Karlı bir kış günü, Ankara'dan İstanbul'a giden bir trenin yemek vagonu. Birbirini tanımayan üç kişi; bankacı Ersin, radyo programcısı Selda ve yemekli vagonun garsonu Bünyamin. Kapak Kızı, işte bu üç kişinin romanı. Ama aynı zamanda orada olmayan bir başkasının; bir dergide çıplak fotoğrafları yayınlanan Ayın Kızı Şebnem'in. Trenin saatlerce yolda kaldığı, bir yolcunun öldüğü bu uzun yolculukta, roman kahramanları, birbirleriyle, Şebnem'in fotoğrafları aracılığıyla yüzleşirler. Ancak bu zihinsel yüzleşme giderek kimin kimi yargıladığı belli olmayan bir hesaplaşmaya dönüşür. Ayfer Tunç, ilk kez 1992 yılında yayınladığı Kapak Kızı'nı 'zemin aynı zemin, inşa aynı inşa' olmak kaydıyla yeniden yazdı. Roman, bedensel çıplaklığı, kahramanlarını farklı nedenlerle sarsan bir travma olarak ele alıyor. Aile, hayat, aşk, kıskançlık, güzellik ve ahlak kavramlarını, alışılmış yorumların tuzağına düşmeden işliyor. Bunaltıdan ikiyüzlülüğe, anıların masumiyetinden yaşamın gerçeklerine uzanan soruların kuşattığı bu roman, aslında bütün soruları içeren tek bir soru soruyor: Kim daha çıplak?
Karlı bir kış günü, Ankara'dan İstanbul'a giden bir trenin yemek vagonu. Birbirini tanımayan üç kişi; bankacı Ersin, radyo programcısı Selda ve yemekli vagonun garsonu Bünyamin. Kapak Kızı, işte bu üç kişinin romanı. Ama aynı zamanda orada olmayan bir başkasının; bir dergide çıplak fotoğrafları yayınlanan Ayın Kızı Şebnem'in. Trenin saatlerce yolda kaldığı, bir yolcunun öldüğü bu uzun yolculukta, roman kahramanları, birbirleriyle, Şebnem'in fotoğrafları aracılığıyla yüzleşirler. Ancak bu zihinsel yüzleşme giderek kimin kimi yargıladığı belli olmayan bir hesaplaşmaya dönüşür. Ayfer Tunç, ilk kez 1992 yılında yayınladığı Kapak Kızı'nı 'zemin aynı zemin, inşa aynı inşa' olmak kaydıyla yeniden yazdı. Roman, bedensel çıplaklığı, kahramanlarını farklı nedenlerle sarsan bir travma olarak ele alıyor. Aile, hayat, aşk, kıskançlık, güzellik ve ahlak kavramlarını, alışılmış yorumların tuzağına düşmeden işliyor. Bunaltıdan ikiyüzlülüğe, anıların masumiyetinden yaşamın gerçeklerine uzanan soruların kuşattığı bu roman, aslında bütün soruları içeren tek bir soru soruyor: Kim daha çıplak?
Yazarın okuduğum ilk romanı, değişik bir tarzı var. Elime kitabımı alayım nerde olursa okurum bu kitap için geçerli değil. Kafanızın dağınık olmaması lazım. Betimlemeleri olsun, kişilerin düşünceleri olsun bazen o kadar uzuyor ki neredeydim ben, kim konuşuyordu,olay nerdeydi dağılıyorsun. Bir okuduğumu bazen birkaç kere okudum. Yeşil Peri Gecesi'ni okuyunca birşeyler netleşir diye umuyorum.
Anlatımı ve seçtiği konuların farkılılığıyla öne çıkan bir Yazar.
fena değil fakat yeşil peri gecesinin yanında konu bakımından biraz sönük kalıyor.
Bu ve devamı Yeşil Peri Gecesi, ikisi de gerçekten çok güzel eserlerdi.
İnsan şiddetle bu hikayeyi, bir de baş kahramanının ağzından dinleme ihtiyacı duyuyor.. Ve yazar sanıyorum bunu düşünerek Yeşil Peri Gecesi 'yle buluşmamızı sağlamış sonradan.. :) Başlarda fazla karakter olduğu ve boğulacağını hissediyor insan ama pes etmeden devam edince su gibi akıyor.. Mükemmel bir kend,n, sorgu kitabı.. 3farklı karakterin 1 kişi etrafında kendi hayatlarını sorgulayışı.. Mükemmel :)
PEK SEVEEMEDİM BU KİTABI HİÇ AKICI GELMEDİ. UZUN ZAMANDIR ELİMDEYDI..
Aslinda harika bir kitap ama bazi detaylar bana göre gereksizdi.yazarin acik sözlulugu anlatimi ne kadar hosuma gitsede bu detaylar yuzunden cok uzun surdu okumak.yorucuydu cok zaman yazilanlar cok ilgi cekici guzel olmasina ragmen bu kitabi asla bir daha okumak istemem sanirim.sanki yazarin bunalim aninda yazilmis bir roman gibi..
nsan şiddetle bu hikayeyi, bir de baş kahramanının ağzından dinleme ihtiyacı duyuyor.. Ve yazar sanıyorum bunu düşünerek Yeşil Peri Gecesi 'yle buluşmamızı sağlamış sonradan.. :) Başlarda fazla karakter olduğu ve boğulacağını hissediyor insan ama pes etmeden devam edince su gibi akıyor.. Mükemmel bir kend,n, sorgu kitabı.. 3farklı karakterin 1 kişi etrafında kendi hayatlarını sorgulayışı.. Mükemmel :)
Güvenli saydığımız duvarlarımızın gerisinde hangi "cesaretleri" kaçırdığımızı sorgulatan bir eser. Ve insanın sadece geleceğinin değil geçmişinin de pekala değişebileceğini gösteren. Kitabın ana karakterleri bir kıvılcımla değişen bakış açısı ile sadece günün muhasebesini yapmakla kalmıyor, geçmişte bakıp da göremediklerini görüyor ve başka taraflardan bakmayı keşfediyorlar. Bu da okuyucuya kendi hayatında “göremedikleri” ile kaçırdığı fırsatları bol bol hatırlatıyor. Düşündüren kitaplardan yani. Genel olarak akıcı. Fakat hikayesi en sahici gelen Bünyamin karakteriydi doğrusu. Bir de akrabalık ilişkilerinin içinden çıkamadım. Bir ara oturup kroki çizeyim diye düşündüm ama sonunda bıraktım dağınık kalsın. Benim açımdan akıcılığı bozan tek unsur bu oldu. Acaba yaptıklarının gerisinde hayatını etkiledikleri kadar derin bir fikir yatıyor muydu diye merak ettiğim esas karakter Şebnem’i dinlemeyi istediğim için Yeşil Peri Gecesi’ni de en kısa sürede okumaya niyetliyim.
Dünya Ağrısı kitabı ile tanıştım Ayfer Tunç'la.Her kitabını okumak istedim.Her kitabı farklı bir
birinden sürükleyip götürüyor.Kapak Kızı Şebnem uzun süre hafızamdan çıkmayacak kadar meşgul etti beni,Tren yolculuğunda Selda,Ersin Ve Bünyamin'i meşgul ettiği kadar.Devam kitabı sayılan Yeşil Peri Gecesi'ni okumaya başlayacağım hemen.
Karton Cilt, 291 sayfa
Simavi Yayınları tarafından yayınlandı