Kırmızı üniformalılarla mavi üniformalılar... Biri başa geçtiği zaman baban eve dönüyor, öteki başa geçince baban ya hapiste ya sürgünde. Neyse ki bu renk değişikliği sık sık, kimi zaman günübirlik bile oluyor da hasret uzun sürmüyor. Kızların şair olması mı? O nasıl söz! Okuyup yazmaları bile yasak. Tanıdık mı geliyor bu ortam? Hayır, çok uzaklardan, Haiti ile Dominik Cumhuriyetine ev sahipliği yapan Karayiplerdeki bir adadan söz ediyor roman. Salomé Ureña 1850lerde Santo Domingoda yaşamış bir kız çocuğu. Zaman içinde onu, yaşadığı toprağı özgür bir yurt haline getirmeye çalışan devrimci bir kadın ve devrimci bir şair olarak görüyoruz. Salomé Ureña, işte bu kadının yaşamını, ülkesini, insanlarını anlatıyor bize. Yazar Julia Alvarez, Saloménin yaşamöyküsünü, ABDde profesör olan kızı Camilanın ağzından anlatıyor ve değişik bir anlatım tarzı getiriyor. Roman kronolojik bir süreç izlemek yerine, 1960ta ABDdeki görevinden emekli olup Küba Devrimine katılmaya hazırlanan Camila ile başlayıp, bir geri, bir ileri mekik dokuyarak anne ile kızın öyküsünü bütünleştiriyor. Saloménin yaşamı 1856dan 1894e ilerlerken, Camilanın anıları da 1960tan doğum yılı olan 1894e doğru geriye gidiyor ve annenin ölümüyle kızın doğumu buluşuyor. Yılın bir bölümünü ABDde, bir bölümünü doğum yeri olan Dominikte geçiren Bayan Julia Alvarez, bir ülkenin tarihini masalsı bir gizemle aktarırken, ana-kız arasındaki büyüleyici bağdan her şeyi kucaklayan bir insan sevgisi
Kırmızı üniformalılarla mavi üniformalılar... Biri başa geçtiği zaman baban eve dönüyor, öteki başa geçince baban ya hapiste ya sürgünde. Neyse ki bu renk değişikliği sık sık, kimi zaman günübirlik bile oluyor da hasret uzun sürmüyor. Kızların şair olması mı? O nasıl söz! Okuyup yazmaları bile yasak. Tanıdık mı geliyor bu ortam? Hayır, çok uzaklardan, Haiti ile Dominik Cumhuriyetine ev sahipliği yapan Karayiplerdeki bir adadan söz ediyor roman. Salomé Ureña 1850lerde Santo Domingoda yaşamış bir kız çocuğu. Zaman içinde onu, yaşadığı toprağı özgür bir yurt haline getirmeye çalışan devrimci bir kadın ve devrimci bir şair olarak görüyoruz. Salomé Ureña, işte bu kadının yaşamını, ülkesini, insanlarını anlatıyor bize. Yazar Julia Alvarez, Saloménin yaşamöyküsünü, ABDde profesör olan kızı Camilanın ağzından anlatıyor ve değişik bir anlatım tarzı getiriyor. Roman kronolojik bir süreç izlemek yerine, 1960ta ABDdeki görevinden emekli olup Küba Devrimine katılmaya hazırlanan Camila ile başlayıp, bir geri, bir ileri mekik dokuyarak anne ile kızın öyküsünü bütünleştiriyor. Saloménin yaşamı 1856dan 1894e ilerlerken, Camilanın anıları da 1960tan doğum yılı olan 1894e doğru geriye gidiyor ve annenin ölümüyle kızın doğumu buluşuyor. Yılın bir bölümünü ABDde, bir bölümünü doğum yeri olan Dominikte geçiren Bayan Julia Alvarez, bir ülkenin tarihini masalsı bir gizemle aktarırken, ana-kız arasındaki büyüleyici bağdan her şeyi kucaklayan bir insan sevgisi