Kendisini yirmili yılların sonunda New York’ta bir limanda bulan, kırılgan, saf ve masum genç Xavier X. Mortanse’ın, geçmişine dair sadece üç isim vardır: bileğine dövme olarak yapılmış kendi adı, kız kardeşi Justine’in adı ve Macaristan’da olduğunu hatırladığı Saint Lawrence Irmağı. Gerçekte kim olduğunu bilmeyen Xavier, şehri yavaş yavaş bir yıkım alanına çeviren acımasız ve kaba “yıkıcılar”ın yanında çırak olarak işe başlar. Aşkların, düşlerin, evlerin ve hayatların parçalara ayrılarak birer yıkıntıya dönüştüğü, aynı müzikhollerdeki gibi birçok karakterin birbiri ardına belirip kayboluverdiği bu kocaman şantiyede Xavier de Amerikan rüyasındaki yerini almak umuduyla bir o yana bir yana savrulup durur.
New York’un tüm aşırılıklarının serbestçe sergilendiği bir müzikhol, karakterlerin ise benzersiz ve tekinsiz masal kahramanlarını andırdığı, burleskten fantastiğe, fabldan vodvile birçok türün izlerini taşıyan bu barok romanın yazarı Soucy, edebiyat dünyasının, kendi özgürlüğüne inanan diğer tüm büyük karakterleri gibi kolay kolay unutulmayacak trajik bir kahraman ve XX. yüzyıl edebiyatının dev yapıtları arasında yerini alan, çok katmanlı ve farklı okumalara açık büyük bir eser yaratmış.
Ünlü eleştirmen Pierre Lepape’ın dediği gibi “Gaétan Soucy, Fransızca yazan yazarların en iyilerinden biri ve şüphesiz, son yılların tartışmasız en önemli keşfi.”
Kendisini yirmili yılların sonunda New York’ta bir limanda bulan, kırılgan, saf ve masum genç Xavier X. Mortanse’ın, geçmişine dair sadece üç isim vardır: bileğine dövme olarak yapılmış kendi adı, kız kardeşi Justine’in adı ve Macaristan’da olduğunu hatırladığı Saint Lawrence Irmağı. Gerçekte kim olduğunu bilmeyen Xavier, şehri yavaş yavaş bir yıkım alanına çeviren acımasız ve kaba “yıkıcılar”ın yanında çırak olarak işe başlar. Aşkların, düşlerin, evlerin ve hayatların parçalara ayrılarak birer yıkıntıya dönüştüğü, aynı müzikhollerdeki gibi birçok karakterin birbiri ardına belirip kayboluverdiği bu kocaman şantiyede Xavier de Amerikan rüyasındaki yerini almak umuduyla bir o yana bir yana savrulup durur.
New York’un tüm aşırılıklarının serbestçe sergilendiği bir müzikhol, karakterlerin ise benzersiz ve tekinsiz masal kahramanlarını andırdığı, burleskten fantastiğe, fabldan vodvile birçok türün izlerini taşıyan bu barok romanın yazarı Soucy, edebiyat dünyasının, kendi özgürlüğüne inanan diğer tüm büyük karakterleri gibi kolay kolay unutulmayacak trajik bir kahraman ve XX. yüzyıl edebiyatının dev yapıtları arasında yerini alan, çok katmanlı ve farklı okumalara açık büyük bir eser yaratmış.
Ünlü eleştirmen Pierre Lepape’ın dediği gibi “Gaétan Soucy, Fransızca yazan yazarların en iyilerinden biri ve şüphesiz, son yılların tartışmasız en önemli keşfi.”
Ciltsiz, 400 sayfa
Nisan2012 tarihinde