Platon (Eflatun, İÖ yaklaşık 428 / 7-İÖ yaklaşık 348 / 7); Bugünkü üniversitenin atası sayılan Akademianın kurucusu (İÖ 387) ve hocası Sokratesi konuşturduğu diyaloglarla felsefeyi yazıya en iyi aktarmış olan ustalardan biridir. En tanınmış diyaloglarından Şölen ve Dostlukta ise Platon, denebilirse, insanlığın anlamaya çalıştığı en temel duygu sevginin izini sürmektedir. Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973); Hasan Âli Yücelin kurduğu Tercüme Bürosunun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biridir. Azra Erhat (1915-1982); Tercüme Bürosunun en önemli çevirmenlerindendir. Ortaklaşa yaptığı Homeros ve Hesiodos çevirilerinin yanısıra, dilimize bir de telif Mitoloji Sözlüğü kazandırmıştır.
Platon (Eflatun, İÖ yaklaşık 428 / 7-İÖ yaklaşık 348 / 7); Bugünkü üniversitenin atası sayılan Akademianın kurucusu (İÖ 387) ve hocası Sokratesi konuşturduğu diyaloglarla felsefeyi yazıya en iyi aktarmış olan ustalardan biridir. En tanınmış diyaloglarından Şölen ve Dostlukta ise Platon, denebilirse, insanlığın anlamaya çalıştığı en temel duygu sevginin izini sürmektedir. Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973); Hasan Âli Yücelin kurduğu Tercüme Bürosunun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biridir. Azra Erhat (1915-1982); Tercüme Bürosunun en önemli çevirmenlerindendir. Ortaklaşa yaptığı Homeros ve Hesiodos çevirilerinin yanısıra, dilimize bir de telif Mitoloji Sözlüğü kazandırmıştır.
Sadece evde değil, işyerinde de kitap okumayı seviyorum, öğle tatillerinde yemekten geriye kalan zamanlarda okuyabildiğim dakikalar sınırlı olunca hızım da yavaş oluyor haliylen. İşte bu nedenle sayfa sayısına bakmayın, hızlı okuma tekniklerini rahatlıkla deneyebileceğiniz şekilde normal bir kitabın yaklaşık yarısı genişliğinde basılmış olan bu kitabı bitirebilmem yaklaşık 1 ayımı aldı diyebilirim.
Bildiğiniz gibi Platon, yazılı metinlerinde hocası Sokrates'in konuşmalarını dile getirir. Kitabın önsözünden öğrendiğimiz kadarıyla Platon'un adı altında günümüze 34 diyalog ulaşmıştır. Bunlardan biri olan "Şölen"'de Atina'nın ünlü tragedya yazarı Agathon'un yarışmada birincilik kazandığı ilk tragedyasının zaferini kutlamak için düzenlediği şenliğe/şölene katılan Sokrates'in tanık olduğu ve kendisinin de katıldığı diyaloglar kitabın konusunu oluşturuyor. Felsefe ile ilgili pek çok kitabın aksine kolay ve akıcı bir metne sahip kitabın ilk 42 sayfası, Platon ve Sokrates hakkındaki bilgilere, incelemelere ve eserlere ayrılmış.
Kitabı okurken altını çizdiğim pek çok cümle oldu. Ancak en sevdiğimi buraya eklemek istedim. Sokrates, şölene davetli olduğu halde içeri girmeyip avluda dikilmiş, ev sahibi Agathon'u meraklara düşürmüştür. Oysa gecikmeyip, tam zamanında şenliğe katılan Sokrates'i gören Agathon ona seslenerek:
"Buraya gel Sokrates!" , "Yanıma yerleş de, dışarıda, avluda sana malum olan bilgi bana da geçsin. Bir şeyler bulmuş olmalısın, yoksa kolay kolay oradan ayrılmazdın!" der. Sokrates'in cevabı şöyle olur:
"Ah, ne iyi olurdu Agathon" , "Keşke bilgi, dolu bir kaptan boş olana bir yün iplikle süzülen su gibi olsaydı da, iki insan, birbirine dokununca bilgi, dolu olandan boş olana geçebilseydi...."
Bilginin nasıl kazandırılacağına, bunun içinse zorunlu olarak bilginin ne olduğuna kafa yorduğum son zamanlarda beni düşündüren ve gülümseten bu sözleri kaleme alan kişinin İ.Ö. 427-348 (?) yılları arasında yaşamış olduğunu bilmek çok ama çok garip.
Kitabın kendi dili ve konusu, inanın arka kapak yazısından çok daha güzel, iyi okumalar!
118 sayfa