gerçekten insanın iç dünyasını çok iyi yansıtmış ve psikolojik tahlillerde çok başarılı olan dokunaklı bir roman.Ve bir o kadar da insanı düşünmeye, kendi iç dünyasını sorgulamaya iten bir eser.
Kitaplarla filmleri karşılaştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum diy e söze başlayacağım sırada bir kitabı bir film ile kıyaslamamın nedenini fark ettim.Karakterler o kadar canlı üslub o kadar akıcıydı ki - yer yer Osmanlıca olsa da- mecburen izlediğim aşk filmleriyle kıyaslamak zorunda kaldım.
Maria Puder'e aşık oluyor Raif efendiye dönüşüyorum. Artık o 4-5 ay Maria ile ile yaşıyorum. Yastığa başımı koyduğumda Raif gibi düşünüyorum. Hiç olmayan birini seviyorum. Ve üzülüyorum.
Kesinlikle okumayanların listelerine alması gereken bir kitap.
Kitap bittiğinde Sabahattin Ali keşke 100 yaşına kadar yaşasaydı da böyle bir kaç tane daha kitap yazsaydı diye düşündüm.
Her okuyuşumda beni derinden etkileyen mükemmel bir eser... Yine beni ağlattın beni raif efendi. :(( her okuyuşumda duygulandığım nadir eserdir. LÜTFEN OKUYUN VE OKUTUN.
Okumanıza izin verilen bir günlüğe sahip olsaydınız , içindekileri merak eder miydiniz? Cevabınız evetse sayfa sayısı az, fiyatı uygun ama kelimelerin, duyguların yüreğinizin derinlerine nüfuz eden etkisiyle bir solukta okuyacağınız Kürk Mantolu Madonna kitabını okumanızı öneriyorum. Kitabı bitirip kapağını kapattığınızda sizi sarsan bir anaforun ortasında bulacaksınız kendinizi.
İnsan bazen keşke 'Maria Puder' yerinde olabilsem, bazen de, ya da olmasam mı, diyor. Popüler olduğu bir dönemdi bu kitabın, son zamanlar. Ben de o dönemde denk geldim. Keşke çok önceden denk gelebilseymişim, dedim.
yazar, betimleme konusunda o kadar başarılı ki; bir ara kapaktaki resmin kürk mantolu madonna olduğunu düşündürdü bana. kesinlikle okunması gereken bir kitap
iki günde bitirdim. okunması gereken bir kitap. hala etkisindeyim. o portre gözümün önünde hala. raif beyin durumu hiç aklımdan çıkmıyor.
Her ne kadar bireysel bir roman olsa da , yüzeysel kalan bazı noktalar var. Karakterlere derinlemesine inilmemiş.
Bugüne kadar okuduğum aşkı en güzel anlatan roman diyebilirim. Maira Puder kadar güzel ve ayrıntılı bir kadın tasviri yapmak bir daha mümkün olmayabilir.Her ölümlü mutlaka okumalı bu romanı.
Sabahattin Ali kesinlikle türk edebiyatının direklerinden biridir.İnsan üzülüyor.Keşke böylesine bir yazar bir kaç sene daha yaşayabilseydi.Bir kitap,bir sayfa daha yazabilseydi diye çok üzülüyor...
Tek solukta okudum diyebileceğim nadir novella'lardan. Öyküleri tercih etsem de, beni fazlasıyla etkiledi.
kitap hepimizin kalbi birisi için çarptığında hissettiği şeyleri öyle güzel öyle naif anlatmış ki hayran olmamak elde değil.
"Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi?"Fakat bu hep böyle değil midir?Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?"
Türk Edebiyatının başyapıtlarından bir tanesi olduğunu zaten çoğu kişi söyler ki, mutlaka okunması gereken kitaplardan. Sadece okumayın okutun da..
Adını çok duyduğum için okudum,pişman değilim ; ama belki de kitaptaki hiçbir karekterde kendimden bir şey bulamadığımdandır,beni fazla etkilemedi.Ama yine de bir çok satırı altını çizemeden edemedim.Ayrıca bu kitap Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk kitabı ve güzel bir haftasonu keyfi oldu benim için...
Kesinlikle çok etkilendim.. bitmesin diye yavaş yavaş okumama rağmen bittiği için yüzümde hüzünlü bir gülümseme yaratan büyülü bir aşk hikayesiydi.. en çok etkilendiğim şeyse, diliydi........
Son dönemlerde kitapçıların "yeni çıkanlar " raflarında karşılaştığımız bu roman türündeki kitap yazıldığı tarih itibariyle dili ve ağırlığı konusunda sizleri şüpheye düşürmesin. Akıcı ve çok süslü olmayan bir anlatımla, her bir bireyin içinde sakladıkları ya da cevheri olarak tanımlanabilecek bir öyküyü paylaşıyor. Kimse yaftaladığınız kadar sığ değildir.
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...
Kitabı bitirdiğim an tekrar okumak istedim. kitabı çok beğendim, özellikle sonu çok etkileyici. Ama bundan da etkileyici olan, çok basit ve tekdüze bir yaşam sürmüş gibi görünen, hiç de istemediği bir yaşam sürmekte olan bir adamın geçmişinin aslında hiç de düşünüldüğü gibi olmaması.
Hayat karşısında her zaman çaresiz ve tepkisiz kalmış, yanıbaşına tüneyen gerçekleri görememiş, en yakındakini bile tanıyamamış Raif Bey‘in hazin hikayesi , kalabalıklar içinde yalnız kalmış iletişimsiz insana bir eleştiri ya da yalnızlığa övgü belki.. http://gokii.net/2011/08/kurk-mantolu-madonna/
Tek kelime ile mükemmel, Sabahattin Ali'nin diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. Karakterler bu kadar iyi hissettirilebilir, anlatılmak istenenler bu kadar güzel anlatılabilir.
Ben de Raif Efendi'yle şöyle bir oturup konuşmak isterdim, gerçi konuşmuş kadar oldum bile.
Benim için özel bir kitaptır..Sabahattin Ali'nin de özel bir yeri vardır hayatımda..
Sabahattin Ali'nin başyapıtı konumundadır gözümde. Kitaplarının en güzeli, en zevkli okunanı.
aşkı...sevgiyi...merhameti...merak edenlerin okuması gereken nadir kitaplardan.bu kitapdan sonra bir sabahattin ali hayranı oldum.insanın içinde bulunduğu duyguyu okuyucusuna en iyi hissettiren yazarlardan. işte kürk mantolu madonnada söyle.sanki onları görüyormuş duyuyormuş hissi veriyor insana...