Serinin ilk kitabı Taht Oyunları'nı beğenenler bu kitaba hasta kalacaktır. Muhteşemdi...
Kitaple ve dizisiyle ilgili blog çalışmam...
http://www.kendimlesoylesi.com/2012/06/clash-of-kings-krallarin-carpismasi.html
Kralların Çarğışması duraklama devri gibi olmuş sanki 2 kitaptır konu ilerleyemedi Kral ölür yerine kim geçecek 2 kitap boyunca blli olmaz mı yani :) Konu akmıyor yerinde duruyor hala. Ama yinede seviyorum bu seriyi
Kelimelerdeki harf eksiklerini göz ardı edersek, baskı fena değil, çeviri gayet iyi ve kitap harikulade.
Güzeldi ama eksik bir şeyler vardı sanki. İkinci kitapla tamamlanacağına eminim ama... Durgundu. Anlatabildiğimi umuyorum.
Müthiş bir seri. Bu zamana kadar okuduğum en güzel ve sürükleyici seri. Fantastik kurgu meraklıları mutlaka okumalı. Daha önce farketmediğim için hayıflanıyorum...
Taht Oyunları'nın devamı niteliğinde yine harika bir kitap. Özellikle fantastik tür sevenlerin kaçırmaması ve kesinlikle okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Özellikle savaş sahnelerinin bu kadar harika yazılması büyüleyici. Bu kitap serisi bende savaşma ve şövalye olma isteği uyandırıyor.
butun yildizlari hak ediyor george martin tek kelimeyle superdi ucuncu kitaba devammm.)
Arka Bahçe'den çıkan ilk kitaplar nedeniyle (çeviri faciası demek durumu biraz olsun açıklar belki) başlarken biraz önyargılıydım, bildiğim kadarıyla Sibel Alaş'ın daha önce bu alanda pek tecrübesi de yok, yine de çeviri oldukça akıcıydı, en rahatsız olduğum nokta sanırm özel isimlerin çevrilmesiydi ki bu ilk kitaplarda da böyleydi zaten ama Jon Snow neden Jon Kar yapılmak zorunda bu mantığı anlayabildiğimi söyleyemem. Hikaye için söylenebilecek bir şey yok zaten,alışılmışın dışındaki tarzıyla okuduğum en iyi fantastik seriler arasında şimdiden.
Ilk kitaptan sonra bekleneni karsiladigini soyleyebilirim. Ozellikle Tyrion karakteri cok etkili yazilmisti. Olaylar hala gelisim asamasinda fakat boyle olmasi daha iyi. Islenecek cok karakter var ve bir de Demir Taht in asil sahibinin kim oldugu konusu
.
Demir tahtta çok genç, dengesiz bir kral; kralı hizaya getirmeye çalışan, zeki bir kral eli; krala karşı ayaklanan, kendi krallıklarını ilan eden lordlar; intikam ateşiyle yanan, krallığa yürüyen, hiç savaş kaybetmeyen genç Robb Stark. Kuzeyde, bir yanda terk edilmiş, kendi hallerine bırakılmış, Gece Nöbetçileri, diğer yanda, yabanıllar, devler, mamutlar, akgezenler, wightlar...
Bir tarafta çocuklarına kavuşmak için her türlü, mücadeleye atılmaya hazır bir anne.
Seri kaldı yerden heyecanla devam ediyor. George Martin, yaratıcılıkta sınır tanımıyor, dikkatli okuyanlar, ipuçlarını birleştirebilenler için, serinin kalan kitaplarına göndermeler yapıyor.
Ned Stark'ın ve Kral Robert'ın ölümüyle beraber Westeros tam manasıyla bölünmüş ve savaşın eşiğine gelmişti. İkinci kitabımızda ise bu savaş artık tam manasıyla yaşanmakta; bilhassa Kuzeyin Kralı ilan edilen Robb Stark ve Tywin Lannister'ın güçleri savaşırken diğer yandan kendini Kral Robert'ın hak varisi ile eden Stannis ve Renly de kral olduğu iddiası ile birbirlerine karşı mücadele vermekte. Jon ise Sur'da amcası Benjen'i bulmak için gece bekçileri ve lord kumandan ile yola çıkar. Arya da eve dönmek için erkek kılığında kuzeye doğru ilerlemektedir. Sansa ise esir hayatına devam etmekte. Dany de kendi yolunu çizmeye çalışmakta.
İlk kitap tek bir ciltten oluştuğu için hikaye, kopmadan ve tatmin edici bir şekilde bitmişti. Fakat bundan sonraki kitaplar iki kısma ayrılarak devam ettiği için hikayenin ortasında bitmiş havası vererek ilerliyor. Daha doğrusu tatmin etmiyor. Keşke ilki gibi diğerleri de tek bir ciltte toplansa ama sanırım daha fazla para kazanmalarına engel olacak bir şey. :)
Kurgu her zamanki gibi güzel ve eğlenceliydi. Betimlemeler her şeyi kafanızda oluşturacak kadar güçlü ve yaşanan olaylar çok uzatılmadığı için sizi sıkmıyor. İlkinin seviyesinde devam ediyor yani.
Yalnız ilk kitapta bahsettiğim baskı kayması dediğim bu kitapta da vardı ama bu sefer çok ama çok azdı. Ayrıca oldukça garip ve bu ünde bir kitaba yakıştıramadığım () içinde açıklama kısımları gördüm. Sanki senaryo okuyoruz ya da kompozisyon, makale yazıyoruz. Romanlarda olacak şey değil bu. Çeviriden kaynaklı olabileceğini düşünüyorum.
Kitap çok güzel, çevirisi de hoşuma gitti. Özel isimlerin Türkçeye çevrilmesi saçma tabii ki ama ben sevdim.
Kışyarı, Nehirova bunlar güzel kelimeler dostlarım gavurca mı okusaydık :D Jon Snow garip geliyor şimdi diziyi izleyenlerden adını duyunca çünkü benim için o conkar :D