en uydurdum bütün bu hikayeleri. Ama size şunu söylüyorum ki: Daha yüksekte duran bir gerçeği işaret etmek için bunca hikaye uydurdum. Demek istediğim, hepsi yalanken anlattıklarımın, anne kalbinde bir çocuk yokluğunun işaret ettiği acı yalan değildi. Yalan değildi eşi zalim avcı tarafından vurulan turnanın zaruri ölümü. Yalan değildi kemalin arkasından zevalin geldiği. Olgunlaşan her şeyin sonunda bozulduğu. Bir şey bozulurken onunla birlikte başka şeylerin de bozulduğu. Yalan değildi devletlerin insanlar gibi, aşkların da devletler gibi ömürleri olduğu, mahiyeti safiyet olan aşkı en çok karanlıkların boğduğu. Yalan değildi aşkın birbirine uymayan iki tanımının olduğu. Bu tanımlardan biri sorgusuz sualsiz teslimiyet anlamına gelirken, diğerinin, sorgusuz sualsiz teslimiyetin kurulumu demek olduğu. Böylece aşkın mutlak tanımının mümkünse aleminde na-mümkün olduğu. Yalan değildi güzel kokunun ezel hatırası taşıdığı. Yalan değildi bazı şeylerin hep bir şeyle bir şey arasında ürperti gibi asılı durduğu. Günahı ve ihaneti bu dünyada su, öbür dünyada ateş arıtacakken, suyla arınmayan aşık kalbinin ancak ateşle durulduğu. Belki de bu yüzden bir büyük yangının koptuğu. Bir ocağın; kelama mecbur çileden yenik elemden ibaret bir kalpten kopa gelen yangınla tutuşup kül olduğu. Hikayelerine ayrılarak anlatılmış bir romanda son kez yemin ediyorum ki; Vallahi yalan değildi!
en uydurdum bütün bu hikayeleri. Ama size şunu söylüyorum ki: Daha yüksekte duran bir gerçeği işaret etmek için bunca hikaye uydurdum. Demek istediğim, hepsi yalanken anlattıklarımın, anne kalbinde bir çocuk yokluğunun işaret ettiği acı yalan değildi. Yalan değildi eşi zalim avcı tarafından vurulan turnanın zaruri ölümü. Yalan değildi kemalin arkasından zevalin geldiği. Olgunlaşan her şeyin sonunda bozulduğu. Bir şey bozulurken onunla birlikte başka şeylerin de bozulduğu. Yalan değildi devletlerin insanlar gibi, aşkların da devletler gibi ömürleri olduğu, mahiyeti safiyet olan aşkı en çok karanlıkların boğduğu. Yalan değildi aşkın birbirine uymayan iki tanımının olduğu. Bu tanımlardan biri sorgusuz sualsiz teslimiyet anlamına gelirken, diğerinin, sorgusuz sualsiz teslimiyetin kurulumu demek olduğu. Böylece aşkın mutlak tanımının mümkünse aleminde na-mümkün olduğu. Yalan değildi güzel kokunun ezel hatırası taşıdığı. Yalan değildi bazı şeylerin hep bir şeyle bir şey arasında ürperti gibi asılı durduğu. Günahı ve ihaneti bu dünyada su, öbür dünyada ateş arıtacakken, suyla arınmayan aşık kalbinin ancak ateşle durulduğu. Belki de bu yüzden bir büyük yangının koptuğu. Bir ocağın; kelama mecbur çileden yenik elemden ibaret bir kalpten kopa gelen yangınla tutuşup kül olduğu. Hikayelerine ayrılarak anlatılmış bir romanda son kez yemin ediyorum ki; Vallahi yalan değildi!
Dünyada tek bir kitap okuma hakkım olsaydı bu kitabı seçerdim
Kitabın arka kapağında okuduklarım ilgimi çektiği için başlamıştım. Fakat aradığımı bulamadım diyebilirim. Olay olmadığı gibi uzun sevgi betimlemelerinin çokluğu kitaptan sıkılmama yol açtı umarım bitirebilirim.
nazan bekiroğlu'nun okuduğum ilk kitabı. bana yazarını sevdirdi.
her satırının tadını çıkararak okuduğum bir kitaptı. çok çok beğendim. aşkın her yönden bakışı bu kadar dolu anlatılabilirdi. yeniçeriler ve padişahlar arasındaki aşk, nihade ve mansur arasındaki aşk, evlat aşkı...herşey.tavsiye ediyorum.hocanın kalemine sağlık.
Osmanlı dönemini, yeniçerileri, öyküleriyle padişahları, turnanın hikayesini, ismi, ateşi, suyu, yangını, yanmayı, dayanmayı şiir gibi bir düz yazı üslubuyla kurgulamış Nazan Bekiroğlu. Okuduğum en güzel kitaplardan birisi. Hiçbir şey kaçırmamak, her kelimesinde verilmek istenen her anlamı almaya çalışarak ağır ağır okuduğum ve öyle okunması gerektiğini düşündüğüm kitap.
Niye okudum bilmiyorum tavsiye falan da yoktu halbuki. Başlarda altını çizdiğim bazı cümlelerin ve Osmanlı'yı yıkıma götüren bazı yanlışları vermesınin dışında hiç beğenmedim.
Kitabı sevemedim. Sürekli tamam buradan sonra akıcılık başlıyor guzel devam edecek diye kendimi kandırdım durdum. sıkılarak okudum, bitirmek için kendimi baya zorladım. Nar Ağacını begenmiştim ama bu bana da hitap etmedi malesef.. Toparlanamamıs sanki hep aynı seyler tekrarlanmıs durulmuş..
Tam bir hayal kırıklığı. Çok sıkıldım. Bir kitabı yarım bırakmak huyum olmadığı için bitirene kadar işkence çektim. Lafı çok dolandırmış. Nazan Bekiroğlu'na yakışmadı.
Karton Cilt, 304 sayfa
2014 tarihinde, Timaş Yayınları tarafından yayınlandı