Mükemmel bir kitaptı. Okuduğum her sayfada geleceğimizin kitaptaki gibi olmasından daha da çok korktum. Yıllar öncesinden bu kadar ileri görüşlü bir yapıt... Tam sıkılıyorum dediğim sırada olayların hiç beklenmedik bir şekilde değişmesi kitaba karşı olan heyecanımı hep canlı tuttu.
George Orwell'ın ütopik bir tarzda kaleme aldığı bu roman, yanlış devlet politikalarının insanlarda nasıl olumsuz bir ruh hali uyandırdığını gözler önüne sermektedir.
Herkesin kütüphanesinde bulunması ve mutlaka okunması gereken bir eser. Yazarın bu kitabı yazdıgı senelerdeki düşücelerinin aslında günümüz ile ne kadar paralellik gösterdigini ancak okuduğunuzda anlayabileceksiniz.
Okuduğum en iyi kitaplardan biri diye bilirim. Özellikle burada duyguların tanımlamaları mükemmeldi. Bir ara adamın yerine benim kalbim sıkıştı ve bunu o kadar normal bir şekilde anlatıyor ki, sanırsın dünya gerçekten böyle bir ülkeden ibarettir. Aslında dünya gene iyi bir yer değil ama burada başka bir anlatım söz konusudur.
George Orwell'i tebrik etmek istiyorum. Ölümünden bir yıl önce 1949'da yazdığı 1984 romanında konuşulan, yapılan her şeyin devlet tarafından dinlendiği, bu nedenle insanların cezalandırıldığı bir Geleceğin Dünyasını anlatır. Gecikmeli olsa da bu gün yaşadığımız hayata çok benzeyen bir yapıdadır. Bu terörizm faaliyeti korkusu ile tüm telefonların, epostaların gözlendiği benzer bir dünyada yaşıyoruz. Hatta George Orwell'in romanda kullandığı "Big Brother" "Büyük Birader" kavramı günümüzde hazır olarak bulundu ve kullanılmaktadır. Roman çok uzun değil onun için okuması oldukça kolay.
Geleceği oldukça iyi tahmin eden bir bilim kurgu.
okumayı geciktirdiğim için kendime kızmama sebep olan harika bir kitap. tam anlamıyla bir distopya. anlattıkları ve kurguladıklarıyla sadece 1984 yılını bugünü de anlatan ve geleceğe de kalacak nadide eserlerden biri. muhakkak okunması gereken kitaplardan
ütopyalar mutlaka okunmalı bence. bu kitap neticesi Orwell'in kahin olduğu kanısına varmıştım.
Totaliter rejime güzel bir eleştiri. Ancak yeterince akıcı olmadığını düşünüyorum. Distopya anlamında, Cesur Yeni Dünya ve Fahrenheit 451 daha ilgi çekiciydi.
Şimdiye kadar okuduğum en iyi disütopya... bir çok sayfasında resmen türkiye'yi anlatmış. gerçek hayatla bağlantıarı çok fazla
Korkutucu bir gelecekten bahsediyor. Elinizden bırakmak istediğiniz anlar geliyor. Gerçekten üzerimde büyük bir gerilim romani kadar etkileyici olmuştur.
Okumayı bu kadar geçe bıraktığım için kendime kızdığım kitap. Sisteme ve aslında insanlığa yapılmış en büyük eleştirilerden biri.
Under the spreading chestnut tree, i sold you and you sold me.
Sistem eleştirisi olarak ele alınacak türü içinde örnek sayılacak bir başyapıt
2x2 = 5
Distopik kurgulara güzel bir örnek,,yazım ve kurgulama hayal gücünüzü canlandırıyor..okurken bulunduğunuz mekan grilere bürünüyor...bu arada kapak tasarımı hiç alakası olmayan kitabı bile okumamış kişiye ait izlenimi veriyor,,kapak tasarımı kötü bir seçim..:) ama kitap okunmalı..
Kitap yaklaşık 1 aydır elimde süründü ne yazık ki. Bu tamamen benim kitap okuma alışkanlığımın zayıflamasından ve odak problemi yaşamamla alakalı. Kitap güzeldi. Okuma konusunda geç kaldığımı düşünüyorum. Bazı kısımlarında çok sıkıldım. Bazen kafam karıştı, "bu nerden çıktı şimdi" dediğim oldu. Sona doğru çok akıcı hale geçti. O kısımlarda okurken heyecanlandım. Büyük Birader'in ne demek olduğunu anladım. Ama nedense ben sonunu daha farklı hayal etmiştim değişik oldu. Sonuç olarak gayet güzel bir kitap.
1948'de 1984'ü hayal ederek yazmış romanını ancakneredeyse günümüzde dahi yaşanan sıkıntılar, bazı iktidarların halka yaptığı zulümler ve algıların nasıl değiştirldiği konu edilen akıcı, ütopik, biraz da bilim kurgu şeklinde yazılan güzel bir roman.
Bu tarz kitapları okumayan birinin anlaması mümkün olmayan bir kitap roman arıyorsanız bulaşmayın ama gözlerim bakmasın görsün diyorsanız bunu okuyun
Yılın rakamlarını tutturamadın.Sanırım veremle boğuşurken bu kadar oluyor.Sıkı bir komünizm eleştirisidir.Propaganda gibi bir silahın kullanım şekilleri ve sonuçlarına değinmiştir;Cehalet Kuvvettir,Savaş Barıştır gibi.
Çeşitli gruplara girebilmek kendinizi kabullendirebilmek için inanmadığınız bir şeyin doğru olduğunu kabullenmek zorunda kalabilirsiniz.
Yine de en güzel ütopta Cesur Yeni Dünya.
Kitap totaliter rejimlerin kabus dolu korkunç dünyasını, korkunç yüzünü bir hikaye eşliğinde anlatırken, düşünce özgürlüğünün , kendi doğrularını korkusuzca ifade edebilmenin ne kadar büyük bir özgürlük olduğunu çok iyi kavratıyor.. Distomik ütopya... Aslına bakılırsa ütopya olduğu kadar da günümüzün gerçekleri....
Distopya kitaplarında Cesur Yeni Dünya'nın bir adım önünde zirvede oturuyor benim için, en azından benim okuduklarım arasında.
Uzun yıllar öncesi anlattıkları şimdi o kadar gerçek, o kadar olanaklı geliyor ki insana, Orwell'in zekasına bir defa daha hayran kalıyorsunuz. Kesinlikle okunması gereken bir kitap.
Bu kitap sanki kendi içimdeki aşkı kaybettirdi bana...
Hafızamdan asla silinmeyecek kurgu...doğası gereği gizem duygusunu o kadar rahat ve doğal bir şekilde yaratmış ki yazar,beni gerçekten haddinden fazla etkiledi,olayları kalıplara sokmaya çalıştıkça ,sanki her şey daha bir sıradanlaşıyor..ne biliyim, illa ki, tüm bunların bir anlamı mı olması gerekiyor benliğimizde?. sanırım,aşkın tarifi imkansız bir hissiyattan var olduğuna inanıyorum..aşkın önüne koyulan,koyulmaya çalışılan bütün sıfatlardan da alabildiğine nefret ediyorum nedense ...bu hikayenin garip bir esintisi var ,...öyle anlar ve öyle dakikalar vardı ki , sanki bir an,hüzne boğuluyor insan...tüm bu karmaşanın ortasında da bir o kadar çokta etkileniyorsunuz olan bitenlerden..hayata öylesine bakan,umursuz ve adeta dehşete düşüren bir kadın tasvir ediliyordu...ve onun için derbeder bir yaşamı göze almış bir adam,ve onlar o atmosfer içinde ,deli-dolu korkusuz ve asla ne yaptığını bilmeyen bir özgür çift gibi davranabiliyorlardı....işte aşk gerçekten böyle bir şey belki de..onu bulduğun an,sıkı sıkıya sarıl ve asla bırakma..belki onu son görüşün olur,
kim bilir!...
ilginç bi kitap ama pek anlayamadım. Bana göre ağır bi kitap kapasitemi aştı gibi.