Huxley, yarı bilimkurgu yarı fütürist olarak nitelendirilebilecek Cesur Yeni Dünya romanından sonra, 1948 yılında, yine bilimkurgu ve fütürist unsurlar içeren, Maymun ve Öz adlı kısa romanını yazmıştır. Maymun ve Öz, sahne ayrıntılarını da içinde barındıran kısa bir senaryo metni içinde, din felsefesi ve teoloji konularını irdelemektedir. Huxley, metnin neredeyse monologa dönüşen ritmi içinde, kusursuz bir kurgu yaratmayı başarıyor.
Teolojik ve sosyolojik açıdan bir hiciv olarak da okunabilecek olan Maymun ve Öz, gelecekte kurgulanmıştır. III.Dünya Savaşı, dünyanın hemen her tarafını yıkıma uğratmış ve radyasyona boğmuştur. Yıkımdan etkilenmeyen Yeni Zelanda'lı bir grup bilim adamı, son durumu incelemek üzere California'ya bir ineceleme gezisi düzenlerler. Bu bilim adamlarından biri olan botanikçi Dr. Poole o bölgede yaşayan insanlar tarafından tutsak alınır. Bu insanlar, insanlık tarihinin yıkımlarla ve kötülükle dolu genel seyri doğrultusunda, kötülüğü ve Şeytan'ı yücelten yeni bir inanç sistemi kurmuşlardır.
Huxley'nin, kısa bir senaryo biçimi içinde anlattığı öyküde, Dr. Poole, bu yeni topluluğun bir üyesi olan ve sevgi ile tekeşlilik gibi eski değerleri savunan Loola adlı kadınla kaçtığında, kurgunun yeni bir boyut kazandığı görülür. Huxley bu kısa romanında, genel temaları olan gelişim, teknoloji ve insanlığın genel seyri gibi odak noktalarına kendi penceresinden bir bakış ve değerlendirme sunuyor.
Huxley, yarı bilimkurgu yarı fütürist olarak nitelendirilebilecek Cesur Yeni Dünya romanından sonra, 1948 yılında, yine bilimkurgu ve fütürist unsurlar içeren, Maymun ve Öz adlı kısa romanını yazmıştır. Maymun ve Öz, sahne ayrıntılarını da içinde barındıran kısa bir senaryo metni içinde, din felsefesi ve teoloji konularını irdelemektedir. Huxley, metnin neredeyse monologa dönüşen ritmi içinde, kusursuz bir kurgu yaratmayı başarıyor.
Teolojik ve sosyolojik açıdan bir hiciv olarak da okunabilecek olan Maymun ve Öz, gelecekte kurgulanmıştır. III.Dünya Savaşı, dünyanın hemen her tarafını yıkıma uğratmış ve radyasyona boğmuştur. Yıkımdan etkilenmeyen Yeni Zelanda'lı bir grup bilim adamı, son durumu incelemek üzere California'ya bir ineceleme gezisi düzenlerler. Bu bilim adamlarından biri olan botanikçi Dr. Poole o bölgede yaşayan insanlar tarafından tutsak alınır. Bu insanlar, insanlık tarihinin yıkımlarla ve kötülükle dolu genel seyri doğrultusunda, kötülüğü ve Şeytan'ı yücelten yeni bir inanç sistemi kurmuşlardır.
Huxley'nin, kısa bir senaryo biçimi içinde anlattığı öyküde, Dr. Poole, bu yeni topluluğun bir üyesi olan ve sevgi ile tekeşlilik gibi eski değerleri savunan Loola adlı kadınla kaçtığında, kurgunun yeni bir boyut kazandığı görülür. Huxley bu kısa romanında, genel temaları olan gelişim, teknoloji ve insanlığın genel seyri gibi odak noktalarına kendi penceresinden bir bakış ve değerlendirme sunuyor.
İçerik için 10 verirdim, akıcılık için 6. Böyle bir ortalaması olsun. Bir daha böyle bir kitap bulup da okuyabilir miyim bilmiyorum doğrusu.
"Maymunlar sırt çantalarını açtılar,Einsteinlar'a biraz ekmek,havuç ve iki ya da üç öbek şeker fırlattılar ve sonra kendilerini rom ve Bologna sosisine verdiler.Biz büyük bardağın süslerinde kaybolurken Yeniden Keşif Seferi'nin bilimadamları da kahvaltı ediyorlar."
Film tadında anlatımıyla çok farklı,etkileyici,bir solukta okunabilecek kitap.
Huxley karşıt-ütopyanın başyapıtı kabul edilen Cesur Yeni Dünya'yı iki büyük savaş arasında, 1932 yılında yazmıştı. İnsanlığın ilerleme çizgisi ile ilgili çok ciddi kaygıları vardı. On yıl bile geçmeden, II. Dünya Savaşı'nın yıkımları onu haklı çıkarmış görünüyordu.
Maymun ve Öz'ü 1948 yılında (Orwell'in 1984 romanını yazdığı yıl) yazdı. Büyük Savaş sona ermiş, Naziler yenilmişti. Ancak Huxley uygarlığın geleceğine yönelik kaygılar taşımaya devam ediyordu.
Maymun ve Öz, üçüncü dünya savaşının sonrasındaki dünyayı anlatıyor. Savaşta büyük yıkıma uğrayan bölgelerden biri olan Amerika, ortaçağa geri dönmüş ve savaşın yıkıntıları içinden yeni bir din yükselmiştir.
Savaşın yıkımları ve yeni din olgularını Cesur Yeni Dünya'da da görürüz. Huxley'in felaket-sonrası dini, bu romanda bir tür şeytan-tapınmacılığı.
Bu romanda da Cesur Yeni Dünya(CYD) benzeri bir kötümserlikle yeni bir dünya, bu dünyanın inanışları, ritüelleri ve davranışları tasarlanıyor. Ancak bu romanda kurgu Cesur Yeni Dünya kadar başarılı değil.
CYD romanında olduğu gibi, bu romanda da değişen dünyanın kodlarını bize bir yönetici olan Şeytan-Vekili anlatıyor. (CYD'da Mustafa Mond anlatıyordu.)
CYD romanında olduğu gibi bu romanda da aykırı tipler var: Yeni Zelanda'dan gelen Dr. Poole (CYD'da Vahşi John) ve yıkıma uğramış Amerika'da tanışarak aşık olduğu sevgilisi Loola (CYD'da Lenina).
CYD romanında olduğu gibi, bu romanda kurgulanan dünyada da "eski" insanlar gibi yaşamayı seçen küçük bir azınlık var. (CYD'da adada yaşıyorlardı, MvÖ'de Kuzey Fransa'da yaşıyorlar.)
Özetle, MvÖ, Huxley'nin ikinci CYD denemesi. Bu romanın farkı, alışılmış roman tekniğinin dışında, bir film senaryosu biçiminde yazılmış olması.
Bir başyapıt olmaktan çok uzak, bazı bölümlerde uygarlığın gidişatı ile ilgili düşündürüsü paragraflar içerse de, vasat bir din-uygarlık hicvi.
Zaman zaman olaydan koptuğumu söylemeliyim.Herkesin beğeneceği türden bir yapım olmadığı aşikar.Fazla derinlikli bir yapısının mevcut olduğunu düşünüyorum.
Karton Cilt, 169 sayfa
2004 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı