Yabancı sözcükler çok fazla kullanılmış. Yazarın bilgi ve kültürünü sergilemeye çalışması -bence- itici olmuş. Hiçbir kahramanı içselleştirme fırsatı sunulmamış okuyucuya.Vasat bir roman.
Bazı insanlarla tanışırsınız, muhabbetiniz koyulaşır da "sen bugüne kadar neredeydin?" dersiniz ya, Dublörün Dilemması aynı cümleleri söyletti bana. İlk sayfadan itibaren gerçekten çok keyif alarak okudum.
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2013/01/dublorun-dilemmasi-murat-mentes.html
Okuduğum en ilginç kitaplardan birisi. İyi mi kötü mü bilemedim ama değişik olduğu kesin! Gerçi değişiklik iyidir, değil mi?
Türkiye'nin Quentin Tarantino'su diyebileceğimiz gırgır ötesi insandan süper bir kurgu. Başta kafanız biraz karışsa da okudukça taşlar yerine oturacak. Bundan emin olabilirsiniz...
komik bi kitap eğlenerek kitap okumak istiyorsanız murat menteş okuyun akıcı diliyle kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz
Çok tavsiye edilen bir kitaptı. "Memnun kaldım mı?" kaldım. Tarzını tanımlayamadığım bir kitap diyebilirim. Çok az da olsa bazı kısımları sıkmadı değil ama sürükleyici tarafları daha çok. Şimdi Murat Bey'in diğer kitaplarını da okuyacağım.
Nefis bir kitap. Bu bilgi birikiminin kitaba harika yansimasi. Enfes ve zekice kurgulanmis bu kitabi herkes okumali. Okurken bu kadar guldugum ve dusundugum bir kitap olmamisti.
Gerçekten başarılı bir eser. Fakat finali beni pek tatmin etmedi. Bence böylesine başarılı bir kurgudan sonra o final çok sönük kalmış.Tavsiye ederim.
İlk 50 sayfada daha önce karşılaşmadığım bir dille karşılaştım ancak 50. sayfadan sonra Murat Menteşin kelimeleri dans ettirmesine tanıklık ettim :)
Mükemmel anlatım, mükemmel kelime oyunları, eğlence ve zeka dolu kitap..
Olayların tersine işlediği bu romanı okurken acayip eğlendiğimi belirtmek isterim. Okurken yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Çok zekice yazılmış olduğunu düşündüğüm romanda, yazarın her kahramanın gözünden olayları anlatması ayrı bir hava katmıştı. Kahramanların adlarının uyumu da takdire şayandı.
kelime oyunları... güzel değildi bence herkesin okuyup anlayacağı türden bi kitap değildi yani. ama kendini okutturuyor...
Tarz yapmaya çalışan moloz yığınlarını hemen anlarım ama ne kadar ilginç olursa olsun bu kitap öyle değil.Altı çizilecek sözler kitabın 1/3'i kadar.Olaylar çok marjinal.Mükemmel sıfat tamlamaları.Elinize almanız yeterli zaten hemen okuyup bitirebilirsiniz.
İlginç,eğlenceli,şaşırtıcı bir kitap.Yazarın hayal dünyası beni fazlasıyla şaşırttı diyebilirim.
Yaratılan kahramanlar, konu gelişim süreci, kelime oyunları, minik anekdotlarda düşündürücü ve keyifli bir kitap. Mutlaka okunması gerekiyor.
Bambaşka bir hayatın içine giriyorsunuz ve bu kurgu resmen beyninize işliyor öncelikle bunu söylemeliyim. Kitabın başlarında bunu farkedemeyebilirsiniz ancak sakın elinizden bırakmayınız. Çünkü kitap sayfaları ilerletince büyüyor ve sizi içine alıyor. Muhteşem kurgu,hayal gücü ve çok farklı betimlemeleriyle bitmesini hiç istemediğim bir roman oldu. Türk yazarlardan görmediğimiz bir dil ve kurgu oluşturmuş Murat Menteş. Demek ki Türklerde böyle romanlar yazabiliyormuş. Bu kitabın kesinlikle filmi olmalı!
"Enerjik bir kitle için enerjik bir edebiyat şart" ve "kelimeler nimettir, nimetle oyun olmaz"diyen Murat Menteş Türkiye'de eksikliği hissedilen bir türün boşluğunu dolduruyor.Uzun zamandır (hatta sanırım hiç) okurken altını çizdiğm kelimelerin çoğunlukta olduğu düşündüren bir kitabı okurken bu kadar gülmemiştim komedi film tadında okurken çok eğlendim :)
Böyle söylememin en büyük sebeplerinden biri kitap içinde bir çok karakter olduğu halde ve hepsi bu karakterlerin ağzından anlatıldığı halde,sanki aynı kişilerin ağzından çıkıyor gibi,üslupta farklılığa gitmemesi kitapta dağılma söz konusu değil.
Kitaptan altını çizdiklerim:
- Whitcomb judson fermuarın mucidi. 21 eylül 1922'de öldüğünde chicago'da bütün fermuarlar yarıya indirilmiş.
- Abartıyorum: sürrealizm, resim sanatının mayasında var: filler daima daha küçük, pireler ise büyük çiziliyor.
- Kimilerinin hayatı öylesine monotondur ki, insan dünyaya ilk kez geldiklerine inanamaz
- Bu gülümseme benim sonum olacak.
- Hayatının geri kalanını birisiyle geçirmek istediğini anladığın zaman, hayatının geri kalanının bir an önce başlamasını dilersin.
- Yanılgılarımızın çoğu, düşüneceğimiz yerde duygulanmak, duygulanacağımız yerde düşünmekten doğar.
- Aşk, kalbi vurduğu kadar mideyi de vuruyor
- Bu gazeteler sanki cehennemde çıkarılıp Türkiye'ye postalanıyor.
- Sana baktıkça tatlım rus ruletinde kaybetmenin acısı gibi bir acı duyuyorum.
- Allah'ın razı olduğu kişiye tufan bile bir sığınaktır.
- İnanlar için her çağda bir Nuh'un gemisi vardır.
- Biz bu çağın fiyakalı kaybedenleriyiz
- Gönül kırıklığı ağır basıyor yine nefrete sıra gelmiyor.
- ihlal, daima yasağı solar; bu kuraldır.
- Bir sözün doğruluğu ile inandırıcılığı arasında hiçbir bağlantı yoktur.
- Bir insanı tam olarak ancak boşandığın zaman tanırsınız.
- Aşk hayalin çocuğu, hayalkırıklığının annesidir.
- Adımı sana söylemektense kulaklarından kıllar fışkıran bir engizisyon yargıcına, satanist bir şebekenin kara liste fihristini tutan etçil katibe ya da kuduz bir doberman sürüsüne söylerim daha iyi'' der gibi baktı:)
ibrahim kurban'ın Murat Menteş maskesi giydirdiği bir Christopher Nolan(senarist-yönetmen) kurgusu gibi. Romanın kurgusunda Murat Menteş'in yaptığı flahsbackler avamca "aaa o öylemiymiş" dedirten zeka numaraları Hollywood 'un dahi çocuğu Christopher Nolan kokuyor. Bu, Menteş'inde bir Nolan hayranı olduğu düşününce daha yerinde bir tespit oluyor. Daha romanın ortalarında nedense böyle bir hisse kapıldım. Romandaki dublör, hikayenin sonunda kopan yüzük parmağı "the prestige" filminden Alfred Borden karakterini çağrıştırdı bana, zaten ortada dolaşan birbirinin aynı onlarca karakter ile the prestij filminde ki Robert'ın tesladan apardığı numaraya benziyor biraz. Ayrıca her karakter ile birlikte hikayenin yeniden, bir önceki hikaye ile örtüşerek ve ona bir şeyler katarak tekrar işlenmesi Nolan 'ın en belirgin haliyle Memento da ortaya çıkan üslubu ile cuk oturmuş. Yani menteş'le-nolan bir yönetmen ve yazar olarak yer değiştirse çok farklı eserler ortaya çıkmazdı kanımca. onun dışında menteş'in sürekli enteresan bilgiler veren üslubu, chuck palahniuk dergahından su içtiğinin en güzel göstergesi.
Özetle kitabı beğenen arkadaşlar için prestige kaçırılmaması gereken bir film bence.
Eğlenceli bir o kadar da ironik bir kitap. İroni kahraman isimleri ile başlıyor. Okurken sıkılmayacağınız bir kitaptır.
Sırasıyla anlatıcı rolüne geçen renkli karakterleri, kıvrak yazım dili ve gayet yaratıcı sıfat ve betimlemeleriyle başarılı ve eğlenceli bir postmodern roman örneği. Gerek doğru düzgün dikiş tutturamayan karakterleri gerekse girdap misali kurgusuyla Oğuz Atay, İhsan Oktay Anar ve Alper Canıgüz başta olmak üzere bolca Afili Filintalar tadı barındırıyor. Ayrıca yazarın birikimi gerçekten göz dolduruyor. Sadece anılan isimler bile başlı başına bir genel kültür geçidi.