Nobel Ödüllü yazar Kavabata Yasunariden yüreklere dokunan bir roman. Sanki bu dünyaya ait olmayan, masalsı ve estetik bir dille yazılmış bir başyapıt. Kyotoda kimono tasarımcılığı yapan Takiçiro, karısı Şige ve evlatlık kızları Şiekonun sevgi ve hüzünle örülü yaşamları.Kyotonun geleneksel dekorunda, geçmişindeki gerçeklerle yüzleşen ve aslında kim olduğunu keşfetmeye çalışan Şiekonun şiirsel öyküsü.Kavabatanın cümleleri, okurun ta içine işleyen nahif yağmur damlaları gibi...New York Post
Nobel Ödüllü yazar Kavabata Yasunariden yüreklere dokunan bir roman. Sanki bu dünyaya ait olmayan, masalsı ve estetik bir dille yazılmış bir başyapıt. Kyotoda kimono tasarımcılığı yapan Takiçiro, karısı Şige ve evlatlık kızları Şiekonun sevgi ve hüzünle örülü yaşamları.Kyotonun geleneksel dekorunda, geçmişindeki gerçeklerle yüzleşen ve aslında kim olduğunu keşfetmeye çalışan Şiekonun şiirsel öyküsü.Kavabatanın cümleleri, okurun ta içine işleyen nahif yağmur damlaları gibi...New York Post
Japon edebiyatı ile ilk tanışmamdı. Naif bir anlatım ve anlattığı her sahneyi gözümde canlandırabildim.
çok sevdiğim bir kitaptır betimlemeleri, anlatımı, konusu muhteşemdir kitap sayesinde kyoto'yu gezmiş kadar olmuştum yazarının intihar ettiğini öğrendiğimde üzülmüştüm
Askerdeyken okumuştum bu kitabı. Yasunari Kavabata'yı bu kitapla tanıdım. Son derece durgun ancak duygu yüklü. Betimlemeleri gayet başarılı. Bu kitaptan sonra yazarın hayranı oldum ve Japon Edebiyatı'na ilgi duymaya başladım. Ardından yazarın diğer kitaplarını da okudum. Tarzı çok hoş. Keşke daha fazla kitap yazmış olsaydı.
Kiyoto - Yasunari Kawabata
https://murekkepdunyam.wordpress.com/2015/06/02/kiyoto/
Bu kitap beni gelenekleri, doğal güzellikleri ve törenleriyle bambaşka bir dünyaya götürdü. Çok severek okudum.
http://herkitapayribirdunyadir.blogspot.com.tr/2015/08/kiyoto-yasunari-kawabata.html
kız kardeşleri olanların daha değerli bulacagı bir kitap. İnsanın içine dokunuyor.
Yazarın tarzı olduğu üzere alabildiğine sadelikle akan bir kitap. Eylemsellikten ziyade duygularla öne çıkan, olaylar yerine insanları temel alan eserlerden. Ayrıca hemen her kitabında Japon geleneklerine dair bilgi veren yazar bu sefer de kimono tasarımcılığını ele almış. Kitabın fonunu oluşturan Kyoto da yalnızca bir dekor değil hikayenin önemli bir parçası, adeta karakterlerden biri gibi. Bütüne bakıldığında hüzünlü olduğu kadar umut da aşılıyor insana.
Aslında tam anlamıyla bir hikayesi konusu olan bir kitap değil. Bir anda sıradan insanların hayatına kamera dahil olmuşcasına günlük yaşamlarını okuyorsunuz bu kitapta. Ciddi ya da akıcı bir olay örgüsü yok. Fazlasıyla durağan. Zaten kitabın böyle bir amacı da yok. Daha çok şehir, çevre, orman, ağaç vs. gibi betimlemeleriyle öne çıkmış ve karakterlerin duygularını hissettirmekle alakadar olmuş bir yapıt. O yüzden hareketli ve aksiyonu seven okurlar için sıkıcı gelebilir.
Betimlemeleri oldukça güzel fakat Nobel ödülü aldığını öğrendiğim bu kitaptan daha çok şeyler beklerdim. Akıcı bir üslubu olmasına rağmen konu uzatılmadan hızlıca bitirilmeye çalışılmış ve sonu bir hayalmiş gibi bağlantısız bir şekilde bitirilmiş.
183 sayfa