"Eğer bu dünyada bir yerlerde, insanlar çocukları bombalıyorsa, bunu bilmeye gerek yoktu. O dünya zaten yanmış çocuk eti kokardı. eğer bir yerlerde, başka çocuklar açlıktan geberip gidiyorsa, bunu bilmeye gerek yoktu. O dünyanın zaten açlıktan nefesi kokardı."
Bu ve bunun gibi onlarca vuran paragraf barındıran bu kitabı mutlaka okumalısınız. Hakan Günday kesinlikle okunmaya değen bir yazar. 360 sayfa 360 saniye gibi bir anda akıp geçiyor. İnsanın hayatından 80 yılı böyle güzel anlatan başka kitap çok seyrek okumuşumdur. Hayatın gerçeklerini öyle güzel yansıtıyor ki yazar kitapta 'yok artık, bu da olmaz' diyebileceğiniz hiç bir bölüm yok. Özellikle sonunu çok sevdim ben.
"Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım...
Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az...
Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi.
Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir."
İçinize bir taş, boğazınıza bir düğüm yerleşiyor okurken. Kurgu olduğunu bilsenizde Yatırcalı Derda'nin ülkemizin acı gerçeklerinden olduğunu içten içe biliyorsunuz. Sarsan, içinizi burkan, birşeyler yapmak istemenize neden olan bu kitabı kötü bir gününüzde yada kötü bir ruh halinizdeyken okumayın. Daha da kötü yapabilir.. Tabiki okumamak bilmemek 11 yaşında kız çocuklarının oyun oynayacakları yaşta evlendirilmelerini değiştirmiyor. Yazacak o kadar AZ ama çok şey var ki..
Tesadüflerin romanın gerçekliğine zarar verdiğini düşünüyorum. Bence abartı fazla kitapta.
vasat. hakan günday'ın bikaç kitabını daha okumuş birisi olarak kolaylıkla söyleyebilirim ki; kendisini mental anlamda tekrarlayıp duruyor. gelişmemiş ve modernize olamamış. öykünün absürd olması bi yana, olay örgüsü ilk kitabından bile daha amatörce.
Tiksindirici olayları mide bulandırıcı derecede detaylı anlatmış. Okunmaya değer mi emin değilim. Bazen sıradan duyguları anlatmak için yaptığı benzetmeler ve kullandığı kelimeleri çok beğeniyorum, arka kapağındaki gibi.
Oldukça güzel başlayan bir Hakan Günday romanı.Başlayan diyorum çünkü böylesine Türkiye gerçeklerinin anlatıldığı bir romanda bu kadar çok tesadüfün olması bence gerçekliğine gölge düşürdü.Bir süre sonra artık bu romanda her şey olabilir diye düşünmeye başlıyorsunuz.Yine de her şeye rağmen elinizden düşüremeyeceğiniz bir roman.
Hakan Günday'ın okuduğum ilk kitabı.Hayat tesadüflerden ibarettir dedirtiyor insana demek isterdim ama abartılı ve şiddet içerikli buldum.bu kitabı da midemi bulandırdı..