Ani bir patlamayla sonun geldiğini sandılar.
İSYAN kurulmadan, Kayran inşa edilmeden ve Thomas, Labirent'e girmeden önce bir güneş patlaması dünyayı vurmuş, insan nüfusunun çoğunu öldürmüştür.
Ancak en kötü günler henüz yaşanmadı.
Mark ve Trina o yıkımdan sağ çıkmayı başarmıştır. Ama şimdi bir virüs hızla yayılmaktadır; insanları cinnete ve cinayete sürükleyen bir virüs.
Tedavi yok. Kaçış yok.
İki genç hayatta kalmayı başarabilirlerse insanlığın geri kalanını kurtarmanın bir yolunu bulabileceklerine ikna olurlar. Çünkü bu yeni, yıkılmış dünyada her yaşamın bir bedeli vardır. Ve bazıları için ölünüz, dirinizden daha değerlidir.
Son aslında sadece bir başlangıçtır.
Ani bir patlamayla sonun geldiğini sandılar.
İSYAN kurulmadan, Kayran inşa edilmeden ve Thomas, Labirent'e girmeden önce bir güneş patlaması dünyayı vurmuş, insan nüfusunun çoğunu öldürmüştür.
Ancak en kötü günler henüz yaşanmadı.
Mark ve Trina o yıkımdan sağ çıkmayı başarmıştır. Ama şimdi bir virüs hızla yayılmaktadır; insanları cinnete ve cinayete sürükleyen bir virüs.
Tedavi yok. Kaçış yok.
İki genç hayatta kalmayı başarabilirlerse insanlığın geri kalanını kurtarmanın bir yolunu bulabileceklerine ikna olurlar. Çünkü bu yeni, yıkılmış dünyada her yaşamın bir bedeli vardır. Ve bazıları için ölünüz, dirinizden daha değerlidir.
Son aslında sadece bir başlangıçtır.
başları sıkıcı olsada sonunda ışıl ile ilgili herşeyi öğreniyorsunuz.
Seriden daha akıcı ve iyiydi bence..Ama yine de yazarın dilini sevmedim. Böyle bir konu bu şekilde heba edilmemeliydi..
http://kronikokur.blogspot.com.tr/2015/04/labirent-olum-emri-maze-runner-4.html
Labirent Üçlemesine yeni bir üçleme gelmiş. Aslında yeni üçlemeyi okumak aklımda yoktu ama arkadaşım Meryem Seyda göndermiş(aslında yeni üçlemeden dahi haberim yoktu, sonra fark ettim ama ilgilenmedim).
Kitap, İsyan, Kayran ve Thomas'dan öncesine dayanıyor. Güneş patlamasını ve sonrasında hayatta kalmak için çabalayan Mark isminde bir çocuğun yaşadıklarını anlatıyor. Elbet kitabın sonunda bir şekilde Thomas ve Terasa'ya işi bağlıyorlar. O zamana kadar ise kitap daha çok kurtarma operasyonu üzerine kurulmuş. İlk üçlemenin heyecanına ve dehşetine sahip değil maalesef, sıkıldığım ve bir an önce bitmesini istediğim anlar oldu. Düşünün, 3 kitabı 1 haftada bitirdim ama bu kitabı 1 haftada ancak bitirdim. Kitabın tek iyi yanı, olan bitenleri; bağışıklık çocukları vs. ilk üçlemeye bağlama özelliği olması.
İlk başta Mark ve arkadaşlarının patlama sonrası oluşturup yaşadıkları köyde maceraya başlanıyor. Sonra Işıl Virüsünün salınışı ile birlikte delilerin ortaya çıkması ve bağışıklık sağlamış bir çocuğu bulmaları(sonunda kim olduğunu göreceksiniz. :) ) ile devam edip, bitiyor. Mark'ın her uyumasında geçmişine dönüp, yaşadıklarını; patlamayı ve köye gelene kadar yaşadıklarını görüyoruz. Sizi bilmem ama ben zırt pırt geri dönüşleri sevmedim. Bir olay düzeni var, bir anda geçmişe atlayıp olanı biteni anlatıp sonra tekrar günümüze dönüyor. Tamam, dizi ve filmlerde güzel olabilir ama kitaplarda fazla sevmiyorum. Belki yazarın işleme şeklini de beğenmemiş olabilirim.
Genel olarak çok heyecan verici bulmadığım, sıradan bir kitaptı. Yine de her şeyin nasıl başladığını öğrenmek adına okuyabilirsiniz.
3. Kitapta neredeyse walking dead e dönüşen kitap 4. De de bu çizgiden devam etti. Amaç olaraksa artık kanıksadığımız belki de tahmin ettiğimizden daha yakın Zaman'da başımıza gelebilecek durumlar.. 8 puan verecektim değiştiremiyorum telefondan
Labirent serisine dair merak ettiğim çoğu şeyi öğrendim bu kitapla. Eğer seriyi okuduysanız bu kitabı da mutlaka okumalısınız.
Okurken inanılmaz sıkıldım hemen bitsin istedim. Sonu hoştu sadece.
Açıkçası, serinin çok altında bir kitap olmuş. Bir grup insanın hayatta kalma mücadelesine indirgenmiş. Bazı noktalarda seriye katkı bulunuyor. O kadar da olsun. Dashner dan beklenmeyen seviyede olmuş.
Güzel bir hikaye örgüsü, asıl seriyi henüz okumamış olmama olayların öncesini bilmek aldığım hazzı artıracak sanırım.
Ciltsiz, 397 sayfa
Mart2015 tarihinde, Pegasus tarafından yayınlandı