Bin Beyaz Turna romanıyla 1968 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Kavabata, XX. yüzyılın en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor.Kavabata tüm eserlerinde öylesine incelikli ve sade bir anlatım yakalıyor ki, bu incelikli anlatım kahramanlarının tutkularındaki vahşeti bile neredeyse görünmez kılıyor.Karlar Ülkesi de Kavabatanın gözünden pastoral bir kış resmi.Gerçek bir işi olmayan Şimamura, Batı dansına ilgi duyar. Tokyonun tüccarlar bölgesinde yetişmiştir ve Kabuki tiyatrosunu iyi bilir. Zamanını dansla ilgili çeviriler yaparak ve bu konuda bulduğu yazıları ve fotoğrafları arşivleyerek geçirir. Her yıl Tokyodan bir dağ kaplıcasındaki hana kısa süreliğine kalmaya gelen Şimamura, kendisini eğlendirmesi için beraberinde hep aynı geyşayı, Komakoyu getirir.Zamanla aralarındaki yakınlık tutkulu bir beraberliğe dönüşür, ama Şimamura, Komakoyla aynı evi paylaşan Yokoya da ilgi duymaya başlayınca işler karışır.
Bin Beyaz Turna romanıyla 1968 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Kavabata, XX. yüzyılın en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor.Kavabata tüm eserlerinde öylesine incelikli ve sade bir anlatım yakalıyor ki, bu incelikli anlatım kahramanlarının tutkularındaki vahşeti bile neredeyse görünmez kılıyor.Karlar Ülkesi de Kavabatanın gözünden pastoral bir kış resmi.Gerçek bir işi olmayan Şimamura, Batı dansına ilgi duyar. Tokyonun tüccarlar bölgesinde yetişmiştir ve Kabuki tiyatrosunu iyi bilir. Zamanını dansla ilgili çeviriler yaparak ve bu konuda bulduğu yazıları ve fotoğrafları arşivleyerek geçirir. Her yıl Tokyodan bir dağ kaplıcasındaki hana kısa süreliğine kalmaya gelen Şimamura, kendisini eğlendirmesi için beraberinde hep aynı geyşayı, Komakoyu getirir.Zamanla aralarındaki yakınlık tutkulu bir beraberliğe dönüşür, ama Şimamura, Komakoyla aynı evi paylaşan Yokoya da ilgi duymaya başlayınca işler karışır.
turkcelestirmede sorun oldugunu dusunuyorum bu yuzden ayni eseri tekrar okuyacam.
1968 basımını okuduğum içinde olabilir ama çevirinin fena olmaması ve konunun fazla yüzeyel anlatılması anca 7 puanlıktı.Hoşuma gitti mi gitti diğer kitapları da okunabilir
Klasik bir Yasunari Kavabata kitabı. Konusu güzel ancak çeviri sınıfta kaldı.
Eserde bir zaman karmaşası var. Geçmiş dönemden bahsedilen kısımlar günümüzde gibi geçiyor. Çeviriyle mi ilgili yoksa yazarın tercihi mi bilemedim. Kentli bir erkek ile bir geyşanın ilişkisini gayet masumane ve sade bir şekilde aktarırken, geyşalık kültürüne dair fazla detaylı olmasa da ilgi çekici bilgiler verilmiş. Evli olan erkeğin bir geyşa ile ilişki yaşaması dahası geyşanın aynı evi paylaştığı kıza da ayrıca ilgi duyması etiksel bir sorun olmasına karşın oldukça yalın ve yargılamaktan çok uzak bir şekle nakledilmiş. Ama kitabın asıl etkileyici yanı muazzam kış tasvirleri.
125 sayfa