Bir nevi batının Binbir Gece Masalları tadındaki bu eser, roman tarzının öncüsü olduğu için hakkıyla taşıdığı bir tarihi öneme sahip. Muhtemelen postmodernizmin de -üstelik henüz oluşmamış bir kavramken- ilk örneklerinden olan roman, kurgusuyla da dikkat çekiyor. İnebahtı Savaşı'nda Osmanlı'ya esir düşen Cervantes'in, İspanya'ya yönelik duygularını simgesel olarak bolca kullandığı eseri, hicivdeki cesaretiyle de Engizisyon'dan bolca nasibini almış. Bu dolu dolu macerada beni şaşırtan bir olgu da kendi dönemi için şaşılacak derecede keskin mizah içermesi oldu.
Batı yazının ilk romanı olarak kabul edlen bu eser o yüzyılın içinden bu yüzyılın roman kalıbına gönderme niteliğindedir. Bu Batı-Doğu üslubunu iç içe geçirmiş yapıt Post-modernizme de öncül olmuştur. Şöyle ki en iyi roman örneği olarak gösterilecek olsa kimselerden aksi sesler çıkmayacağı kesin gibidir.
Şayet bu eseri okumamış olsaydım benim için kayıp olurmuş. Çok beğendim. Yazıldığı zamana bakılınca yazarın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil.
İnsanlar elimde gördüğü zaman bu çocuk kitabı değil mi ya gibi tepkiler verse de her daim başucu kitabım olacak bu kitap. Bir delilik ancak bu kadar güzel olabilir çünkü. Her ayrıntısını ayrı seviyorum. Don quiotenin "mesleğine" adanmışlığına, sanchonun saflığına ve sadakatine, rahip ve berberin dostluğuna ve vefasına daha bir çok bir çok şeye hayranım. Kimi zaman kahkaha attırır, kimi zaman düşündürür, kimi zaman üzer, kimi zaman büyüler Cervantes bizleri. Bir kitaptan neyi bekliyorsanız bu kitap onu size verebilir. Bu yüzden ve buna bağlı ya da bundan bağımsız birçok nedenden ötürü Saygıdeğer Saavedranın önünde diz çöküyor ve ellerini öpüyorum. Son olarak tabi ki Don Quiote'nin askerleriyiz!
İnanılmaz güzel, tam metin olması ve Roza Hakmen’in çevirisiyle okumak ayrı bir keyif......
Şövalyelik hikayeleriyle aklini kaybeden Don Quijote okuduklarından etkilenerek maceraya atilir, yaninda da kadim yardimcisi Sancho Panza ile yollara düşer.
Hayal dunyasi ile gercek dünyayı karistiran Don Quijote kendisini şövalye olarak görüp inanilmaz maceralara atilir.Yine kendince yarattigi bir prenses pesinde kahramanliklar yapmanin gayretindedir. Prensese ulasmak istemektedir. Misal bir koyun sürüsünü, dusman ordusu olarak addedip üzerlerine atilmasi gibi cilginliklar...
Efendisinin aklini yitirdiginin farkinda olan silahtar Sancho Panza da bu aklini şövalyelik ile bozmus efendisinin maruz kalacağı belalardan nasibini alir.
Her zaman yel degirmenlerini devler olarak görüp saldiran Don Quijote olarak bildiğimiz, hafizalarimiza bu sekilde kazinan efsanenin sizleri güldürecek eglenceli seruvenini okumak tabiki elzemdir her kitapsever icin.
Bu eserin ilk roman olduğu gercegini, gelecek nesillere, yazarlara nasil bir miras bıraktığını, yol gösterdiğini de unutmamak da mutlak surette fayda var.
Donemin siyasi iklimini, kültürel yapisini da yine eser sayesinde görebiliyoruz. Insan gerceklikten kopup hayal dunyasinin esiri nasil olur , bu denli nasil hayaller aleminin kahramani olur şaşılası... Kitaplar hayal dunyamizi geliştiren en temel ihtiyaclardan biridir insanin ama bu kadar da değil sanirim.
Kitap icinde okuyucuyu Don Quijote karmasik psikolojik yapisindan uzaklaştıracak hikayeler de fazlasiyla mevcut. Okuyucu belirli noktalara cekilmekte, macera icinde farkli maceralara suruklenmektedir.