve bunun içinde yapmayacağı şey yok. Kızıyla evlenmeyi ve Bruce’un savaşında olmak istemeyen bir klan liderinin yatağına kendi öz kızını kandırarak sokacak kadar hem de.
Devamı blogumda
http://dilarabook.blogspot.com.tr/2017/05/iki-ates-arasnda-iskoc-muhafz-alay-1.html
Monıca'yı sevıyorum. Cevırı mukemeldı. Tarıhı romans sevıyorsanız mutlaka okuyun derım
Güzel kitap vesselam ama ben aşktan ziyade savaşçıları ve savaş taktiklerini ve klanların birbirleriyle aralarında dostluk ve düşmanlık sebep sonuçlarını, entrikalarını okumaktan aşk kitabı değil daha çok tarih kitabı okumuş olduğum hissinden uzaklaşamadım. Bu sebeple kitabın ikincisini almamaya karar verdim. Belki bu ilk kitap o yüzden tarih bilgisi vermiş diğer kitaplarda düzelir düşüncesinin beni etkilemesine müsaade etmiyorum kesinlikle..Bu yazarın diğer kitaplarından da aradığımı bulamamış idim ama yeni seridir pekte övülüyor bende deneyeyim demekle bu kitabı okumuş oldum ama memnun kalmadım. Fena halde sıkıldım başta kim kimdiri anlamaya çalışırken sıkıldım sonda gereksiz bir toparlama çabası yüzünden kitaptan koptuğum için sıkıldım.. Bir daha asla Monica okumam diyorum, nokta net :)
Bilindiği gibi İngiltere kralı Edward Plantagenet İskoçya üzerinde hak iddia ediyordu. İskoçya İngilizlerin elindeydi ve William Wallace özgürlük için büyük bir mücadeleye girişir. Her İskoç'un gönlünde umut ışığı uyandıran cesur yürek, İskoçya şampiyonu William yakalanır ve büyük bir işkence ile öldürülür. O ölünce Robert the Bruce bedeli ne olursa olsun özgürlük meşalesini alır. Krallığının ona ihtiyacı vardır ve İskoçya'nın asıl kralı odur. İngilizlerin savaş kuvvetleri daha büyüktür bu yüzden taktik değiştirir onların korsan taktiklerini kullanmaya karar verir. William başarısız olmuştur ama Robert'de onda olmayan bir şey vardır. Korsanlar gibi savaşmayı bilen gizli ordusu. İskoçya'nın en iyi savaşçılarını bulur ve onları birleştirip bir ordu kurmaya karar verir. Bu güçlü on savaşçının olduğu orduyu ise Batı Adalarında ki en büyük savaşçı MacLeod lideri kılıç savaşında yenilmez Tor Macleod’un komuta etmesini ister.
Tor'un yirmi yıl önce anne babasının ölümüne neden olan katliam ve sonrasında olan kıtlık yüzünden klanı neredeyse yok olacaktır. Ama o çalışma ve azimle üstesinden gelmiştir. Klanı güçlü ve refah içindedir. Artık klanının huzuru için savaş istemez kralların çekişmesinin içine girmeyi bir taraf olmayı ise kesinlikle istemez. Bu yüzden Angus MacDonald'ın evine gittiği davette kurulan orduyu eğitmesi ,komuta etmesi teklifini kabul etmez. Andrew Fraser'in çeyizi iyi iki kızından birini de kabul etmez. Sekiz sene önce karısı ikinci oğullarını doğururken ölmüştür. Oğulları var ve bu yüzden yeni eş arayışında değildir. Tekrar evlenirse bunu klanının gücünü saygınlığını arttırmak için yapacaktır. Bu yüzden teklifi kabul etmez ama karşı taraf kararlıdır.
Christina Fraser okumayı seven bir romantiktir. Babası kadınların okumasına karşı olduğundan gizlice okur. Babası tamamen değişmiş zalim bir adama dönüşmüştür. Tek isteği Edward'ı yok etmektir.
Christina babasından dayak yer, ilgi çekmemek için çabalar,korku içinde yaşar. Babası ablası ile onu ittifak kurmak için Tor ile evlendirmeye karar verdiğinde de seslerini çıkaramazlar ama Christina manastıra gitmek isteyen kırılgan ablası yerine kendisini feda eder.
Ablası ile çarpışan Tor ve Lachlan MacRuari'nin ortasında kalır. Tor rakibine son darbeyi indirecekken de Christina hayır diye bağırınca son darbe gelmez ve ikili ilk kez karşılaşmış olur. Christina ablası ile manastıra kaçmak için hizmetçi kıyafetleri ile ayarlamaları yaptığı sırada saldırıya uğrayınca da onu kurtaran Tor olur. İkili birbirinden çok etkilenir ama Tor bir kadın için klanını tehlikeye atmamaya kararlıdır.
Christina'nın babası Tor'u ikna etmek için kızının onun yatağına girmesini sağlar. Babası söylediği gibi hemen gelmeyince de Tor onunla birlikte olur. Babası gelip evlenmelerini isteyince Tor önce kabul etmez. Ev sahibi Tor'un ikiz kardeşinin kızını kaçırdığı Nicolson ile savaşa engel olma sözü verince evlenmeyi de ordu eğitmeyi de kabul eder.
Tor eğitimlere başlar Christina ise ev ile ilgilenmeye başlar. Christina kocasının mesafeli,kaya gibi görüntüsünün altında sıcakkanlı biri olduğuna inanır. Annesini sevdiyse bir daha sevebileceğini düşünür ve bunu açığa çıkaracak kişi olmaya kararlıdır. Tor ise aklını bir kadına kaptırmamaya kararlı iken karısı kızdığında evde yeni bir değişiklik var mı diye etrafına bakmaya başlar, görev için gittiğinde veda etme alışkanlığı kazanır, karısının duygularını incitmekten,başına bir şey gelmesinden korkar, karısından uzak kalamaz,kıskanmaya bile başlar ama sevgi görmeyen sevgi gösteremeyen biri olduğundan bunu karısına gösteremez.
Tam Christina vazgeçip kendisini Tor'un peşinde gezen sevgi bekleyen ona hayran yavru köpekleri gibi hissetmeye başlayıp kocasını terk ettiğinde Tor'un aklı başına gelir. Duygusuz,sürekli kaçan,aksi adamın derinlere gömülü hisleri ortaya çıkar.
Tor'un eğitimleri, muhafızlar, sürekli klanına yapılan saldırılar,içlerinde ki hain, Christina'nın hesap yetenekleri bilmeden başlarına getirdiği sorunlar,kıskançlıklar derken kitap hemen bitiyor.
İkiliyi çok sevdim okurken çok keyif aldım. Tor'un Christina'a senin için gübre yığınının üzerinde sürünürdüm, hasta olmana izin vermiyorum dediği hallerine bayıldım. Ayrıca Tor MacLeod klanının ilk lideri ve Kır Zincirleri kitabında ki Rory'nin altı kuşak dedesi.
Karton Cilt, 440 sayfa
Ağustos2012 tarihinde, Koridor Yayınevi tarafından yayınlandı