Wells'in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895'ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantezinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi. Volkan Gürses'in Türkçeye çevirdiği Zaman Makinesi'nin bu yeni baskısı, roman tarihi ve H.G. Wells üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan akademisyen Patrick Parrinder'ın önemli makalelerinden biriyle zenginleşiyor. Elif Ersavcı'nın Türkçeye kazandırdığı bu makalede Parrinder, Wells'in Zaman Makinesi'ni yazarken, "yaratıcılık düzeyinde de olsa, kendi ölümünün ötesine geçmeyi" öğrendiğini iddia ediyor. Zamana karşı bir makinenin, ölümlülüğe karşı bir yaşamın hikâyesi bu. Wells'in en büyük üç romanından biri olan Zaman Makinesi'ni okurken, hepimiz bir Zaman Yolcusu'yuz!
Wells'in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895'ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantezinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi. Volkan Gürses'in Türkçeye çevirdiği Zaman Makinesi'nin bu yeni baskısı, roman tarihi ve H.G. Wells üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan akademisyen Patrick Parrinder'ın önemli makalelerinden biriyle zenginleşiyor. Elif Ersavcı'nın Türkçeye kazandırdığı bu makalede Parrinder, Wells'in Zaman Makinesi'ni yazarken, "yaratıcılık düzeyinde de olsa, kendi ölümünün ötesine geçmeyi" öğrendiğini iddia ediyor. Zamana karşı bir makinenin, ölümlülüğe karşı bir yaşamın hikâyesi bu. Wells'in en büyük üç romanından biri olan Zaman Makinesi'ni okurken, hepimiz bir Zaman Yolcusu'yuz!
Yazıldığı zaman için öte ötesi. Sevdim bu adamı. Çok şeyi yok varsaymış ama önemli olan önemli olarak kalmış.
Herbert George Wells'in okuduğum ilk romanı. Bildiğimiz üzere bir bilim kurgu ama içerisine ilginç unsurlar da katılmış.Romanda;
Zaman makinesini keşfeden bir adam geleceğe yolculuk yapıyor ve sanırım yapılan en uzak yolculuk.(Yıl 802701)
Normalde gelecek denince aklımızda muazzam bir dünya şekillenir. Yapay zekalardan bahsedilir,insanoğlunun akla hayale sığmayacak buluşlarını canlandırmaya çalışırız.Ya öyle olmazsa?
Marlock ve Eloi isimli iki tür insan cinsi vardır. (Bir zamanlar Homo Sapiensler ve Neandertaller gibi düşünün).Yalnız garip gelen, insanoğlu hangi koşullar altında Marlock ve Eloi olarak evrimleşmişlerdir?
Yazarın gerçekte babası ve annesi emekçi grubundan olduğu için kendisi de zamanla burjuva sınıfından nefret etmiştir.Hatta sosyalist olduğunu da dile getirmiştir.Kitaptaki evrimleşme süreci fikri buradan gelmiş olabilir.
Bu arada Eloi(aramice Tanrı=Baba anlamına gelmektedir). Bir dipnot daha; Atatürk Nutuk'ta kendisinden bahseder.
Ondokuzuncu yüzyılda yazılmış olduğuna inanması zor bir kitap.
Özenli çeviri, tasarım için İthaki yayınlarına teşekkürler...
Eserde, 802.701 yılında 'Eloi' ve 'Morlock' olarak adlandırılan iki sınıf çıkıyor karşımıza. Eloiler, her tür sosyal sorunu geride bırakmış ve artık kendilerini tamamiyle zevke adamış ('bourgeois utopia' diyebiliriz buna) bir toplum. Morlocklar ise yerin altında, gün ışığı görmeden yaşayan, ucube yaratıklar olarak 'çalışan sınıfı' temsil ediyor. Kurgusal olarak bir ilk olan eserin, Fritz Lang'ın Metropolis filmine de birçok açıdan ilham kaynağı olduğunu fark ettim okuduktan sonra- filmi izleyenler anlayacaktır. Aynı zamanda zaman makinası kavramını ilk ortaya çıkaran eserdir bu bildiğim kadarı ile. Kurguda, endüstriyel ve 'makineyi kullanan' bir topluluk olan Morlocklara kıyasen, tamamen doğanın içinde, çalışmadan yaşayan Eloiler daha refah içinde ve mutlu bir topluluk olarak resmedilmiş. Sorumluluk, planlama ve çalışma kavramlarının var olmadığı bir dünya ama her şey tıkır tıkır işliyor ve nasıl oluyorsa doğanın o muhteşem düzeni/dengesi dahi korunuyor. Bu etkili bir düş müdür 802,701 yılı için? Salt doğanın dengesini korumak dahi bir çaba gerektirir sonuçta. Bir toplumdaki en az çalışan/üreten sınıfı bulduğunuzda muhtemelen en mutsuz sınıfı da bulmuş olursunuz gibi bir fikirden hareket edersek hele- bu kurgunun sağlamlığı tartışılır. Velhasıl kelam, okunması gereken bir eserdir. Yazıldığı zamanın fersah fersah ötesinde bir eserdir. İngilizce'ye hakim olan okurların özellikle orjinal metni okuması şiddetle tavsiyedir.
Çok beğendim. Anlatım çok akıcı ve sade. Betimlemeler başarılı, kolayca gözümde canlandırabiliyorum. Farklı bir gelecek yorumu. Bilimkurgu severlere tavsiye ederim.
Zamanına göre oldukça başarılı olan bilimkurgu romanı. Başları sıkıcı olsa da güzel bir kitaptı.
Herbert George Wells'in 142 Sh 12 Blm lül kültleşmiş bilim kurgu romanı.
Roman zaman gezgini denen bir bilim adamının zaman makinesi icat ederek çok ileri tarihe gitmesi üzerine kurulu. Gittiği yerde yer üstünde yaşayan iyi topluluk Eloiler ve yer altında yaşayan kötü Morlocklar arasında geçen mücadele altında ileride de olabilecek olan ezilen ve ezenler teması işlenmiş.
Bilim kurgu tarzını severlerin favori kitaplarından biri olduğunu okudum bir çok yerde. Ben bu tarzdan pek hoşlanmama karşın ölmeden önce okunması gereken 1001 kitaptan biri serisini topladığım için aldım ve okudum. Çok beğendiğimi söyleyemem.
Zamanının çok ötesinde.
Binlerce yıllar sonrasında okuyoruz ve mantıksız gelen hiçbir şey yok. Öngörüleri ile günümüzde devam eden konuları, bakış açılarını, gelişmeleri konu alan kitaplar okudum ama bu kitap öncü gibi öncü sahiden de. İlk yayımlandığı zaman okuyan insanlar ne düşünmüştür kim bilir, öğrenmek isterdim. Büyük ihtimalle atölyesinde düş gördüğünü düşünmüşlerdir.
insanların ve tüm canlıların hatta yarattıkları her şeyin bir toz bulutu gibi başlangıcıyla aynı şekilde yok olacağını -bir nevi ''sen de kimsin insan?'' diyerek- 802,701 yılından sistem ve kapitalizm eleştirisi üzerinden oldukça basit bir dille sunmuş yazar.
yazıldığı dönemde görelilik teorisinin henüz doğmadığı düşünülürse yazara olan saygı daha da artabilir. tek kötü yanı kitabın kısalığı ve hikayenin kısmen yüzeysel kalmış olması.
Karton Cilt, 128 sayfa
2014 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı