Köprüde dikiliyorum. Birdenbire, acımasız bir netlikle farkına varıyorum. Bir tek ben olmadığımı anlıyorum. Bunu daha önce de yaptığını biliyorum. Diğer kadınlarla. Başka şehirlerde. Başka köprülerde. Ama önemi yok. Onlar ben değildi.
Emma Searfoss hayatı boyunca, kendisini taciz eden üvey babasından kaçmıştı. Evden ayrılmasının sebebi oydu. Ailesinden geriye kalanlarla bağını koparmasının sebebi oydu. Hepsinden önemlisi kontrol edemediği öfkesinin sebebi oydu. Yeni dairesinde mutfağını tamir etmek için yardıma komşusu geldiğinde, adamın esrarengiz büyüsü Emma’nın içindeki alevi sakinleştirmişti. David sakin ve kontrollüydü, ve Emma onun yanındayken hayatında ilk kez hissettiği bir güven duygusuna kapılmaya başlamıştı. Oysa ki David’in kendi ürpertici sırları vardı ve Emma tehlikeli bir çizgide yürüyordu; fakat David’in çekimine karşı koymak neredeyse imkânsızdı…
“Daha ilk sayfadan okuru büyüleyen Köprü’nün sayfalarını heyecanla çevirecek, neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız.”
— Gözlerindeki Canavar ve Ruhumdaki Canavar romanlarının çoksatan yazarı JM Darhower.
“Başladığınız andan itibaren elinizden bırakamayacaksınız! Fazlasıyla gizemli.” – Aestas Book Blog
“Kesinlikle karşınıza çıkacak en farklı yeni yetişkin romanlarından biri. Sizi şaşırtacak ve etkileyecek bir kitap arıyorsanız, Köprü tam aradığınız şey.” – RT Book Reviews
Köprüde dikiliyorum. Birdenbire, acımasız bir netlikle farkına varıyorum. Bir tek ben olmadığımı anlıyorum. Bunu daha önce de yaptığını biliyorum. Diğer kadınlarla. Başka şehirlerde. Başka köprülerde. Ama önemi yok. Onlar ben değildi.
Emma Searfoss hayatı boyunca, kendisini taciz eden üvey babasından kaçmıştı. Evden ayrılmasının sebebi oydu. Ailesinden geriye kalanlarla bağını koparmasının sebebi oydu. Hepsinden önemlisi kontrol edemediği öfkesinin sebebi oydu. Yeni dairesinde mutfağını tamir etmek için yardıma komşusu geldiğinde, adamın esrarengiz büyüsü Emma’nın içindeki alevi sakinleştirmişti. David sakin ve kontrollüydü, ve Emma onun yanındayken hayatında ilk kez hissettiği bir güven duygusuna kapılmaya başlamıştı. Oysa ki David’in kendi ürpertici sırları vardı ve Emma tehlikeli bir çizgide yürüyordu; fakat David’in çekimine karşı koymak neredeyse imkânsızdı…
“Daha ilk sayfadan okuru büyüleyen Köprü’nün sayfalarını heyecanla çevirecek, neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız.”
— Gözlerindeki Canavar ve Ruhumdaki Canavar romanlarının çoksatan yazarı JM Darhower.
“Başladığınız andan itibaren elinizden bırakamayacaksınız! Fazlasıyla gizemli.” – Aestas Book Blog
“Kesinlikle karşınıza çıkacak en farklı yeni yetişkin romanlarından biri. Sizi şaşırtacak ve etkileyecek bir kitap arıyorsanız, Köprü tam aradığınız şey.” – RT Book Reviews
Neredeyse emin olduğum bir şeye neden bu kadar şaşırdım bilmiyorum. Ama bir tahinim var. Yazarın dili. Ben alıp yürümeden önce kitabın içeriğine değineyim.
Emma, yeni bir yere taşınıyor. Üvey babası denen o adiden uzaklaşmak için. Ve burada David adında yakışıklı bir marangozla tanışıyor. Bu gizemli marangoz ve Emma arasındaki ilişki çok hızlı ve yoğun gelişiyor. Yani hızlıdan kastım gerçekten hızlı. Adam Emma’nın mutfak dolaplarını yapmak için gittiği evden neredeyse onun sevgilisi olarak çıkıyor. Bunu biraz saçma bulsam da ilerleyen sayfalar garip bir şekilde bu ikiliye alışmamı sağladı. Normal iki sevgilinin yapacağı türden her şeyi yaptılar ama bu bana göre vıcıklık seviyesinde değildi. David Emma’yı üvey babasından ve onun abilerinden koruyor. Ve geçmişiyle baş etmesine yardım ediyor. Buraya kadar her şey normal ilerlerken iki üç bölüm aralıklarla verdiği flashbackler sizi gerçeğe yaklaştırıyor. Sonra diyorsunuz ki David de dibi boylamış… Ama bu geriye dönüşler sadece David’in değil Emma’nın da geçmişiyle alakalı. Ve bana göre ikisininki de yarışacak cinstendi.
Her şey kafamda yerli yerine oturduğunda daha çok merak ettim. Bir insan neden bunu yapar? Bunun cevabı için sayfaları hızlı hızlı çevirdim ve sonra Maggie’nin o bölümüne geldim. Ve orada ağladığımı itiraf ediyorum. Yazar kadının ne hissettiğini çok güzel bir şekilde bize yansıtmış. Ve o sahne çok fenaydı. Bu bölümden sonraki son bölümde çok çok fenaydı.
David görmemesi gereken şeyleri görmüş. Ve bu olay onu şuan ki kişiliğine büründürmüş. Geri dönüşler olmasaydı sıkılacağınız türden biri diyebilirdim. Ama o flashbackler sayesinde biraz gizemli bir tipti benim gözümde.
Emma ise aslında onu nasıl tarif etmem gerektiğini bilmiyorum. Tıpkı David gibi o da sıkılacağım türden biri olabilirdi. Ama yine o geri dönüşler yüzünden daha farklı açıdan bakmaya başladım ve sevmeyi başardım. Bu karakter güçlü tiplerden. Hele son sahnede o DURUMDA ki düşünceleri daha çok sevmeme neden oldu.
Belki tek eksik yanı ilk sayfaların çok azcık sıkıcı olmasıydı. Heyecanlı bölümlere gelene kadarki yerler çok tekdüze yani birbirine çok benziyordu. Bunun dışında bana göre bir eksik yoktu.
Hepimiz, nedenleri biz olalım ya da olmayalım, sırların elinden çekiyorduk. Ve bu yüzden, kendi kendimizin kurbanı olmuş bir dünyaydık.
http://satellitebook.blogspot.com.tr/2016/03/yorum-kopru-claire-wallis.html
Ergenlik dönemini psikopat bir üvey baba ve en az onun kadar sorunlu iki erkek kardeşiyle geçiren Emma, annesinin ölümü üzerine başka bir şehre taşınıyor, yeni evinde biraz tadilat ihtiyacı olduğu için devreye ev sahibi vasıtasıyla marangoz olan üst kat komşusu David giriyor... kitapta geçmiş ve şimdi arasında mekik dokurken David'in hiçte göründüğü gibi beyaz atlı bir prens olmadığını öğreniyoruz, Emma'nın psikolojisi ne kadar bozuk ve tahtaları ne kadar eksikse, David'in hiç tahtası olmadığını anlıyoruz
Geçmişte birlikte olduğu kız arkadaşlarına, annesinin yaşadığı sonun benzerini yaşatmakta kararlı olan David en son golünü sezon finalinde atıyor... Kitabın girişinde sonunu okumamış olsaydım, gerçi yazar niye öyle bir şey yapmış onuda anlamadım , o köprüye Emma'yı götürmeyeceğini düşünürdüm, zira Emma'ya diğerlerinden daha fazla değer verdiğini hissediyorsunuz, gerçi bu bir şeyi değiştirmedi ve nihayet Emma'da kum torbalarıyla tanıştı....
Sonlara doğru öğreniyoruz ki o köprünün gerçekten derin bir anlamı var, orası David'in yeni hayatının şekillendiği yer.......Merak uyandırıcı ama durağan ilerleyen bir kitap,yazar yetişkin sahnelerini bolca kullanmış, geçmişte yaşadıkları travmaları atlattıklarını sanan ama kesinlikle tedaviye ihtiyacı olan iki gencin hikayesi, bir ara acaba okuduklarım bir hayal ürünümü diye düşündüm, dedim şimdi kendimi bir akıl hastanesinde ileri derece bir şizofrenin beyninde bulacağım : )
Bu arada, David'in ortadan kaybolan eski kız arkadaşları ile Emma'nın on bir yaşından beri hayatına giren erkeklerin çetelesini tutmakta zorlanabilirsiniz :)
Hasta ruhlu insanları okumaktan hoşlanmıyorum ayrıca kitapta hiç bir gizem yok saksıyı az çalıştırınca herşeyi çözüyorsun.
Yazarın kalemi güzel akıcı ama konuyu sevmedim ben.
Açıkçası beklediğimden iyi değildi. İçinde gizem olan kitapları sevmeme rağmen tüm kitap boyunca ''gizem bunun neresindeydi?'' diye sorup durdum. Yazarın David hakkında kitaba eklediği flashbackler sır olarak kalsa daha heyecanlı olurdu, aynı zamanda bu kitaba polisiye de dahil olabilirdi.
SPOILER
Aslında kitabın başından beri bu kızları David'in ittiğini, yani psikopat bir şekilde ölüme terk ettiğini biliyoruz ama okumak isteyenlerin hevesi kırılmasın diye spoiler yazayım dedim. O kadar kız kayboluyor, bir şekilde başına bir şeyler geliyor ve hepsi David ile ilişkili. Bunu polislerin çözmesi bu kadar zor muydu gerçekten? Annesiyle alakalı bir şeyler olduğunu kitabın başlarında hemen anlayabilirsiniz. Kızların David tarafından öldürüldüğü de en başından beri belli. Merak etmem gereken her şeyi yazar en baştan söylemiş. Emma ile alakalı farklı olaylar gelişir belki dedim, o da yok. Kitap boyunca havada asılı kalan şeyin ne olduğunu düşünüp durdum ve sonda tahmin ettiğimden farklı bir şey bekledim. Hiç biri olmadı. Yine de yazarın dili çok sade olduğundan kitap hemen bitti ve puanlarımın çoğunu da karakterlerin batmış hayatlarını iyice hissedebildiğim için verdim. Emma'nın üvey zıkkımından nefret ettim, iki erkek kardeşinin masumluklarını yitirişine şahit olan Emma'ya üzüldüm, David'in başına gelenlere ve annesinin 'parçalara ayrılmasına' üzüldüm. Parçalara ayrılmanın nasıl dayanılmaz olduğunu bilirim. Minicik bir çocukken mahvolmuş iki hayatı toparlamak zorunda hissetmesine ve sadece çocuk olduğu için başaramadığında kendini suçlamasına içim acıdı.
SPOILER
Özetlemek gerekirse, bir kaç değişiklik yapılarak daha iyi hale gelebilecek bir konunun böyle harcanmasına sinir olsam da kitap kendini okuttu ve ikincisine de çok bir şey beklemeden başlamayı düşünüyorum.
Dark Romance seviyorum.Özellikle copy paste hikayelerden sonra tümüyle değişik kurgusuyla ilaç gibi geldi bana Köprü.
http://www.oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2016/04/claire-wallis-kopru-push-serisi-1.html#more
Karton Cilt, 408 sayfa
11Mart2016 tarihinde, Yabancı Yayınları tarafından yayınlandı