Cesur Yeni Dünya

En Son Değerlendirmeler

6 puan

Bazen bir kitabı; isminden, yazarından, konusundan veya başka bir nedenden dolayı çok merak edersin.Hatta bazen bu nedenin ne olduğunu bilmiyor olabiliriz. Cesur Yeni Dünya kitabı benim için böyleydi.Bundan dolayı özenle okudum ama o merak ettiklerimi kitapta bulamadım. Buna rağmen şimdiye kadar okuduğum diğer ütopya kitaplarından, konu itibariyle farklı ve hayal edilenlerin ilginç olması bakımından okumaya değer bir kitaptır.

8 puan

Cesur Yeni Dünya bir kara ütopya gibi görülse de hatta kara dörtlemenin bir parçası olarak kabul edilse de diğer distopyalar kadar korkunç bir geleceği öngörmüyor. Tüm insanların mutlu olduğu, acı çekmediği, istediğini elde edebildiği bir dünya ne kadar kötü olabilirdi ? Fakat bu mutluluk için bir fedakarlık yapılması gerekliydi, mutluluk için istikrar için düzen için bir şeylerden vazgeçilmeliydi. Tarih gibi mesela, şiir gibi, anne-baba gibi, aşk gibi. Aldous Huxley bu düzeni oluşturmak için insanları seri üretime sokmuş ve farklı sınıfsal kategorilere ayırmış. Alfalar, Betalar, Epsilonlar vs. Hepsinin şartlandırılması kendilerini, ait oldukları sınıfı ve yaptıkları işi sevecekleri şekilde. Bu kısım çok iyiydi. Yapmak zorunda olduğumuz şeyleri sevmezsek nasıl mutlu olabilirdik ? Öyleyse onları sevmeye şartlandırıldık. Toplumsal düzeni sağlamak için bundan daha iyi bir çözüm düşünülemezdi.
Fakat bu mutluluk ve huzur için bireyler tek tek öldürülüyor, fiziksel anlamda değil ama bireysellik, özgür irade, farklılık olmazsa insandan nasıl bahsedebiliriz. Toplumsal düzeni kurmak için bireysellikten vazgeçmek. Temeli iyi bir düşünceye dayanan bir distopya bence bu, savaş yok, acı yok, açlık, sefalet yok. Dünyanın şu anda acısını çektiği hiçbir şey yok. Ama bunun için insandan vazgeçmek, güzel olan her şeyden vazgeçmek. Bu alınması zor bir karar olurdu. Kitap boyunca da kendimi bunu sorgularken buldum. Açlıktan ölen çocuklar olmayacak ama özgür düşünce de olmayacak. Bu kabul edilebilir miydi ?
Kitabımızın kahramanı Vahşi bunu kabul edemedi. O Tanrıyı, şiiri, özgürlüğü istedi ama bu aynı zamanda mutsuzluk da demekti. Nitekim tamamen yabancısı olduğu bu düzeni benimseyemedi.
Günümüzde de böyle bir düzen kesinlikle kabul edilemez. Fakat kitabın yazıldığı tarih göz önüne alındığında, Sanayi Devriminin de etkisiyle, Aldous Huxley böyle bir toplum yapısını hayal edebilmiş.
Ben her zaman distopyalarda yaratılan yapının eserin yazıldığı dönemden temel aldığını düşünürüm. O yüzden distopyalar imkansız olmaktan çok gerçekleşme imkanı olan eserlerdir gözümde. Çünkü zaten temeli atılmıştır.

9 puan

Insanların doğmak yerine laboratuarlarda üretildiği bir dünya "Cesur Yeni Dünya " Aile, toplumsal değerler yada kişisel duyguların kısacası bizi biz yapan duyguların olmadığı bir dünya.🏙 Embriyoların laboratuvar ortamindayken çeşitli kimyasallar ile veya oksijenin bir tık azaltılması sayesinde gelecekte kim ve hangi sınıftan olacağına karar veriliyor.🔬 Kanalizasyon işçisi veya yönetici mi olacağınız çok önceden belirleniyor ve bebeklik aşamada sürekli dinletilen kasetler sayesinde ne işi yapacaklarsa yada hangi sınıfa ait olacaklarsa dikte ediliyor.👩‍🚀 Yaptığınız işi benimsiyor ve sorgulamıyorsunuz. Hangi sınıftaysanız o sınıftan olmaktan mutluluk duyuyor diğer sınıflardan nefret ediyorsunuz. Bilim Kurgu ve distopya tarzı sevenlerin kaçırmaması gereken bir kitap. 📚

📌"Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düsünmeyin. Temizlemenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."

📌"İşlerini zekice yapacaklarsa genel bir fikirleri olmak zorundaydı ancak toplumun iyi ve mutlu üyeleri olacaklarsa ne kadar az bilirlerse o kadar iyi olurdu. "

📌"Tüm şartlandırmaların amacı budur; İnsanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek."

5 yıl, 11 ay
Profil Resmi
6 puan

Konu açısından değerlendirirsek işlemek istediği mevzuyu incelikli bir şekilde dile getirmiş. Ancak -çeviriden kaynaklı olduğunu düşünüyorum- romanın dilini beğenmedim. Bir yapaylık ve zor okunurluk söz konusu. Ayrıca pek çok imla ve yazım hataları mevcut. Çok daha iyi bir çevirisi yapılana kadar okunması ertelenebilir bir kitap.

10 puan

CESUR YENİ DÜNYA- Bu kitabın 1932 yılında yazılmış olduğuna inanamıyor insan. Çünki: İnsanların kuluçka makinelerinde üretilmesi, gruplara ayrılıp şartlandırılması, mutsuzluk anında soma gibi bir ilacın olması falan.. muazzam bir hayal gücü gerektiriyor. Böyle bir dünyada din, özgürlük, bilinç gibi kavramlar elbetteki yok. Ama farklı bir bölgede normal bir insanın teknolojinin hüküm sürdüğü, uygar yaşama gelmesiyle birlikte herşey alt üst olur. Kesinlikle okunmalı!

8 puan

Spoiler İçermez..

Öncelikle kitabın yazıldığı dönem göz önüne alınarak okunması gerektiğini düşünüyorum. 1932 yılında yayınlanan bu kitabın günümüzdeki gerçekliğiyle karşılaşmak yazara karşı büyük bir saygı uyandırıyor. İnsanların sadece mutlu kalabileceği bir ütopya mı, yoksa bir bakıma bizi insan yapan değerlerden soyutlayan bir distopya mı? Bu sorunun açıkça, kitabın ana tartışma konusu olduğunu düşünüyorum. Bence Toplumsal olarak değerlendirildiğinde bir ütopya, kişisel, birey olarak değerlendirdiğimizde kocaman bir distopyaydı. Günümüz dünyasınında (belki de en kötü yanı bu) hem toplumsal, hemde birey olarak distopyalaşmaya başladığını, Huxley'in bunu yıllar öncesinden insanlara göstermesi ve günümüzle paralel bir bağ taşıması kitabı daha ilgi çekici kıldı. "Huxley bu tartışmanın neresindeydi? Olaya şahsi olarak hangi taraftan bakıyordu?" sorusu takılmıştı aklıma, Amerika seyahatinin ilham kaynağı olduğunu düşününce bence biraz arada kalmış gibi ama eminim oda bunu bir distopya olarak tanımlıyordur. Tabii kitabı okuyanlar arasında farklı görüşleri rahatlıkla barındırabilecek ve üzerine belki saatlerce tartışılabilecek kitaplardan bir tanesi olarak görüyorum. Günümüz kapitalist sisteminden tutunda, toplumsal yapıya ve daha bir kaç konuya daha net bir şekilde değiniyor. Bence okunması gereken kitaplar listesinde biraz daha üst sıralara çıkarılmalı. Kitabı okuduğumda "Neden bu kadar geç kaldın bu kitabı okumak için." diye hayıflanmadan edemedim..

8 puan

Başlarda içine giremesem de ilerledikçe derinleşen, düşündüren, kıyaslatan bir kitap oldu. İdeal dünya var mı? Duygu olmadan yaşanılan hayat hayat mıdır? Vs. vs. Ben beğendim. Keyifle okudum. Kitabın başındaki sunuş, önsöz ve de sonundaki sonsözde kitabın derinlemesine incelemeleri var. Denk gelen bir yerde göz atıp fikir sahibi olabilirsiniz. Tavsiye ederim.

8 puan

İlk olarak önsözün kitabı bitirdikten sonra okunmasını tavsiye ederim. Hem daha baştan finali öğrenmemek adına hem de kitap bittikten sonra yazarın özeleştirisi daha anlamlı geldiği için. Ayrıca yazar iyi ki üçüncü seçeneği sunmamış zira sıradan bir kitaba dönebilirdi. Ben de çoğunluk gibi F.S. geleceğin bir kabus mu yoksa olması gereken bir düzen mi olduğu konusundaki muğlaklığın eseri daha çarpıcı hale getirdiğini düşünüyorum. Seri üretimi başlatan Henry Ford' un uygarlığında geçen romanın bana göre en çarpıcı karakteri ne tekdüzelenmiş, tektipleşmiş ve kastlaşmış toplumun temsilcisi Lenina, ne üretim hatası (!) sonucu sorgulayan Bernard ne de karşı düzen örneği Vahşi John'dır. Asıl insanı sarsan iki düzeni de bilip bilinçli olarak tercihini yapan Mond'dur ve herif o kadar mantıklı konuşur ki nasıl uyuştuğumuzu bize güzel güzel anlatır. Yazıldığı tarihlerde Amerika'nın dünya devliğine yürümesini bol bol iğneleyen romanın bir diğer etkileyici yönü 1984 gibi yıllar öncesinden günümüz teknolojisini tahmin etmeyi bir adım daha ileri taşıyıp adı bile anılmayan yıllarda klonlamayı ve genetik mühendisliğini öngörebilmesi. İlk bakışta fazla bilimkurguymuş gibi dursa da günümüzün nüfus artışı, tüketim çılgınlığı ve doğal kaynakların yokoluşu gibi sorunları göz önüne alındığında aslında tam bir perşembenin gelişi durumu sözkonusu. Diğer başarılı distopya eserlerinde olduğu gibi romanın en korkunç yanı ise aslında zaten F.S. 630'lu yılların (yaklaşık 2500'lü yıllar) metaforsuz halinde yaşamamıza rağmen "soma"lanmış toplum gibi farkında olmayışımız.

1 | 2 | 3 ileri