Nasıl yorumlasam bilemiyorum,yazarın Türkçe'yi böylesine muhteşem kullanmasından gurur duydum,bütün kitaplarını okumaya karar verdim.HARİKAYDI.
Üzerinde yazdığı gibi, delilik ve dahilik arasında gidip gelen harika bir kitap. Mutlaka okunmalı.
böyle bir karakter daha iyi işlenebilir miydi, ben mi bunaldım şuan kestiremiyorum.
Taşlar çatladı. İçlerinden sesler ve bedenler çıktı. Aldığı son nefesi vermeden önce, Asil'in açık gözleri karşılaşmalarına eş mucizeyle Yahya'yı gördü. Çocu4ğun sol gözü mai, sağ gözü yeşildi. Asil güldü. Asil Öldü...
Tekrar okumak istediğim ,dahilik sınırlarına ulaşamayıp ,delilik sınırlarında seyir ettiğim bir kitap.
Hakan Günday'ın dilini çok çok sevdim. İlk gördüğüm sahafta diğer kitaplarına da derinlemesine bakacağım. Azil mutlaka okunması gereken kitaplardan.
Farklıligin farklı farklı yasanilmasi farkinda olmayanların farklı farklı kıskançlıklariyla cezanlandiriliyor
2-3 sayfada bir 'vay be' dedirten kitap. Acaba daha ne kadar hayretler içinde bırakacak cümleler okuyacağım diyeceksiniz. OKUYUN!
Kitaptaki karanlık hava etkileyici.
Akıcılık ve elle tutulur bir konu yok.
Çelişki dolu.
Bazı yerler saçma
Çalakalem yazıldığı çok belli.
Ve nedenini pek bilmeden, Hakan Günday okumaya devam edeceğim.
Bilim, teknik ve aklı temel aldığını göze sokmaya çalışarak, mantıktan bu kadar uzak kurgular yaparak Türkiye'nin en çok okunan yeraltı edebiyatçısı olabilmesi Hakan Günday'ın suçu değil elbet! Okurken, aynı sokakları, aynı binaları, aynı barları kullandığım insanlardan utandım!
En başlarda çok sıkıldığımı söyleyebilirim. Ne kadar sıkılsamda kesinlikle okumaya başladığım kitabı okumadan bırakmadığım için şuan seviniyorum.
Her şeyi düşünebilir, her şeyi hayal edebilir, ancak sadece seçtiklerini gerçekleştirebilirsin..
Düşünce şeytandan, davranış Tanrı'dandır..
Hangi düşüncenin davranışa dönüşeceğine karar verense insandır..
Azil,Türkçede, görevden almak, Arapçada, hamileliği engellemek uğruna ,kadının haricine boşalmak anlamına gelir.
İnsanlık tarihi, kutsal olanları anlatır.İnsanlık tarihi,doğurtanları anlatır.Tarih,insanlık rahmine düşmüş peygamberleri anlatır.Azledilenlerin tarihini anlatansa,Asil'in hayatıdır.Çünkü hepsinin laneti aynıdır:Düşünmek.Çünkü hepsinin alınyazısı aynıdır.:Düşünüyorum,öyleyse,varlığımı yok edebilrim.
Bu nasıl güzel bir kitap.ben daha önce neden okumadım hem pişmanlık hem mutluluk,sarhoşluk ne ararsan var. Duyguların anlatılamayacağı bir kitap.
Kesinlikle bir başucu kitabı..
delilik ve dahilik arasında gezinmek..
Hakan Günday'ın bu kitabıyla belli bir çıtayı aştığını düşünüyorum..
"Asil Yaşayan Adil Ölür " bu kıvrak zeka ürünü kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim.
Sevdiğimin tavsiyesiyle edindiğim ve yer yer içinde kaybolduğum oldukça etkileyici bir kitap, tabikide okumasını bilene. Ayrıca diğer kitaplarını da okumam için güzel bir başlangıç oldu.
Hakan Günday'ın iyilerinden. Belki de en iyisinden. Malafa ve Zargana'dan sonra düşen çıtayı alıp ikiye kıran bir kitap. Felsefe, bilim ve sosyoloji ile dolu. Ya çok sevilecek ya da nefret edilecek kitaplardan.
Bu kitabı sevmemdeki ana unsur sanırım belirsizlik oldu. Muammanın içinde Azil ile sahneler ve mekanlar arasında sürüklenmek, bir filmin içindeymişim gibi hissettirdi. Kitabın bilmeceli yanı, yazarın, okuyucuyu olayların gerçekliğiyle sınamasıydı.
-Spoiler-
Kurallar;
-Aynı zihinde yer alan karşıt düşünceler birbirini yok eder ve ışığa dönüşürler.
-Her şey ve herkes ışık yayar. Sonuç, nedenlerin aydınlattığı noktada, nedense sonuçların aydınlattığı noktadadır.
-Her düşünce bir diğerini doygunlukları ve aralarındaki uzaklık ölçüsünde çeker.
-Düşünceler mükemmel, ancak davranışlar kusurludur.
-Düşünceler ışık hızında hareket eder.
-Zaman, var olan bütün etkenler ölçüsünde değişkendir.
-Davranışa dönüşen düşünceler daima geçmişe aittir.
-Düşünceler, duyguların çekim alanlarına girince bükülürler.
Bu kuralların yanı sıra, kitabın içinde yazılan kitaplar da Günday'ın kaleminden çıksa çok güzel olabilecek malzemeye sahip. Özellikle kargo paketi hırsızının psikolojisi çok güzel anlatılmıştı. Ve bir de sosyal deneyler vardı. İnsanların gerçekten ne kadar kötü olabileceğini ispat edebilmek için çarpıcı fikirler. Bu bölüm beni biraz karamsarlığa sürüklemedi değil.
Romanın felsefi yanından sonra olay örgüsüne geçiyoruz bir anda. Çok hızlı gelişiyor her şey ve bu yüzden muhteşem bir akıcılık söz konusu. Kitabın sonlarına doğru sayfaların arasına giren Yahya'nın daha fazla satır sahibi olmasını isterdim. Bu yüzden kitabın sonunun aceleye getirilmiş olduğunu düşünüyorum. Evet, Azil için olması gereken son buydu: Toplum tarafından linç edilmek. Ama Hakan Günday'ın "doğru" sonlar getiren bir yazar olduğunu düşünmüyorum. Biraz daha farklı olabilirdi.
-Spoiler-
Genel olarak bir kez daha Hakan Günday'ın başarılı olduğunu düşünüyorum. Sevilmesi her ne kadar zor bir yazar gibi görünse de en azından yaratıcılığı takdir etmemek, haksızlık olur.
Azil ile var oluş ve var olan yani gerçek ile sahte arasındaki muhteşem çekişmeye tanıklık edeceksiniz.