Bu kitap, Edgar Allan Poe’nun “Kuzgun” isimli ünlü şiirinin yeni ve güçlü bir çevirisi ile Poe’nun “Yazın Sanatının Felsefesi” isimli metninden “Kuzgun”un yazılma sürecini içeren bölümü bir araya getiriyor. Bu yeni “Kuzgun” çevirisi yalnızca bir çeviri değil, özgün şiire bir Türkçe sadâ kazandırma çabasının ürünü.
“Sonunda şiirimin çatısı ortaya çıkmıştı. Şiirimin adı “Kuzgun” olacaktı. Bu kuş zaten meşum, uğursuz bir hayvan olarak biliniyordu ve devamlı aynı kelimeyi her hecenin sonunda melankolik bir tonla tekrar edecekti. Burada hemen mükemmel bir şiirin mutlaka bir amacı olması gerektiği aklıma geldi. İnsanlığı en çok hüzne boğan evrensel acı ne olabilir diye sordum kendime. Cevabım “ölüm” oldu. İşin estetik tarafını düşünerek ölümü şiirselleştirmem gerekiyordu. Şiir ancak bu şekilde daha önceden düşünmüş olduğum “güzellik” unsurunu içerebilecekti. Güzellik ve ölüm! Bunlar nasıl yan yana gelebilirdi? Ancak güzel bir kadının ölümüyle! Güzel bir kadın ölecekti, ama onun bu güzelliğini kim dile getirecekti? Tabii ki arkada kalan zavallı sevgilisi… Ağıt tutmak ancak onun dudaklarına yakışabilirdi.”
Bu kitap, Edgar Allan Poe’nun “Kuzgun” isimli ünlü şiirinin yeni ve güçlü bir çevirisi ile Poe’nun “Yazın Sanatının Felsefesi” isimli metninden “Kuzgun”un yazılma sürecini içeren bölümü bir araya getiriyor. Bu yeni “Kuzgun” çevirisi yalnızca bir çeviri değil, özgün şiire bir Türkçe sadâ kazandırma çabasının ürünü.
“Sonunda şiirimin çatısı ortaya çıkmıştı. Şiirimin adı “Kuzgun” olacaktı. Bu kuş zaten meşum, uğursuz bir hayvan olarak biliniyordu ve devamlı aynı kelimeyi her hecenin sonunda melankolik bir tonla tekrar edecekti. Burada hemen mükemmel bir şiirin mutlaka bir amacı olması gerektiği aklıma geldi. İnsanlığı en çok hüzne boğan evrensel acı ne olabilir diye sordum kendime. Cevabım “ölüm” oldu. İşin estetik tarafını düşünerek ölümü şiirselleştirmem gerekiyordu. Şiir ancak bu şekilde daha önceden düşünmüş olduğum “güzellik” unsurunu içerebilecekti. Güzellik ve ölüm! Bunlar nasıl yan yana gelebilirdi? Ancak güzel bir kadının ölümüyle! Güzel bir kadın ölecekti, ama onun bu güzelliğini kim dile getirecekti? Tabii ki arkada kalan zavallı sevgilisi… Ağıt tutmak ancak onun dudaklarına yakışabilirdi.”
Kendine sorduğu oldukça basit soruların oldukça basit yanıtlarıyla böyle olağanüstü bir sonuca ulaşabilmek belki sanatın ilham olmadığını anlatabilir ancak kesinlikle yüksek bir zeka gerektirdiğini gösteriyor.
"Ve ölü kalbimin derinliklerine seni yerleştirdim" - Edgar Allan Poe
Güzellik ve ölüm! Bunlar nasıl yan yana gelebilirdi? Ancak güzel bir kadının ölümüyle! Güzel bir kadın ölecekti, ama onun bu güzelliğini kim dile getirecekti? Tabii ki arkada kalan zavallı sevgilisi… Ağıt tutmak ancak onun dudaklarına yakışabilirdi.
Bir sayfada orijinal hali; diğer sayfada çevirisi var. Kesinlikle okunmalı. Yarım saatinizi bile almayacaktır.
136 sayfa