Edebiyat dünyasında Uzunharmanlarda Bir Davetsiz Misafir ve sadece ismiyle değil, öyküsüyle de bir hayli ilgi çeken Geber Anne! adlı romanları ile tanınan Sezgin Kaymazdan şen-şatır anlatılmış bir gündüz düşü... Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünde bir sınıf... Birbirlerine çok yakın iki genç kız ve onların dertsiz, tasasız dünyalarının ortasına düşen bir genç... Bu üçlü etrafında gelişen fantastik öykü, dolu dolu yaşanan üç günü anlatıyor. Üniversiteli öğrenci hayatının sebepsiz bir neşeyle anlamsız buhranları arasında gidip gelen olağanlığı içinde gelişen olaylar sonunu merakla beklediğiniz bir serüvene dönüşüyor. Bu olağanlığın ortasında gelişen ve iki kız arkadaş arasında tatlı bir rekabete yol açan, olağanüstü bir aşk hikayesi...
Edebiyat dünyasında Uzunharmanlarda Bir Davetsiz Misafir ve sadece ismiyle değil, öyküsüyle de bir hayli ilgi çeken Geber Anne! adlı romanları ile tanınan Sezgin Kaymazdan şen-şatır anlatılmış bir gündüz düşü... Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünde bir sınıf... Birbirlerine çok yakın iki genç kız ve onların dertsiz, tasasız dünyalarının ortasına düşen bir genç... Bu üçlü etrafında gelişen fantastik öykü, dolu dolu yaşanan üç günü anlatıyor. Üniversiteli öğrenci hayatının sebepsiz bir neşeyle anlamsız buhranları arasında gidip gelen olağanlığı içinde gelişen olaylar sonunu merakla beklediğiniz bir serüvene dönüşüyor. Bu olağanlığın ortasında gelişen ve iki kız arkadaş arasında tatlı bir rekabete yol açan, olağanüstü bir aşk hikayesi...
Nasıl anlatsam bu romanın bana hissettirdiklerini bilemiyorum,hiç duygusal biri olmamama rağmen sonunda gözyaşlarımı tutamadığım bir kitaptır.Sezgin Kaymaz'ın hayal dünyasında,fantastiklikle gerçeklik arasında kaybolacağınız bir boyutta yazdığı kitaplarından biri...İçinde günlük tarzda diyaloglar var,bir parça küfür de var(rahatsız olabilecekler için de belirtmiş olayım)fakat son derece sürükleyici ve başarılı bir kitap.Tavsiye ediyorum.
favori kitabımdır .çok zaman geçti okuyalı ama hala etkiler beni düşündükçe . hem komik hem duygusal hem merak ettirici. kısacası mutlaka okunmalı.
Kitaptaki diyaloglara tahammül edebilmek çok zordu. Günlük hayatta kulak misafiri dahi olmak istemeyeceğim jargonu kullanan gençlerin muhabbetleri anlamsızlığıyla resmen rahatsız etti. Şimdiye kadar vaktimi en çok ziyan eden kitaptır. Konunun bağlanışı da gayet tahmin edilebilirdi, şaşırtmak bir yana merak bile ettirmedi. Geber Anne 'yi okuyup beğenmiş, hemen ardından bu kitabı sipariş etmiştim . Şimdi Sezgin Kaymaz dan bir kitap daha okur muyum emin değilim. Çok büyük hayal kırıklığıydı. Bir genç kızın gizli defterini okuyun daha iyi, o derece... Keşke 1 den düşük puan verebilsek yaaa...
zorla alınan nefesler
yanan beden
gülmekten yanakları ağrıtan ağız
bitmeyen gözyaşları
açılan korkular
kapatılan kitap:
kaptanın teknesi. eski kapağı tercih ederim. yenisi çok "toy" kalmış, okuyunca karar verdim.
http://fistiklitombininbirseyleri.blogspot.com.tr/2015/01/kaptann-teknesi-sezgin-kaymaz.html
Zülfü Livaneli'nin Serenad kitabını okumasaydım gerçekten etkilenebilirdim ama daha ilk sayfadan O'nun kim olduğunu anladım ! Büyük harf ile yazmasından;neyse ki sonunu güzel bağladı ve "hadii bee" falan dedirtti zira bir ara tüm kitap boyunca Selen ile arkadaşının aptalca muhabbetlerini okuyacağım diye çok korktum
Kötü yorum yazanları okuduğumda gülesim gelmedi değil. Yazar olarak Zülfü Livaneli'yi Sezgin Kaymazdan daha üst bir yere koyuyorsanız bu kitabı sevmezsiniz. Argoyla karşılaştığınızda tezek koklamış gibi oluyorsanız kitaba hiç el sürmeyin daha iyi. Kitap seçimlerinizde en dikkat ettiğiniz şey sonunda ne olacağını bilmek ise şok haber yaşamayacaksınız. Siz en iyisi okumayın.
Sezgin Kaymaz'ı tanımalık bir kitap değil bu. Sevmelik, hatta aşık olmalık kitap. Tanımak isteyenleri Bakele okumaya davet ediyorum.
Sezgin Kaymaz’ı keşfettiğimden beri her kitabını okumaya çalışıyorum. Öyle ki, bu okuduğum 7. Kitabı. Ama maalesef o kadar büyük bir zaman kaybıydı ki yazarı okumaya biraz ara vermeye itti beni.
Arka kapak yazısında “ Kafa kızlar” olarak tabir edilen roman karakterlerinin kurgulanışı tam bir felaket. 27 yaşında ve üniversite son sınıf öğrencisi olmasına rağmen; silgisini koparıp sınıf arkadaşlarına atan, sinirlendiği zaman dil çıkaran bir ana karakterden bahsediyoruz. Böyle bir karakter değil üniversite, lise son sınıf öğrencisi olarak bile kurgulanamazdı. Üstelik 331 sayfalık kitabın her zerresinde olan bu kafa kızlar(?) arasındaki sohbetler o kadar bayağı ki, karakterlerin üniversite öğrenimi görmekte olan 2 genç kadın olduğunu kabul etmek çok güç. Bu yorumumu yanlış anlayanlar olacaktır. Ancak bir roman okurken beni rahatsız eden şey hiçbir şekilde karakterin küfretmesi veya toplumca hoş görülmeyen sözler söylemesi olamaz. Ben bizzat romanın yazım dilini abes buldum.
Kitapları hiçbir zaman atlayarak okumam. Bu kitapta kendimi çokça zorladım. Elimden bıraktığım anda kitaba asla dönmeyeceğimi bildiğim için her şeyi bir kenara bırakıp bitirmeye çalıştım. Yazı dilinin kötülüğü kurguyla telafi edilebilir umudum, olumsuz sonuçlandı.
Okumamış olmayı tercih ederdim. Yazarı ilk kez okuyacak arkadaşların, yazarın diğer kitaplara yönelmesi çok daha iyi olacaktır.
Karton Cilt, 332 sayfa
İletişim Yayınları tarafından yayınlandı