''Ruh Adam'', Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır.
Müellifin tarihi romanlarını okumuş olanlar, tarihi bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembolizmin içinde bulacaklardır.
Bir tarih çeşnisinin de yer aldığı roman, yaşamanın gayesini yalnızca askerlikte bulan bir subayın hayatıdır.
''Ruh Adam'', kendi nefsi ile mücadele eden bir insanın macerasıdır. Edebi-ruhi tahlilini yapanlar, eserin hakikaten bir roman mı, yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğunu kestirmekte hayli tereddüde düşeceklerdir.
''Ruh Adam'', Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır.
Müellifin tarihi romanlarını okumuş olanlar, tarihi bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembolizmin içinde bulacaklardır.
Bir tarih çeşnisinin de yer aldığı roman, yaşamanın gayesini yalnızca askerlikte bulan bir subayın hayatıdır.
''Ruh Adam'', kendi nefsi ile mücadele eden bir insanın macerasıdır. Edebi-ruhi tahlilini yapanlar, eserin hakikaten bir roman mı, yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğunu kestirmekte hayli tereddüde düşeceklerdir.
Her zaman yeni bir romana başlamadan önce ''kendi aklım yokmuş gibi'' kitap hakkında yapılan değerlendirmeleri tararım. Bu esere başlamadan öncede yaptığım araştırmalarda maalesef insanların okumadan, siyasi kinlerini kitabın üstüne kustuğunu gördüm. Hatta bir tanesi mutlak seveceksin şiirini edebi değerden yoksun bulmuş hemde ruh adamı okumadan... Bazı kişilerde selim pusat'ın kendinden 25 yaş küçük birine aşık olmasını edepsizlikle suçlamış. Ama bu kişiler Orhan pamuğun ''kırmızı saçlı kadın''ında geçen çocuk istismarını çok büyük bir aşk, serenadta ki kurguyu muazzam bir aşk olarak değerlendirmeleri de ayrı bir ironi tabi. Tanrı insanı demokrat olduğunu sanan yarı cahillerden korusun. Kitabı bitirip uyumamdan mütevellit bipolarım bozuldu. Kitapla bağıntılı rüyalar gördüm. Metin aralarındaki şiirlerin güzelliği, romanın bütünlüğünde gizli. Hele o mahkeme sahnesi var ya!. Gelsin kürşad, gitsin mete , , bilgekağan,oruç reis..... Böyle bir sahneyi yazmak ağır bilgi birikimi ve kültür ister.Bu sahne de bazı kesim diz vurmak eylemini,Allah'a hakaret hakaret olarak algılamışlar. Tarih biliminin en önemli kaidesi olan ''olayı dönemiyle yargıla'' sözünden bihaberler. Zaten kendisinin Türk tarihinin Orta asya koluna yaptığı katkılar, tartışma götürmez gerçeklerdir. Romanda güntülüye karşı, antipatik duygular hissettim. Onun dışında ruhumun derinliklerine, kanımdaki her hücreye kitap eden bir roman oldu. Böyle bir kitap, kalpten kaleme aktarılır.
İçinde tarih çeşnisini de bulunduğu muhteşem bir psikolojik roman.
Farklı bir kurguyla Atsız güzel yorumlamış kitabı..
Arka kapakta da yazdığı gibi Ruh Adam Türk Edebiyatının pek alışılmamış türde bir romanıdır. Ayrıca benim kanaatim Ruh Adam Türk Edebiyatının çok ciddi bir eseridir.Kesinlikle herkes bu kitabı özellikle son bölümde kitabı iyi ki okumuşum diyorsunuz.Eh son bölümde ne yazdığını okumakta size düşer :)
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim kitaba bir Uygur masalı ile başlamak son derece zekice. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi daha iyi anlarlar.
Atsız adına farklı bir roman olmuş. Güzel lakin dinî yönden biraz saçma olmuş. Sonundaki mahkemede Allah'a isyan gibi sözler var.
Kitabı genel olarak beğendim ama bazı kısımlarına katılmıyorum.
Kitabı okumayanın bir tarafı eksiktir bence popüler olmadan okumalısınız bu çok ciddi bir öneridir.
308 sayfa
1972 tarihinde, Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı