Develer, eşekler, dilenciler, çarşılar, türbeler, keşmekeş dolu gündelik hayat…
Başka bir coğrafyanın, kendine has ritmiyle devinen kadim Marakeş’ini anlamaya çalışan, Batılı deneyimlerle mukayese eden, sözlü bir kültürün derinliklerini kavrama çabasındaki meraklı, eleştirel bir zihin.
Elias Canetti, Müslüman Arap bir şehirde yaşadıklarını edebi ustalığının hakkını veren bir renklilikle ve canlılıkla aktarırken okuru da sokak sokak, meydan meydan peşinden sürüklüyor. Yadırgama ile kozmopolitliğin kabullenici tavrının iç içe geçtiği bu anlatıda, modern insanın kadim değişmezlik karşısındaki çelişkilerinin ve hayretle karışık hayranlığının izini sürmek mümkün.
Develer, eşekler, dilenciler, çarşılar, türbeler, keşmekeş dolu gündelik hayat…
Başka bir coğrafyanın, kendine has ritmiyle devinen kadim Marakeş’ini anlamaya çalışan, Batılı deneyimlerle mukayese eden, sözlü bir kültürün derinliklerini kavrama çabasındaki meraklı, eleştirel bir zihin.
Elias Canetti, Müslüman Arap bir şehirde yaşadıklarını edebi ustalığının hakkını veren bir renklilikle ve canlılıkla aktarırken okuru da sokak sokak, meydan meydan peşinden sürüklüyor. Yadırgama ile kozmopolitliğin kabullenici tavrının iç içe geçtiği bu anlatıda, modern insanın kadim değişmezlik karşısındaki çelişkilerinin ve hayretle karışık hayranlığının izini sürmek mümkün.
Tarz olarak Orhan Pamuk'a benzettim biraz yazarı. Kitabın içinde bir özdeyişler bölümü var o kısımlar güzeldi
favori öykü kitaplarımdandır.mısırdaki bir çarşıyı öyle güzel anlatır ki oranın kokusunu duyarsınız
Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Çoğu kısacık olan bölümlerden oluşuyor. Fas'a ilginiz varsa Marakeş'te küçük ama doyurucu bir gezintiye çıkmış olacaksınız.
116 sayfa
Eylül2015 tarihinde, Sel Yayıncılık tarafından yayınlandı