Akıllı adam her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden [harici sıkıntıdan] azâde olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıyla mükkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ile birlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır ve böylelikle sözüm ona hemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra, münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir ruha sahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir. Çünkü bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, başka insanlara o denli daha az gereksinim duyacaktırhaddizatında başka insanlar da ona o kadar az tahammül edebilecektir. Yüksek bir zihin düzeyinin bir insanı toplum dışına itebilmesinin nedeni budur. Doğrudur, eğer zihnin niteliği nicelikle telafi edebilseydi, bu insanların büyük dünyasında bile yaşama zahmetine değerdi; fakat şükür ki yüz tane ahmak bir araya gelse bir tane akıllı adam etmez.
Akıllı adam her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden [harici sıkıntıdan] azâde olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıyla mükkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ile birlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır ve böylelikle sözüm ona hemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra, münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir ruha sahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir. Çünkü bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, başka insanlara o denli daha az gereksinim duyacaktırhaddizatında başka insanlar da ona o kadar az tahammül edebilecektir. Yüksek bir zihin düzeyinin bir insanı toplum dışına itebilmesinin nedeni budur. Doğrudur, eğer zihnin niteliği nicelikle telafi edebilseydi, bu insanların büyük dünyasında bile yaşama zahmetine değerdi; fakat şükür ki yüz tane ahmak bir araya gelse bir tane akıllı adam etmez.
Arthur Schopenhauer daha önce neden okumamışım diye hayıflandım kitap bittiğinde...
Hayat üzerine karamsar olduğu söylenir onun için ancak karamsarlıktan ziyade gerçekçi olduğunu anladım.
Hayat, okumak, ve yazmak üstüne çok sert eleştirileri ve doğru tespitleri var. Kendi dönemindeki kitapları, edeiyatı ve yazarları hatta dergileri gazeteleri isim vererek çok sert bir dille eleştiriyor...
Hatta üslup ve fikir hırsızlığı yapan yazarların dolandırıcılık ve kalpazanlıkla bir tutulup, halkın vaktini ve parasını namussuzca çaldığı için en ağır cezaları almasını savunuyor...
Yaşamak üzerine; ıstırap ve can sıkıntısı arasında gidip gelen bir yaşayış olduğunu savunuyor ve kitap da buna haklı gerekçeleri uzun uzun sıralıyor Schopenhaur
Okumak üzerine; Ne okumamız, ne kadar okumamız gerektiğini ve okuduktan sonra ne düşünmemiz gerektiği üzerine harikulade tespitleri var
Yazmak üzerine: Son derece sert bir dille kendi döneminde yaşayan yazarları eleştiriyor. Ve bizim şimdi ''bestseller'' dediğimiz o zamanın popüler edebiyatını yerden yere vuruyor...
kısaca nitelikli okumanın ve nelerin okunması gerektiğini gösteren harikulade ve rehber niteliğinde bir başyapıt...
Çok okumayı sevenlerin okumasında fayda olacak bir kitap. Okurken düşündüren çok okumanın da zararı olur mu? sorusunu soran ve cevaplayan bir kitap.
144 sayfa