Dünyanın en özgün yazarlarından Stanislaw Lem'in mükemmel Boşluk'u, varolmayan kitapların eleştiri yazılarından oluşuyor. İlk olarak bizzat Mükemmel Boşluk'a yazılmış bir eleştiriyle başlayan bu zeki ve mizahi kitap, Dostoyevski'ye, Fransız edebiyatına, James Joyce'a takılıyor, yazarsız edebiyattan pornografiye, evrenbilimden bilgisayar istilasına kadar pek çok konuyu inceliyor. Sonuçta karşımıza, sıradışı hayalgücüyle tanınan bir yazarın kurgusal güç gösterisi çıkıyor. Bu şen şakrak, eğlenceli, grotesk eserde Lem, aşırılık ve vurdumduymazlığın doruklarında. Kitaplar âlemine bir de Lem'in gözlükleriyle bakın.
Dünyanın en özgün yazarlarından Stanislaw Lem'in mükemmel Boşluk'u, varolmayan kitapların eleştiri yazılarından oluşuyor. İlk olarak bizzat Mükemmel Boşluk'a yazılmış bir eleştiriyle başlayan bu zeki ve mizahi kitap, Dostoyevski'ye, Fransız edebiyatına, James Joyce'a takılıyor, yazarsız edebiyattan pornografiye, evrenbilimden bilgisayar istilasına kadar pek çok konuyu inceliyor. Sonuçta karşımıza, sıradışı hayalgücüyle tanınan bir yazarın kurgusal güç gösterisi çıkıyor. Bu şen şakrak, eğlenceli, grotesk eserde Lem, aşırılık ve vurdumduymazlığın doruklarında. Kitaplar âlemine bir de Lem'in gözlükleriyle bakın.
Bu kitabı okuduktan sonra (bir kez daha) Stanislaw Lem'in olağanüstü zekasına, entelektüel birikimine ve şakalarına hayran olmamak mümkün mü?
Tam da kitabın tanıtım yazısında ifade edildiği gibi, Mükemmel Boşluk "şen, şakrak, eğlenceli, grotesk" bir kitap.
Yazılmamış ve var olmayan kitaplarla ilgili eleştiriler, yorumlar, değerlendirmeler...
Okuması kolay değil; çünkü her şeyden önce Lem'in çok uzun cümlelerle dile getirdiği karmaşık mantığı takip etmek yorucu. Ne yazık ki kitabın çevirisi de iyi değil. (İmla kuralları, noktalama işaretleri, Türkçe cümle yapıları hak getire...) Bütün bu zorluklara karşın zaman zaman bir mizah eseri okur gibi eğlenerek okudum.
Stanislaw Lem nelerden bahsetmiyor ki: Kozmogoni, olasılık teorisi, teoloji, sibernetik, bilgisayarlar, ... Lem, bu konularda yazılmamış kitaplardan bahsederken mantık ve sözcük oyunlarına başvuruyor. En absürd fikirleri öylesine inandırıcı bir dille aktarıyor ki, arada bir soluklanma ihtiyacı duyuyorsunuz.
Gigamış çok eğlenceli, Namümkün Hayat Üzerine ve Namümkün Öngörü Üzerine daha da eğlenceli, Non Serviam teoloji ve din konusunda müthiş mantık oyunlarıyla dolu, Ahmak Dostoyevski'ye gönderme, Kendin Yaz çok hoş bir edebiyat taşlaması.
Lemseverlere ve entelektüel açlık çekenlere şiddetle tavsiye olunur.
(Kırılan not bu müthiş kitabı okuması zor bir hale getiren "orta-karar" çeviriden ötürüdür.)
232 sayfa
Şubat2014 tarihinde, Cem Yayınevi tarafından yayınlandı