-Kendinden çıkmadıkça kendini bulamazsın.
Çok güzel bir kitaptı. Şiir gibi akıp gidiyor.
Kısacık olmasına yüklediği anlamlar öyle çok ki! Kendinize bir kahve molası verdiğinizde mutlaka okuyun derim. Kahveniz bittiğinde kitap da biter. Kahvenin tadı ağzınızdan gider, kitabın tadı yüreğinizde kalır...
http://kitapsevinci.blogspot.com.tr/2015/04/bilinmeyen-adann-oykusu-jose-saramago.html
Bir solukta okunabilecek sözüm ona tonlarca sayfadan oluşan boşluklardan çok daha güzel bir kitap..Mutlaka okumalısınız Bilinmeyen Adanın Öyküsünü..
Kitabın konusuna diyeceğim hiçbir şey yok, kesinlikle çok güzeldi. Yazar insanın kendisini bulma sevdasını işlenirken aynı zamanda ince ince bir alay ve serzenişte bulunmuş düzene karşı.
Fakat o kitap nasıl çevrilmiş, niye azami sayıda nokta kullanılmış, hiçbir dil bilgisi kuralına uyulmamış asla anlam veremeyeceğim. O güzel konuyu özenle baltalamışlar resmen. Nobel edebiyat ödülü kazanmış bir yazarın yazım tarzının bu olduğuna inanmadığım için geriye sadece gözlerimi İş Bankası Yayınları'na çevirmek kalıyor.
Verdiğim 8 puan tamamen kurguya, kitabın basımına 1 puan bile vermem.
'Sen kim oluyorsun ki sana bir tekne vereyim,Sen kim oluyorsun ki bana bir tekne vermeyeceksin'
Çok enfes bir bakış açısı..Okunası.
Masal tadında kısadan da kısa bir öykü. Ona rağmen not aldığım en az 3 cümle var kitabın içinden.
Jose Saramago'yu Körlük kitabıyla tanıdım ve uzun da yazsa kısa da yazsa çok bereketli bir yazar olduğuna kani oldum.
"beğenmek sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek."
Bir saatten daha az sürede okunabilecek çerezlik bir kitap. Dili çok hafif. Ama simgesel bir anlatımı var. Mesajı var.
İnsanın ufkunu genişletmesi, denenmemişi denemesi, yeni şeyler öğrenmesi için aşması gereken öncelikli şey ne? İşte bunu konu edinmiş ve üstü kapalı bir şekilde veriyor kitap. Aslında kişinin gerçek benliğini bulması ve kendisini tanımasıyla alakalı. Hoş bir tat bırakıyor. Okumanızı öneriyorum.
"beğenmek sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek"
Kitabın başında "Bu kitapta, yazarın kendine özgü yazım şekline sadık kalınmıştır" yazmasa bu nasıl dil bilgisi dedirtecek kadar değişti yazımı. Güzeldi tabi ki
"Biliyor musun ki kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadikça kim olduğunu asla bilemezsin. "
Yukarıdaki cümle kitaptan alınma ve kitabı özetler nitelikte.
Çok ince bir kitap olup çizimlerle desteklenmiş. İnsanı yormayan yarım saat içerisinde okunabilecek basit bir anlatımı var. Ama kitap içerisinden feyz alabileceğiniz cümleler mevcut. Jose Saramago'nun olunca okumak istedim. Ve pişman da olmadım.
Kırmızı Kedi Yayınlarından olan kitabı 58 sayfa zaten her iki sayfadan birinde fotoğraf var. Yani elinize alınca ayakta 20 dakikada bile okuyabilirsiniz.
Yalnız sadece sayfa azlığından kaynaklı bir durum değil kurgulama muhteşem. Üstelik derin anlamlar içermekte.Misal;
"Ben bu krallığın kralıyım ve krallıktaki tüm tekneler bana aittir, Bu gidişle onlar sana değil sen onlara ait olacaksın, Ne demek istiyorsun diye sormuş kral, huzursuzca, Tekneler olmasa sen bir hiçsin, oysa tekneler sen olmasan da rahatlıkla denize açılabilirler"
"Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek"
"Belli ki adamın gözleri bilinmeyen adadan başka bir şeyi görmüyor, diye düşünmüş kadın, işte göz yanılması, insanın yanı başında duran insanı görmemesi böyle olur"
Şeklinde altı çizilesi hatta yeniden okuma isteği uyandıran bir kitaptır.Kitaptan kopma yaşamazsınız bile. Peri masalı edasıyla başlanıp bir hayat dersi ancak bu kadar güzel verilebilirdi.
Uzun bir öykü olarak tanımlanan bu kitap bana biraz felsefik geldi. Şaka bir yana evliliği anlatır gibiydi. Aynı teknede 1 kadın 1 erkek. Saraydan dönmemecesine çıkan bir temizlikçi vs.
Beğenmek; sahip olmanın en iyi şekl, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek diyor yazarımız
herhangi bir ön hazırlık yapmadan elime aldığım ada öyküsü içindeki çizimlerle beni benden alan nefis bir kitap.
... Ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum. Bilmiyor musun ki, kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.
Güneş doğar doğmaz, adam ve kadın kalkıp dışarı çıkmışlar, pruvanın iki yanına teknenin henüz sahip olmadığı ismi yazacaklarmış, beyaz harflerle. Öğlene doğru, cezirle birlikte, Bilinmeyen Ada nihayet denize açılmış, kendini aramak amacıyla.
Bilinmeyen Bir Adanın Öyküsü, usta yazar José Saramago'nun az sayfada aslında çok şey anlattığı, bir çırpıda mola bile aklınıza gelmeden 30-40 dakika içinde okuyabileceğiniz çok kısa bir eser. Bu yönüyle Küçük Prens tadında diyebiliriz.
İlk bakışta yarım kalmış bir eser gibi gözüküyor ama düşündürdükleri pek de yarım şeyler değil.
"Mühim olan varış değil, gidiştir" gibi...
"Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir" gibi...
"Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin" gibi..
Okumanızı öneririm; okurken dinlenmek, dinlenirken düşünmek, düşünürken anlamak ve hissetmek için.
Belki bu kitabı, belki de başkalarını.
Öyle ya; mühim olan gidiştir, varış değil...