Düşünmek istemiyordu. Her zaman böyle, ne ne zaman düşünmek istemese, düşünmek istemediği şey kafasında ısrarla canlanır, rahatsız ederdi. Gene öyle oluyordu. Köy meydanlarından birine pis sulu, suları tekmil yosun tutmuş, kocaman bir kuyu. Topal Duran, ya da yakın adamlarından biri Hüseyini istese gık bile diyemez. Elleri, kolları da bağlı. Bacaklarından tutup kuyuya sarkıtır, çırpındıra çırpındıra boğabilirlerdi!
******
On yıldır ekip biçtiği sahipsiz toprakları ele geçirmenin yolunu bulan toprak ağasını öldürürse, topraklarına el koyabileceği umuduna kapılan Habip, cinayeti işledikten sonra ağanın tüm mülkünün varislerine aktarılacağını öğrenince, çiftliği yakarak kaçar. Kanundan saklanabilmek için bir köye, yedi yıldır tek başına çocuğunu büyütmeye çalışan bir kadının yanına sığınır. İki yalnız ve çaresiz insan arasında büyük bir sevgi doğar. Hacere duyduğu aşk Habipi yumuşatır, duygularını inceltir; şiddete başvurarak, yağma yaparak haksızlığa karşı çıkılamayacağını; savaşmanın başka yollarının da olduğunu anlamasını sağlar. Orhan Kemal son romanı olan Kaçakta, topraksız köylünün çaresizliğini ve yalnızlığını anlatırken bile, sevginin umudu yeşerten iyileştirici gücünü öne çıkarıyor.
******
Düşünmek istemiyordu. Her zaman böyle, ne ne zaman düşünmek istemese, düşünmek istemediği şey kafasında ısrarla canlanır, rahatsız ederdi. Gene öyle oluyordu. Köy meydanlarından birine pis sulu, suları tekmil yosun tutmuş, kocaman bir kuyu. Topal Duran, ya da yakın adamlarından biri Hüseyini istese gık bile diyemez. Elleri, kolları da bağlı. Bacaklarından tutup kuyuya sarkıtır, çırpındıra çırpındıra boğabilirlerdi!
******
On yıldır ekip biçtiği sahipsiz toprakları ele geçirmenin yolunu bulan toprak ağasını öldürürse, topraklarına el koyabileceği umuduna kapılan Habip, cinayeti işledikten sonra ağanın tüm mülkünün varislerine aktarılacağını öğrenince, çiftliği yakarak kaçar. Kanundan saklanabilmek için bir köye, yedi yıldır tek başına çocuğunu büyütmeye çalışan bir kadının yanına sığınır. İki yalnız ve çaresiz insan arasında büyük bir sevgi doğar. Hacere duyduğu aşk Habipi yumuşatır, duygularını inceltir; şiddete başvurarak, yağma yaparak haksızlığa karşı çıkılamayacağını; savaşmanın başka yollarının da olduğunu anlamasını sağlar. Orhan Kemal son romanı olan Kaçakta, topraksız köylünün çaresizliğini ve yalnızlığını anlatırken bile, sevginin umudu yeşerten iyileştirici gücünü öne çıkarıyor.
******
231 sayfa