Muzaffer İzgünün, yaşamöyküsünü anlattığı Zıkkımın Kökü, aynı adla sinemaya uyarlandı. Memduh Ün ile Macit Koperin senaryolaştırdığı, yönetmenliğini Memduh Ünün yaptığı; Menderes Samancılar, Meriç Başaran, Günay Girik, Elif İnci, Sırrı Elitaş ve Emre Akyıldızın rol aldığı Zıkkımın Kökü filmi, Hindistan Udaipur Film Festivalinde Altın Film, Tokyo Film Festivalinde Asyanın En İyileri, İspanyada En İyi Yönetmen ödüllerine değer görülürken; Adanada Altın Kozada beş ödül birden, Kültür Bakanlığı Ödülü, Pariste 1994te Cine Junior en büyük ödülünü de aldı.
Muzaffer İzgünün, yaşamöyküsünü anlattığı Zıkkımın Kökü, aynı adla sinemaya uyarlandı. Memduh Ün ile Macit Koperin senaryolaştırdığı, yönetmenliğini Memduh Ünün yaptığı; Menderes Samancılar, Meriç Başaran, Günay Girik, Elif İnci, Sırrı Elitaş ve Emre Akyıldızın rol aldığı Zıkkımın Kökü filmi, Hindistan Udaipur Film Festivalinde Altın Film, Tokyo Film Festivalinde Asyanın En İyileri, İspanyada En İyi Yönetmen ödüllerine değer görülürken; Adanada Altın Kozada beş ödül birden, Kültür Bakanlığı Ödülü, Pariste 1994te Cine Junior en büyük ödülünü de aldı.
İlla ki okuyun bu kitabı.
Eğer siz de küçükken, yatmadan evvel evinizin tavanındaki şekillere bakarak hayal kurduysanız;
taşınırken kamyonun arkasında oturma keyfini yaşadıysanız;
kira günü geldiğinde evinizde tedirgin bir hava estiyse;
kitaplarınızı gazete ile kapladıysanız;
uçan balonlara hep hasretle baktıysanız;
kömür taşırken oranız buranız kapkara toz kesildiyse ve sonra anneniz sizi leğende yıkadıysa;
anneniz, babanız ve kardeşlerinizle ayrı tabaklarda değil aynı tencereden yemek yediyseniz;
pantolonunuzun yırtığına yama vurulduysa;
yerleri ahşap desenli muşamba serilmiş evlerde oturduysanız;
damınız aktıysa;
musluklarınız soğuktan donduysa;
tuvaleti dışarıda bir evde yaşadıysanız;
toprakla oynayıp "anaaa suuu" diye eve vardığınızda bin bir azar duyduysanız;
sokakta saatlerce oynayıp karnınız acıkınca sadece ekmek istediyseniz;
anneniz salça kaynattıysa, sonra kazanı komşuya geri verdiyse;
babanız işçiyse;
yılda ancak iki kez alınan yeni elbiseleri günlük giymek isteyince anneniz "misafirliğe, düğüne falan giderken giyersin, her alınanı eskitmeyin" diye payladıysa sizi
ve şimdi geriye bakınca "her şey ne de güzeldi o zamanlar" diyorsanız...
İlla ki okuyun bu kitabı.
Okuyun çünkü canınıza değecek.
10 numara kitap bir solukta bitiyor elinizden bırakamıyorsunuz...
Yoksulluk ancak bu kadar iç ısıtıcı bir şekilde yansıtılabilirdi...
okurken gulmekten karnıma agrıların gırdıgı kıtap :)
Üstünde yaşadığımız toprak belki aynı ama hepimiz birbirimizden ne kadar da ayrı dünyalarda yaşıyoruz acaba?
Muzo ile tanışmak keyifliydi. Bir zamanlar babamında hayatını anlattığı o dönemleri bir başkasının gözünden/hayatından esprili dille okumak çok keyifliydi. Yoksulluk ve yokluk kolaylıkla tiye alınabilecek bir konu değildir. Bunu başarabilen insanlar ise kesinlikle kendilerini aşmış insanlardır benim gözümde. Trajikomik kelimesi bu kitap için kesinlikle biçilmiş kaftan. Muzaffer İzgü'nün yüreğine sağlık , zoru basitmiş gibi aktarmış bizlere.
Ve birde kitapta gerçek anlamda kahkaha attığım bir paragrafı paylaşmak isterim. Muzo tutturmuştur bir Raziye , Raziye'de kaçmak ister Muzo'ya. Ama Muzo'muz okuyacağım, büyük adam olacağım diyerekten erteler Raziye'yi. Sonra yürek dayanmaz , gider evdekilere açıklar durumu, niyeti gitmektir Raziye'in yanına. Annesi ise rezil edeceksin bizi der , baba ise tam baba :D Övünerek aktarır içindekileri anneye ;
"Ben onları rezilliğe öylesine alıştırdım ki , hiçbir şey olmaz , bırak gitsin , biraz daha rezillik idmanı yapmış olur , fena mı ? :) "
Büyük kücük herkesin okumasini isterim bu kitabi. Öyle ice isleyen, öyle yürek burkan bir kitap ki!
Karton Cilt, 304 sayfa
2012 tarihinde, Bilgi Yayınları tarafından yayınlandı