İki cilt olarak yayınlanan bu eserde, Cenevreli filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau ( 1712 1778 ), yaşamını belli evrelere böler ve geçirdiği değişimi gözler önüne serer. Eserin ilk cildi Rousseaunun düşünme biçimini etkileyen olayların kronolojik bir anlatımıdır, yaşamının yalnız ve korumasız geçen ilk yılları, gençlik evresi, yükselme ve para kazanma hırsı...İkinci ciltte düşünme biçimi ve bunun neden olduğu tartışmalara yer verilir. Dönemin filozoflarıyla yazışmalar, kendisine getirilen eleştiriler, bunlara verilen tepkiler eserin ikinci bölümünü bir tür 18. yüzyıl tarihi yazımına dönüştürür. Zamanın çıkarperestleri ve kalemşörleri Rousseauyu Deccal olarak yaftalıyorlardı. Öz evlâtlarını sokağa terk etmekle, bir karakol fahişesini peşi sıra sürüklemekle suçluyorlar, sefihlikten çökmüş, frengiden çürümüş bir bedeni üstünde taşıdığını iddia ediyorlardı. Kendini savunmak tan ziyade kendini anlatmak arzusunda olduğunu söyleyen Rousseau, şahsına yöneltilen her türlü ithamı yanıtlamaya çalışıyor bu kitapta.Bu samimi söylevini hakikat aşkıyla yanıp tutuşan yüreklere armağan ediyor. Ve ekliyor:Beni yargılamakta ivedilik etme sevgili okuyucu! Önce oku, sonra hüküm ver!
İki cilt olarak yayınlanan bu eserde, Cenevreli filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau ( 1712 1778 ), yaşamını belli evrelere böler ve geçirdiği değişimi gözler önüne serer. Eserin ilk cildi Rousseaunun düşünme biçimini etkileyen olayların kronolojik bir anlatımıdır, yaşamının yalnız ve korumasız geçen ilk yılları, gençlik evresi, yükselme ve para kazanma hırsı...İkinci ciltte düşünme biçimi ve bunun neden olduğu tartışmalara yer verilir. Dönemin filozoflarıyla yazışmalar, kendisine getirilen eleştiriler, bunlara verilen tepkiler eserin ikinci bölümünü bir tür 18. yüzyıl tarihi yazımına dönüştürür. Zamanın çıkarperestleri ve kalemşörleri Rousseauyu Deccal olarak yaftalıyorlardı. Öz evlâtlarını sokağa terk etmekle, bir karakol fahişesini peşi sıra sürüklemekle suçluyorlar, sefihlikten çökmüş, frengiden çürümüş bir bedeni üstünde taşıdığını iddia ediyorlardı. Kendini savunmak tan ziyade kendini anlatmak arzusunda olduğunu söyleyen Rousseau, şahsına yöneltilen her türlü ithamı yanıtlamaya çalışıyor bu kitapta.Bu samimi söylevini hakikat aşkıyla yanıp tutuşan yüreklere armağan ediyor. Ve ekliyor:Beni yargılamakta ivedilik etme sevgili okuyucu! Önce oku, sonra hüküm ver!