Bazı kadınlar zılgıttan beslenir bu topraklarda. Sesleri ne kadar fazla sokağa taşarsa üzüntülerini o kadar çok taçlandırdıklarına inanırlar. Çünkü bağırarak söylenen her ağıdın müşterisi ve hayranı fazladır. Bazı kadınlar ise başlarında yemenileriyle doğuştan bir soylu gibi davranırlar.
Ne ölümün çığırtkan tarafları onları başka bir insana dönüştürebilir, ne de kırk gün kırk gece sürecek şamatalar. Bu kadınlar, karşılaştıkları olağandışı durumlarda bile hiçbir şeyin sükûnetlerine dokunmalarına izin vermezler. İşte annem, o sessiz kavme ait bütün kadınlar gibi şu sırrı fark etmişti:
Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir.
Bazı kadınlar zılgıttan beslenir bu topraklarda. Sesleri ne kadar fazla sokağa taşarsa üzüntülerini o kadar çok taçlandırdıklarına inanırlar. Çünkü bağırarak söylenen her ağıdın müşterisi ve hayranı fazladır. Bazı kadınlar ise başlarında yemenileriyle doğuştan bir soylu gibi davranırlar.
Ne ölümün çığırtkan tarafları onları başka bir insana dönüştürebilir, ne de kırk gün kırk gece sürecek şamatalar. Bu kadınlar, karşılaştıkları olağandışı durumlarda bile hiçbir şeyin sükûnetlerine dokunmalarına izin vermezler. İşte annem, o sessiz kavme ait bütün kadınlar gibi şu sırrı fark etmişti:
Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir.
Baştan sona şiirsel cümlelerle işlenmiş, "hangi cümleyi alıntılasan öbürü darılır" tadında, iyi bir şairin yazdığı, nefis denemelerle dolu güzel bir kitap... Kapağı ayrı bir olay, ayrı bir şiir. Hiç girmeyeyim o mevzuya.
144 sayfa
2012 tarihinde, İzdiham tarafından yayınlandı