Distopyanın 4 başyapıtından biri olduğunu düşünüyorum. Işığa doğru yol alan pervaneler misali yok olan hayatlara, insanoğlunun doymak bilmez iştahına ve politik yanılsamalara dair olağanüstü bir eser...
George Orwell bu kitabı veremliyken yazmış öyle mi? Keşke biraz daha yaşasaydı da kitaplarının tadı damağımızda kalmasaydı... Bu kitap okunmalı! Kitapta en sevdiğim söz şu oldu paylaşmak isterim :Onlardan nefret ederek ölmek,özgürlük buna denirdi işte.
Gerçekten diktatörlüğü mükemmel bir biçimde tasvir eden, demokrasinin önemini demokratik olmayan bir ortamla tasvir eden mükemmel bir eser. Özellikle sahte düşmanlar yaratmak; zihnin ele geçirilebileceği, dün, bugün ve yarına sahip olunabileceğini, gerçeğin ne kadar kolay yozlaştırılabileceğini ancak bu yoz durumun ne kadar zor ve hatta imkansız farkedileceğini anlatır. Çocukların dahi ailerini ispiyonlayacak kadar politize olduğu, cinselliğin bastırılarak bu sayede meydana gelen sinir ve öfkenin siyasi amaçlarla nasıl kullanıldığını iyi çok mükemmel bir biçimde anlatır. Burada umuda, aşka yer yoktur. Ne verilirse odur. Ancak yine de halka, parti üyesi olmayan sıradan kesime duyulan bir umut vardır. Gerçek(!) bakanlığı, sevgi bakanlığı(!), düşünce takibi ve düşünce polisi vardır. tek tipleşmek vardır. lidere tapma zorunluluğu vardır. Gerçek bakanlığındaki şu laflar bile aslında bu uzun anlatımın çok gereksiz olduğunu ortaya koyar:1) Savaş, barıştır.2) Cehalet, güçtür. 3) Özgürlük, esarettir. Özetle zihnimize sahip çıkalım, tarihe ve olaylara, demokrasiye, hak ve hürriyetlere.... Devlet ne insana zulmetmek için vardır, ne insanı sömürmek için. İnsanın devleti korumak gibi bir yükümlülüğü olmamalı ve fakat devlet yurttaşları korumalı ki yurttaşlar da ona sahip çıksın, benimsesin. Bu ise asgari yaşam şartlarının düzeltilmesiyle, sosyal hakların gereği gbi verilmesi ile, yoksulluktan kurtarmasıyla olur. Belki devlet biribirlerin kurdu olan insanların yine birbirlerine karşı güvencesidir. Ne var ki devlet de insanlardan oluşur hem de meşru şiddet tekeline sahip olarak bu halde ne olacak??? Boyun eğmeme hakkı ameriken ve fransız ihtallerinde benimsenmiştir. ama nereye ve ne zaman kadar. sonra yine yozlaşma başlayacak nereye ve ne zaman kadar...
George Orwell bu kitabında hicivli anlatımıyla akıcılığı yakalamış.Özellikle mevcut siyasi gücün halkın algısını yönetmedeki rolünü vurgulamış olması dikkatimi cekti.Makineleşme,baskı rejimi,sosyalizm gibi kavramları yazarın yarattığı bir dünyada somutlaştırabilmek oldukça keyifliydi.
kesinlikle başucu olması gereken bir kitap.Belki popüler kültür bu kitabı tüketmiş olabilir ama buna rağmen okunmalı.
Okunması gereken bir kitap. Winston karakterinin de dediği gibi yeni bir şey anlatmıyor bildiklerimizi onaylıyor.
komonist bir yönetim şeklini konu alırken, günümüzdeki hükümetlerin deri altında bu kadar güzel açıklanır ve eleştirilir. tavsiye ederim
Distopya türü içerisinde yönetimsel ve toplumsal bakış açısı paralelinde "gerçekçilik" üzerine bana göre yazılmış en iyi eser. "Biz"in etkilerinin dokunuşları da hissediliyor. Orwell'ın o zamanlardan bu kabus senaryosunu yazması,geçmiş değil geleceğe ışık tutma olarak algılanan gerçekçilikle bezenmiş kurgusu, sembollerin günümüz dünyasına yakınlığı karşımıza eşsiz bir eser çıkartıyor.Okuması çok keyifli ve okurken "hakikaten öyle" denilebilen, son derece etkileyici bir yapıt. Bu türe meraklı olanlar kesin okumalı. Olmayanlar için ise yarattığı gerçeklik kurgusu, yeni bir türe adım atma konusunda başlangıç oluşturabilir onlar açısından.
insanı zaman zaman yoran, sürekli dikkat isteyen fakat bir o kadar da gerçekçi bir kitap.
Heyecanla sonunu beklerken hiç bitmesin istemek. Orwell, seninle bir kere de olsa karşılaşmalıydık.
neden bilmem pek sevemedim bu kitabı. belki dünya artık öyle bir yer olduğundan başka bir dünyaya götüremedi beni..
Bir felsefeci bir öğretmen ve aynı zamanda yazar olan hocamın tavsiyesiyle okuduğum bu kitap kütüphanemin baş köşesinde.
Kitabin ucuncu bolumu resmen bir korku filmi havasindaydi. Okurken tuylerim diken diken oldu. Bu eser cok buyuk bir dehanin urunu. Tek eksisi ilk iki bolumun cok sıkmasiydi. Tabi bu bir fikir romani olcutu akicilik olmamali.
Totaliter rejimlere getirdiği eleştiriler( stalizmi haklı bir şekilde yerden yere vuruşu)..İktidarın yönetmek için kullandıgı savaş ve halkına korku salma stratejilerini yüzümüze vuruyor Orwell.
"101"sayısını bellegime işledi.
Okurken işkence sahnelerini düşünerek sıkıldım ama elimden bırakamadım. Bir baş yapıt. Herkesin kütüphanesinde bulunmalı, herkes okumalı. Okumak yetmez anlamalı. Özgürlük ah özgürlük.