Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Kitap okumaktan daha güzel bir şey varsa şayet o da okuduğun kitabın filmini izliyor olabilmektir. Konusu baştan sona kadar alışılmışın dışında cümleleri noktası virgülü tam anlamıyla insanı etkilemek için özenle seçilmiş bir kitap. hiç bir film bir kitap kadar ayrıntıyı gözlerinizin önüne getiremez ve hiçbir kitap bir cinayet için bu kadar ilginç bir konu işleyemez, kokusu burnumda mı kaldı denir tadı damağımda mı bilmiyorum ama okunmayı ciddi ciddi hak eden bir kitap
''Sadece bir duyu organıyla erişebildiğimiz duyguları bir kitaba aktarmak'' yazar bu konuda o kadar başarılı ki bir ara yapılan koku tasvirlerini burnumun ucunda hissettim.
Bazı kitaplar okunduğunda insan aklında yer eder ve rüya gibi gelir. İşte Patrick Süskind 'in Koku kitabı da bunlardan birisi. Gerçekten okudukça, burnumuza da beynimize de farklı kokular katıyor.
Kitabı okurken ve okuduktan sonra çoğu zaman unuttuğumuz koku duyumuzun aslında ne sık kullanıldığı ve ne kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz.
Ayrıca roman tekniği olarak kurgu ve anlatım açısından da muhteşem bir kitap.
soyut bir şey olan kokuyu, kitabı okurken hissettim.
Okunması gereken sıradışı romanlardan biri daha... Koku deyip de geçmeyin. Yazları toplu taşım araçlarında beynimizi uyuşturan çirkin kokular aklıma gelince midem bulanıyor. İşte Patrick Suskind adındaki yazar bu insan kokuları üzerinden yola çıkıp öyle bir yaratıcı eser ortaya koymuş ki akıllara zarar. Sinema uyarlamasını da başarılı bulduğum nadide eserlerden biri. Okuyun dostlarım.
Bir katilin akıllara durgunluk veren trajedisi.Ona bahşedilen mucizevi yetenekten sadece kendisi haberdardır. Kainatın en iyi burnu grenouille’dedir.Olaylar ilerledikçe kitaba adeta kapaklanıyorsunuz. Çepeçevre sarılan bir sürükleyicilik ile abluka altındasınızdir.Dünya üzerindeki tüm nesnelerin kokusu ayırt eden kahramanimiz, bir gün ansızın kendi kokusun olmadığını keşfeder.Bir anda dünyasi başina yıkılır ve kendi kokusunu bulmayİ amaçlar.Büyük bir hırs ve hevesle tüm güzel bayanları öldürmekten çekinmez.Belkide kokusunun olmamasi işlediği cinayetlerin onu ele vermesine izin vermiyordur,ve tüm şehirde katil konumunda olur,bir türlü yakalanamaz.ve tamda bu safhada tüm güzel bayanların artık esansını yaratmiş, ufacik şişelerde saklamaya başlar . Son hedefi kalir, hep hayali için yaşadı kendi kokusu için mücadele etti..güzeler güzeli son kadını ele geçirmek üzereyken yüz yüze gelirler.kitabın sonlarına doğru olan bu sahnede o an içimden şunları geçirdim," işte bu vahşi adam ,cinayet işlemekten çekinmeyen adam bu güzellik karşisinda dize gelecek ve o kıza aşık olacak onu öldürmemesi için feryad figan ettim;ama bu acımasız insanin ne güzellik, ne aşk, ne makam,ne de peygamberlik umrundadir..)
Tüm olanlardan sonra artık yakalanmiş idam edilecektir, bu tüm seyirci ve papa onun ölümünü izlemek için ordadırlar.işte Tanrının ve cennetin büyüleyici iksiri tüm insanlara tesir eder ,herkes kendisinden geçer mu inanilmaz koku karşisinda tüm insanlar bir anda sevişir.Bu akıllara durgunluk veren hadiseyi izlediğimde dumura uğradım,
Sinema uyarlaması kitapta geçen olayların birebir tezahürüdür, benim dünyama çoktan işlemiş olan bu kitabı, hafızama çoktan nakşettim.
Burnuyla gören ;gören,duyan ,hisseden ama kokmayan bir adam.Betimlemelere öyle bir kaptırıyorsunuz ki;O dönemin Fransa'sı kafanızda canlanıyor ve kendinizi romanın içinde buluyorsunuz.Okuduktan sonra kokular hakkında daha fazla şey düşünebilirsiniz.Yazarın bu kadar koku bilgisi şaşırtıyor insanı.Ayrıca çevirinin kusursuzluğunu dile getirmek gerekiyor.Almanca'dan çevrilen bu eser Türkçe yazılmış hissi verecek kadar iyi çevrilmiş.
Hem okunmalı hem izlenmeli jean baptiste her ne kadar saplantılı bir psikopatsa o derecede çekici ve yaptıklarının mantıklı olabileceğine inandırabilen bir karakter . Kitapta öyle hem hikayesi hem de dili çok iyi . Kaliteli bir kitap .
290 sayfa
2003 tarihinde, Qanun nəşriyyatı tarafından yayınlandı