Kahraman Tazeoğlu/ Bukre
Nihayet Bukre'yi bitirebilmişken sıcağı sıcağına yorumumu da yapayım dedim. Öncelikle şunu söylemem gerekirse, ben bu kitaba başlarken okuyanları çok sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye ayıran kitap demiştim fakat yanlış bir tespitte bulunmuşum. Birde arada kalanlar varmış… Şekil A.1 bende o arada kalanlardan biri oluyorum. :) Arada kaldım çünkü ne Bukre'yi çok sevdim, mükemmel kitaptı diyebilirim ne de hiç sevmedim. Evet, sevdiğim yerleri vardı ama sırf kitabı yarım bırakmamak okuduğum kısımlarda hayli fazlaydı...
Her ne kadar ben çizmiyor olsam da altı çizilesi güzel sözler vardı bu kitabın sevdiğim yanıydı. Fakat bazı kısımlar da sırf yazılmış olmak için yazılmış gibiydi...
İşte o güzel sözlerden bir kaçı;
“Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin…”
“Eğer geçmişteki acılarımın karşılığı karşımdaki insanda sonlanmıyorsa, o kişi benim mutluluğumun başlangıcı da olamaz…”
“Bir gün aradığın insanı hayatına alırsan sakın ona nefesim deme! Aldığı her nefesi geri veriyor insan…”
“Yarın da sabah olacak. Bende batan güneş, sende nasıl doğacak?” vs. vs. vs. bir dolu güzel sözler işte. Hepsi güzel sözlerdi vesselam…
Kitaba ismini veren meşhur Bukre'nin hikâyesi ise bildiğimiz aldatmalar üzerine kurulmuş bir hikâyeydi. Konunun klişe olması önemli değil de anlatım tarzı beni biraz yordu. Çoğunlukla “Dedi Bukre, söyledi Selim” tarzı cümleler kurulmuştu ve bu devrik cümlelerin fazlalığı beni çok rahatsız etti. Tam sevmeye başladığım yerde Bukre'nin hikâyesi bitti. Bende kitabı baştan sona kadar onun hikâyesi sanmıştım ama değilmiş...
Sonraki bölümler bir mektuptan veya günlükten alınmış gibilerdi ve “Bunlara ne gerek vardı?” demekten kendimi alıkoyamadım. Kitabın türünü de anlayamadım zaten. Öykü mü Deneme mi? Nedir çözemedim...
Uzun lafın kısası ismini hatırlamıyorum ama bir arkadaş “Belki de en sondaki hikâyeye değerdi” tarzında bir yorumda bulunmuştu. Evet, belki de en son hikâyeyi okumak için bu kitabı almaya değerdi ama o da çok kısaydı be. :(
En son olarak bu kitabı alacaklara, almak isteyenlere küçük bir tavsiyede bulunayım: Bu kitabı gerçekten çok çok çok çok okumak istiyorsanız alın okuyun fakat beklentilerinizi fazla yüksek tutmayın. Çünkü bana göre abartıldığı kadar iyi değildi. Tabii bu zevk meselesi. Güzellik herkese göre görecelidir.
Alayım mı almayayım mı diye hâlâ kararsızlık halinde olanlara tavsiyem ise olunabilecek daha iyi kitaplar var benim gibi fazla maceraperest olmayın der ve yorumumu burada noktalarım. :)
kitabın bir hikayesini okuyabildim ve harika diyebilirim ..! zaman zaman bana saçma gelen yerleri olsa bile güzeldi. eğer sonu böyle güzel bitmese okuyacağımdan memnun kalacağımı da sanmıyorum. sonu gerçekten beni etkiledi ve bundan memnunum :)) selimle bukre bence süper bir ikili oldular bi ara cemle barışıcaklar diye ödüm kopmuştu :D barışmadıkları için mutluyum genelde hep barıştırırlar ama kahraman abi süper bağlamiş :d yalnız tutarsızlıklardan 2 puan kırıyorum çünkü gerçekten saçma geldi mesela : rüya'nın büşra adını alıp kendini hayır işlerine adayıp malını mülkünü bağışlaması .. gerçekten böyle saçma bisey görmedim :D çok iyi manada abartılmış bir son oldu kızınkisi . bukrenin gerçek anlamda hiçbirine aşık olduğunu düşünmüyorum diğer açıdan . mesela aldatıldığı zaman ilk seferinde 2 gün sonra cemle ilişkisi başladı .. cem onu aldattığında tam tekrar ona dönecekken selimle olması (!) . cem de onu aldattığında uzun sürmeyip selimle olsa başında beri selime aşıktı derdik . cem için aşkından deli oldu sonra en yakın arkadaşıyla evlendi . affetseydi demiyorum . sadece birazcık mantık arıyorum . evlendikleri için çok sevinmiştim ama hikayedeki bazı delikler tam anlamıyla sevinmemi protesto ediyor diyebilirim :D
Son günlerde Kahraman Tazeoğlu ve Bukre ismini sıkça duyduğum için merak ettiğim bir kitap olmuştu. Bir arkadaşımın vesilesi ile okuma fırsatı buldum. Ama tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Yer yer kendimi İlkokul 2. sınıf hikaye kitapları okuyor gibi hissettim. Özellikle İlk bölümde. Sürekli aynı şeyin defalarca tekrarlandığı bir kelime girdabı.
Arabesk bir aşk yaklaşımı. Modern çağ gençlerinin aşktan anladıkları bu mu? (ve tek dertleri aşk mı? Lise talebelerinin, facebook sayfalarında paylaştığı türden benzetmelerle örülü 304 sayfa.
Bu kitaba edebi bir eser dersek gerçek edebiyatçıları küstürmüş, edebiyatı hafife almış ve çıtayı düşürmüş oluruz.
Satış oranı da ayrıca ilginç. Belki de edebiyat algımız, son günlerde vazgeçilmezimiz olan sosyal iletişim ağlarının empoze ettiği, (tezat kelimelerden edebiyat parçalama sanatı) yeni nesil arabesk aşk tümceleri sayesinde oldukça "gelişmiştir".
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Bukre güzel bir hikaye. İlavelerini ise mutlaka beğenenler vardır ama bana biraz fazla geldi. Yazışmalar biraz fazla uzundu. Bir Paragraf da anlatılacak duygular çok paragraflarda anlatılmış. Burada yazarın kelimeleri kullanış ustalığı, onlara taklalar attırarak cümlelerini oluşturuş biçimi, mana yüklemeleri, felsefi ve bilgece sözler çok harika,
Hikayeden daha ziyade anlatanın ustalığına hayran olmamak mümkün değil.
Kahraman Tazeoğlu ile ilk tanıştığım kitap ama malesef bu tanışma pek de güzel olmadı benim için.
Hikayenin sonuna kadar hep bekledim ki bir yerde voleyi vursun ve okuduğum sıkıcı cümlelere 'iyiki' dedirtsin; ama kitabın ortasında biten ve havada kalan bir son, gereksiz birsürü cümle, çok fazla soru ile sıkan bir anlatım: açıkçası sırf 'yazmış olmak için yazılmış' bir kitap okudum.
Verdiğim paraya da harcadığım zamana da yazık oldu diyorum. Umarım diğer kitapları bundan çok çok daha güzeldir!?
Heyecanla elime aldığım fakat çok büyük hayal kırıklığına uğradığım bir kitap. Kahraman Tazeoğlu'nun anlatımının bu kadar basit olması gerçekten beni çok şaşırttı..
mihmandarla birlikte okuduğum için dili o kadar basit geldi ki.. konu olarak güzel ve sıradan
bukre okuduğum ilk kahraman tazeoğlu kitabıydı.
ayrı ayrı bölümlerden oluşuyor kitap.ilk bölüm roman.roman kısmını okurken aslında bu hikaye için 300 sayfa çok diye düşünmüştüm ki yazar da aynı şeyi düşünmüş olmalı.kitabı zirvede bitirip ayrı bir bölümle devam etmiş.
ikinci bölüm soğuk kahve ya da sabah uykum'dan farklı değildi.bu da bana bu tarz yazmak moda olmuş olabilir düşüncesine sevk etti.genel olarak içi boş bir kitaptı.okuyunca size bir şey vermeyen okumayınca bir şey kaybetmediğiniz.
Kahraman Tazeoğlu'nun diğer kitaplarını okuduğumdan mıdır bilinmez ama bu kitabı fazla sıkıcı geldi. Bazı aralarını atladım. Hep aynı cümleleri tekrarlıyormuş gibi geldi. 5 kitabından sonra bıraktım artık Kahraman Tazeoğlu okumayı.
Kahraman Tazeoğlu'nu zaten severdim ama bu kitapla gözümde farklı bir yere taşındı... İhanet... Yaşanmışsa hiçbir zaman kabuk bağlamayan bir yara... Çok güzel anlatılmış o duygu bu kitapta, çok güzel dökülmüş kelimelere...
Yazarın okuduğum ilk kitabı fakat bukre hikayesinden sonra bir türlü ilerletemiyorum . Çok satanların başında gelmesi ,bende herkesin aldatıldığını düşünmeme sevk etti.Çok havada kalmış bir kitap.
Bu kitap nasıl bu kadar beğenildi nasıl çok satanlar listelerine girdi hayret ediyorum.Edebi bir dille yazma uğruna çeşitli ama anlamsız kelime oyunları yapılmış,dili ve konusu oldukça basit bir kitap.Zaten kitabın yarısından sonra denemeler başlıyor.Açıkçası dayanamadım yarım bıraktım.Konusu çok çok basit...
Hevesle almış olsamda,büyük bir hayal kırıklığı içinde yarım bırakmak zorunda kaldım.
bu kitabı çok sevdim bu kitabın aynısı bende var bukreyi okumak istiyorum ama okumsamam için nerye basacağımı bilmiyorrum
Otizmli bir bireye "otistik" denildiği, kitabın kahramanlarından birinin psikoloğa giderek ilaç tedavisi aldığı (ruh sağlığı tedavisi için ilacı yalnızca psikiyatristler verebilir), olay kurgusunun vasat ve yazım dilinin basit olduğu gayet kötü bir kitaptı.
Cok basit yazilmis bir kitap.. aslinda Kahraman Tazeoglunun ozlu sozlerini okudukca cok hayran kslipta kitaplarini aldim..ama hikaye yazma olarak basarisi, cok dusuk.. Ben ozlu sozlerini okumayi daha cok yeglerim..
bazi yerlerde kucuk bir cumleyi yazar o kadar uzatmiski...cok anlamsiz.. gereksiz ve de yorucu.
yani çoğu yeri atlayarak okudum çok ayrıntıya girilmiş vede sonlarını hiç okumadım atladım sonları boşa yazılmış
kitabı önyargılarıma rağmen arkadaşın ısrarı üzerine okudum ama açıkçası önyargılarımda haklı çıktım kitabı okurken sürekli bir şiirsel konuşmaya zorlama hali beni rahatsız etti aşırı romantizm etkisi yaratılmaya çalışılmış kitabın sonuna doğru zaten başka bir boyuta geçildi hiçbir bağlantısı olmayan öykü ve anlatılardan oluşan bölüm olması kitabın sonu nerede anlayamadım dememe sebep oldu kısaca zaman kaybı
Hikayenin bitiminde sevgi üzerine yazılmış şiir tadında çok anlamlı sözler var özellikle bu kitabı sırf bu yüzden kütüphaneme koymayı istiyorum.
Aslında kitap güzeldi fakat kitabı elime ilk aldığımda daha şairane bi kitap bekliyordum ama kitabın içinde çok basit cümleler vardı"geldim,gittim,yaptım " neredeyse hiç şairsel bir kullanılmamıştı sonu olmasa kitabı okuduğuma pişman olabilirdim ama sonu gerçekten çok güzel bitti