Sadako Sasaki... Hiroşimalı binlerce küçük kızdan biri. 1945te iki yaşındaymış. Yaralanmamış, hastalanmamış. Okuluna gidiyormuş güzel güzel. Yıllar geçmiş. Sadako, kentinin her gün biraz daha düzeldiğini, yeni yapılar yapıldığını görmüş. On iki yaşındayken birden hastalanmış. Radyasyonun vücutta yarattığı onulmaz bir hastalıkmış bu. Doktorlar, uzmanlar incelemişler, kurtuluş olmadığını anlamışlar. On ikisindeki Sadako ölecek!.. Kendi de biliyor bunu! Ama Japon geleneğine göre kağıttan bir turna kuşu yapan kişinin dileği muhakkak gerçekleşir. Sadakoya oyalanması için bu inancı veriyor çevresi. Mektuplar alıyor bu konuda. Sadako, hasta yatağında başlıyor kağıttan turnalar yapmaya. Çok uğraştım ben, yapamadım o kuşları. Bir, iki, üç kez katlıyorsun, kıvırıyorsun, derken bir turna çıkıyor ortaya. Sadako günlerce uğraşmış, yüz, iki yüz, beş yüz, altı yüz, tam altı yüz kırk dört ağıt turna yapmış. Onlar birbirine bağlanıyor ince ipliklerle, metrelerce uzayan bir kuş dizisi çıkıyor ortaya. Sadako Sasaki bin turnayı tamamlarsa ölümden kurtulacağını umut ederek, gece gündüz kağıttan kuşlar yapması geliyor gözümün önüne, 644üncünün bitişi 645inciye başlayamamak ve çekip gitmek şu hem güzel, hem çirkin, hem yüce, hem aşağılık dünyadan... (OKTAY AKBAL)
Sadako Sasaki... Hiroşimalı binlerce küçük kızdan biri. 1945te iki yaşındaymış. Yaralanmamış, hastalanmamış. Okuluna gidiyormuş güzel güzel. Yıllar geçmiş. Sadako, kentinin her gün biraz daha düzeldiğini, yeni yapılar yapıldığını görmüş. On iki yaşındayken birden hastalanmış. Radyasyonun vücutta yarattığı onulmaz bir hastalıkmış bu. Doktorlar, uzmanlar incelemişler, kurtuluş olmadığını anlamışlar. On ikisindeki Sadako ölecek!.. Kendi de biliyor bunu! Ama Japon geleneğine göre kağıttan bir turna kuşu yapan kişinin dileği muhakkak gerçekleşir. Sadakoya oyalanması için bu inancı veriyor çevresi. Mektuplar alıyor bu konuda. Sadako, hasta yatağında başlıyor kağıttan turnalar yapmaya. Çok uğraştım ben, yapamadım o kuşları. Bir, iki, üç kez katlıyorsun, kıvırıyorsun, derken bir turna çıkıyor ortaya. Sadako günlerce uğraşmış, yüz, iki yüz, beş yüz, altı yüz, tam altı yüz kırk dört ağıt turna yapmış. Onlar birbirine bağlanıyor ince ipliklerle, metrelerce uzayan bir kuş dizisi çıkıyor ortaya. Sadako Sasaki bin turnayı tamamlarsa ölümden kurtulacağını umut ederek, gece gündüz kağıttan kuşlar yapması geliyor gözümün önüne, 644üncünün bitişi 645inciye başlayamamak ve çekip gitmek şu hem güzel, hem çirkin, hem yüce, hem aşağılık dünyadan... (OKTAY AKBAL)
Çok duygusal ve çok etkileyici bir kitap. Okurken hüzünlendim. Bir savaşın çocuklar üzerinde ki etkisini ve dileklerinin gerçekleşeceğine olan inanç ve umut çok güzel anlatılmış. Kitabın sonundaki turna kuşu origamisinin nasıl yapıldığının gösterilmesi de güzel olmuş Hemen bir kaç tane yaptım. Çocuklara yönelik bir kitap olsa da büyüklerde okumalı. Tavsiye ederim.