yazar kitabında koru ütopyasının en canlı örneklerini vermiştir kitap okuduka açılan bir özelliğe sahip
Meb yayınlarından çıkan baskısını okumuştum. Çeviriye çok takılmadan okumak gerekiyor. Okuduğum en iyi distopik romanlardan biriydi.
http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2009/12/aldous-huxley-cesur-yeni-dunya.html
Yazar 1932 yılında yazdığı romanı için,yeniden yazma şansım olsa bazı şeyleri değiştirir, baş kahramana da 3. bir seçenek verirdim böylece eser sanatsal ve felsefi bir tamlığa ulaşırdı diye ifade etmiş.Ne yüce bir bakış açısı.O yüzden eleştirilecek noktaları kendi öz eleştirisi ile kapatıyor.
Keşke Aldous Huxley'in zamanımız dünyasına göz atma şansı olsaydı da ne doğru saptamalar yaptığını görebilseydi.
Bütün bunların gerçek olabileceğini düşündüğümde içimi karartan kara ütopik roman. Bir yandanda insanı düşündürtüyor gerçek hayat mı ? korunaklı pembe hayallerle ! dolu hayat mı ?
Çok sarsıcı bir distopyadır. Şu an izlediğimiz bir çok filmde, okuduğumuz bir çok kitapta etkileri çok belirgin şekilde görülür. Hayranlık uyandırır.
Kara ütopyanın en iyi örneklerinden biri. Üstelik romanın yorumlanması tamamen okuyucunun eğilimleri ile alakalı, çok yönlülüğü ayrı bir değer katmış. İster büyük buhran zamanlarındaki krizi çözmek için öneri olarak yorumlayın ister şartlandırılmış istikrarın fırsat maaliyetleri, benim fikrim kabusumsu geleceğe ilişkin kehanetler olacaktır. 1984 tadında oldukça başarılı bir roman.
P.S. Günümüzün yozlaşmış ilişkilerinde John gibi bir çocuk tanımıştım. Takdir edilesi insanlar bunlar.
İnsanları korkutarak değil, bir şeylere ihtiyaç duyduklarına ve onlarsız yaşayamayacaklarına inandırarak kontrol altında tutabilirsiniz. Kitap, yakında normal karşılayacağımız (ya da karşılamak zorunda kalacağımız) cesur dünyada bir tur attırıyor. Vahşi'yi haklı bulmamak elde değil.
Bütünüyle modern insanın ve modern toplumun eleştirisi. Yer yer anlatılanların ütopya olduğunu varsayılabilir ama çizilen dünya portresine bütünüyle bakıldığında tamamen karanlık bir gelecek tasviri. Toplumu oluşturan birey yok edilmiş ama herkesin mutlu olduğu ki bu sadece görünüşte böyle bir toplum oluşturulmuş. Bireycilik ile bireysellik arasındaki ince farkı göz önüne sermiş Aldous Huxey. Beni etkileyen, sarsan ve yaşadığım hayatı düzeni sorgulatan bir kitap oldu. Okuyun okutun.
gerçekten kaliteli ve sağlam bir distopya örneği. Huxley'in edebi üslubu ve kurgusu gerçekten kitabı fazlasıyla okunur ve zevk alınır kılıyor. yer yer kafamı karıştıran isimler olsa da yinede zevk alarak okudum. ve biraz da rahatsızlık vericiydi. sahiden ilerde bu gibi olmasa da bu tür bir yaşam tarzına dönüşebilir mi insanın yaşamı??
Aldous Huxley'den 349 Sh lık bir Bilim kurgu katagorisinde bir okuma şöleni. Her ne kadar Bilim kurgu tarzını pek sevmesem de elimden bırakamadan okuduğum ender kitaplardan biri Cesur Yeni Dünya Salt bilim kurgu değil aynı zamanda nefis bir felsefik roman Tek kelimeyle muhteşem.
Evet yazıldığı dönem bakımından değerlendirildiğinde hayalgücü takdir edilesi. Ancak asla bir "1984" de değil.
Her ne kadar distopya dense de içinde bir ütopya da barındıran bir kitap. Bir durum bakış açısına göre hem ütopya hem de distopya olabiliyor.
Mutsuz özgürlük ve mutlu özgür olduğunu zannetme ihtimallerini sorgulamaya itiyor insanı.
Türünün iyi örneklerinden olduğu kesin ama 1984'ün bir adım gerisinde benim için.
Döneminin çok ötesinde, endüstriyel toplumun insan hayatının ne yönde evrileceğine ilişkin yaptığı çıkarımlar günümüz için ışık tutucu nitelikte. Yazar bunları öngörürken, akıcı bir üslupla da okuyucuyu sıkmadan sona kadar götürüyor. Kesinlikle okunması gereken bir başyapıt.
Hafifletilmiş bir Cesur Yeni Dünya yaşıyormuşuz hissiyatı ile bitirdim kitabı... Ve bu beni fena halde korkuttu...
Okuyun derim...
Toplumun alfa ve beta insanı olarak bölündüğü, "herkes herkese aittir" düşüncesinin hakim olduğu bu cesur yeni dünya'nın mutlu,bilinçli insanları kuluçka ve şartlandırma merkezinde üretilir. Bilim kurgu kitaplarını sevenlerin atlamaması gereken çok güzel,klasikleşmiş bir kitap..
Çok ilginç ve çok düşündürücü bir kitaptı yazıldığı sene duşunulduğunde yazara kahin desek yeridir ayrıca benim için 1984 ten daha okunası ve şaşırtıcıydı..
İnsan okuduktan sonra bu kitabın 1930'larda yazıldığına inanamıyor. Müthiş bir hayal gücü, olağanüstü bir atmosfer ve çok sağlam bir kurgu. Distopya türündeki eserleri seven herkesin mutlaka okuması gereken bir şaheser.
Konusu, kurgusu itibari ile ve felsefik, sosyolojik açıdan da okunması gereken kitaplardan biri..oldukça zengin ve derin bir roman.
'1946 tarihli önsözünde Huxley, romanı yeniden yazacak olsa Vahşi'ye üçüncü bir seçenek; ekonominin merkezsiz, politikanın anarşist, bilim ve teknolojinin insanlığı baskı altına almak yerine, ona hizmet etmek için kullanılacağı bir toplulukta yaşama seçeneğini sunacağını açıklar'.
Kitap ile ilgili detayları öğrendikçe yeni bir değerlendirme yazma gereği duydum ve daha önce yazdıklarımı silmeye karar verdim.
Cesur Yeni Dünya distopyaların arasında insanı en az rahatsız edenidir. En az korkuncudur. Ama biraz araştırdıktan sonra gördüm ki aslında kitabın az rahatsız edici olması en korkunç yanı. Dünya korkunç diktatörlükler tarafından değil, insanların günlük hayatlarıyla daha çok meşgul olarak düşünsel hayatı terkederek yıkılacak. İnsanlar hayatlarının kontrolünü yavaşça ve kendi istekleriyle verecekler. Kurbanın kendi isteğiyle gelmesi sağlanacak.
Burda Huxley'in George Orwell'a yazdığı mektup var.
http://www.edebiyathaber.net/aldous-huxleyden-george-orwella-mektup/
Orijinal metin için
http://www.dailymail.co.uk/news/article-2111440/Aldous-Huxley-letter-George-Orwell-1984-sheds-light-different-ideas.html
Kitabı okuduktan sonra günümüzü sorguladığım ve hayal gücüne hayran olduğum Huxley'nin bu eserini "okumalısın" diyerek herkese tavsiye ediyorum.
Kitabın yazıldığı sene (1930) göz önüne alındığında yazarın hayal gücüne hayran kalıyor insan.
Postmodern bilim kurgu eserlerinden güzel bir yapıt.Distopya kavramını biliyorsanız eğer bu kitabı okumanızı önemle tavsiye ediyorum.İnsanların bir düzen tarafından sınıflandırılması ve onların isteğine göre yaşanılmasını istemesi ele alınmış ve tabiki sınıf farklılıkları arasındaki ilişkilerde var.Kitap daha çok gençlik romanı gibi farklı sınıflar arasında yaşanan bir aşk var ama derine yapılan göndermelerin hoşunuza gideceğine inanarak tavsiye ediyorum,zaman ayırıp okuyun lütfen.
Huxley'nin mizah anlayisi gercekten cok hosuma gitti. Donemin otomotiv devi Henry Ford'u,9 yil suren savasi,Ford'un T modelini kitabi icerisine gercekten cok iyi tasvir etmis.
Bunun yaninda Vahsi ile Denetci'nin konusmalari o kadar acik-akici ve zihin acici ki kitabin boyutunu gozumde nirvanaya ulastirmistir.
Kitap icinde anlatilan din kavrami adeta kendi kendimi sorgulatmis ve bana yeni bir bakis acisi kazandirmistir.
Yazar 2.Dünya Savaşı sonrası endişelerini dile getirdiği bir distopyayı anlatıyor ve ne yazık ki 1950'lerin distopyası günümüzün gerçekliği haline gelmiş büyük ölçüde. Öngörülü bir kitap olduğu için başarılı buldum, tüketim çılgınlığı ve saçma bir ahlak anlayışına sahip hayatların faniliği ve boşluğunu fark etmek için okunmalı
kitabı elime alıp okumadan önce bilimkurgu dozu çok yüksek karanlık bir anti ütopya oldugunu duşunuyodum yorumlardan.
ama benim kitaptan alıdıgım , anladıgım kadarıyla tam bir karanlık anti ütopyadan söz edilemez.çünkü daha yazar bile yazdığının bir eleştiri mi yoksa olması gereken mi olduğuna tam karar verememiş gibi yazılmış.kitapta belirgin tek şey belirsizlik.
aslında herşey klasik bi şekilde başlar.kitaptai dünyanın ayrıntılı ve bilimsel tanıtımı bunun hemen ardından o dünyayı ve o dünyanın dayattıklarına karşı çıkan yalnız kahramanımız.ama kitap ilerledikçe olaylar ilginçleşir.o dediğim belirsizlik başlar.
kitabın ilk başlarında "atıp kurtulmak onarmaktan iyidir" minvalindeki cümleler ile kitabın tüketim çılgınlığı ve insanların belkide en önemli şeyi olan özgür iradenin elinden alınıp "şartlandırılması" na bir yergi olarak düşünüyodum.
ortalarda ise kitapta bahsi geçen fordun henry ford yani seri üretimin babası olarak anılan adam olduğunu anlamamla kitabın yazıldığı dönemlerde birinci dünya savaşında süper güç olarak çıkan amerika ya ve onun yaşm tarzın a"american deram"e bir yergi olduğunu düşünmeye başladım.
en sokn ise bunun belkide bir yergideğilde olması gerekenin bu olduğu gibianlamlar çıkardım.
son olarak içinde barındırdığı "mutlak belirsizlik" ile beni benden almıştır.başucu kitabı olarak kullanmaya karar verdiğim nadir kitaplardan olmuştur.
İnsanların Kuluçka ve Şartlandırma Merkezlerinde yapay rahimlerde "üretildiği" , anne-baba kavramlarının ayıp ve ağza alınmaz kabul edildiği, bireylerin üretim aşamasında toplumsal statülerine göre kimyasal maddelerle fiziksel özellikler kazandığı, bireyin vücudunun topluma ait olduğu, devlet tarafından verilen haplarla herkesin her zaman mutlu olduğu ve böylece istikrar sayesinde devletin her zaman ayakta durduğu bir dünyanın kapılarını açıyor kitap.
Cesur Yeni Dünya, bizden hiç de uzak değil aslında.
Harika, düşündürücü. Üstelik hikayenin büyük kısmı medya aracılığı ile gerçek olmus😳.