Çok beğendim çok güzeldi ama Setterhanla Zehranın hikayesi çok doyurucu değildi aç bıraktı. Keşke Daha uzun bahsedilseymiş
Başlangıçta çok sıkıcı ve berbat bir kitaptı ama ortalara gelince o kadar güzelleşti ki kitabı elimden bırakamadığım için ertesi günki sınavım berbat geçti.
İncelikle işlenmiş karakterleri, zengin ayrıntıları ve dönemi anlatmadaki ustalığıyla Nar Ağacı bir Doğu masalı kadar zengin, hayal kadar güzel, hayat kadar gerçek bir öykü...
Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim
Ben böyle çağırmasam sen öyle gelmezdin
Nazan Bekiroğlu bu romanında kendi köklerine uzun bir yolcuğa çıkmış. Yazarın kelimeleri kullanmadaki başarısı dikkat çekici. Yazar edebiyat profesörü olduğundan roman yazma tekniklerini çok iyi kullanmış, kelimeleri ustalıkla yoğurmuş ve bu sayede etkileyici bir kurgu ortaya çıkmış. Kurguda bir senaryo havası var. Yazarın öykünün içinde yer alıyor olması ve dalıp gittiği fotoğraf karesinde kurguya dahil olması, olayların akışı, karakterlerin arzı endamı bir film senaryosunu çağrıştırıyor. Konunun oldukça ayrıntılı olarak işlenmesinden dolayı olsa gerek, kitabın kimi zamanlarında sıkıldığım, duraksadığım oldu, ancak genel olarak iyiydi. Sonuç olarak Nar Ağacı için şunu söyleyebilirim: Romanın kurgusu etkileyici ama öykü fazla etkileyici gelmedi bana.
Güzel bir hikaye ve oldukça akıcı hem de yer yer bilgilendirici bir kitaptı. Hüngür hüngür ağlattığı da olmuştu.
Ah bu nasil bir yolculuktur.....Nazan Bekiroglu" nun kalemi o kadar guclu ki, Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Baku-Istanbul hattinda beraber yasaniyor Balkan Savasi, evlerinden kacanlarla, yurtlarindan surulenlerle beraber yurunuyor o dag bayir, ask her dilde derinden yasaniyor ve Karadeniz"in o kokusu, o hircinligi oldugu gibi hissediliyor. Ben cok sey ogrendim okurken, mesela o muthis Tiflis, Acem halilarinin nasil dokundugunu ya da semaverde bir cayin nasil demlendigini....Ve gene ulkemde yasanan onemli bir tarih parcasini....
Bir roman soyle bitiyorsa, gerisini siz dusunun:
"Hangi hikaye basladigi yerde bitmemis ki?"
ne desem az ne desem eksik
nazan bekiroğlu çok şanslı böyle bir kitabı yazabildiği için ve ben çok şanslıyım böyle bir kitabı okuyabildiğim için
Nar Ağacı, Nazan Bekiroğlu'ndan okuduğum ilk romandı. Yazarın anlatım tarzını çok beğendim. Yazar eserinde Trabzon, Tebriz, Tiflis, Batum ve İstanbul arasında tarihi bir yolculuk yaptırıyor. O dönemin yaşam tarzını, savaşları, savrulan hayatları, aşkları kavuşmaları bir film tadında anlatıyor adeta. Ancak ben kitap da Setterhan İle Zehra'nın büyük aşkının anlatılacağını sanıyordum. Kitabı okurken hep ne zaman başlayacak bu aşk dedim kendi kendime. sadece kitabın sonunda yüzeysel anlattı.Burada biraz hayak kırıklığı yaşadım. Ama genel olarak kitap güzeldi. Okumanızı tavsiye ederim.
Sadece hikaye yönüyle de değil her yönden muhteşem ve farklı bir kitaptı Nar Ağacı... Hem tarihi yönden doyuruyor sizi hem de edebi bir dili var ancak bu öyle sizi korkutmasın çünkü kitap olay ağırlıklı ilerlediği için sayfalar akıp gidiyor elinizden, tabii bu yolculuk sırasında altını çizeceğiniz bir çok cümle olacak, nerede okursanız okuyun kaleminizi yanınızdan eksik etmeyin derim ben :)
Yorumumun tamamı için bloguma beklerim.
http://rapunzelinkulesinden.blogspot.com.tr/2016/03/nar-agaci-nazan-bekiroglu.html
Tebrizli Setterhan ile Trabzon'lu Zehra'nın yolları nasıl kesişecek. Balkan Harbi, Trabzonun Rus işgali ve rus ihtilali ile kaderleri değişen milletlerin yanı sıra kaderi birbirine bağlana iki insan. Bu arada savaş yıllarındaki acılar, dayanılamayacak şeyleri gören gözler, yaşayan bedenler.
Ne diyebilirim ki.. Uzun süre etkisinden çıkamayacağım kesin.. Şiir gibi bir kitap, inanılmaz güzel bir hikaye.. Settarhan sen ne güzel adamsın..
yazar günümüze keşke hiç dönmeseydi, okuyunca demek istediğim yeri anlayacaksınız. gene de değmiş eline sağlık hemşerim
Kitaba ilk başladığımda durgun gibi gelmişti ancak okudukça karakterlere bağlanıyor, kitap hiç bitmesin istiyorsunuz.
Daha önce Yusuf ile Züleyha'sını okuduğum Nazan Bekiroğlu 'nun ikinci eseri olacak.
Başlarda ağır ilerleyen ama sonrasinda su misali akan bir kitap. 🌿
Içerisinde aşkı, acıyı, vuslati, silayi, ozlemi,ayrılığı, savasi ve daha bircok unsuru barindiran hacimce dolu bir eser ortaya koymuş Bekiroğlu.
Daha çok kahramanlarin ön plana çıkarıldığı degil de surecin on plana çıktığı bir eser. 🧐
Ailesinin kökenini bulmak adina araştırmaya giren anlaticinin solugu Tebriz'de,Batum'da,Tiflis'te, Trabzon'da bulmasıyla suregelen olaylar silsilesi.🌎 🏃♂️
Yer yer betimlemelerin cok fazla one çıktığı, okuyucuyu sikmaya başladığı anlar olsa da genel anlamda oldukca akici bir kitap. Surekli bir yerlerden bir yerlere sürüklenmek de ayri bir keyif oldu. 👌
Kimisi icin kitapta aşk ve aci, ayrilik kisimlari daha on plana cikarilabilir daha ilgi çekebilir ama benim özelimde ozellikle Balkan Savasi, Rus devrimi, 1.Dunya Savaşına giden yol, Osmanli donemi goc hareketleri, Iskan politiklari gibi tarihsel unsurlar tarihe ilgisi olan biri olarak oldukca dikkatimi cekti. Ozellikle Balkan savaşına gidip de hastaliktan donemeyen Ismail'in cizdigi Balkan Savasi Osmanlı Ordusu görünümü beni derinden etkiledi. Bunlar savasin aci ve ayni zamanda gercek yüzü. 😕
Bunlara bakarak da donemin panaromasi hakkinda fikir sahibi olunabilir elbette.
Setterhan'in yani anlaticinin Azam ile olan aski,uğradığı kimine gore ihanet kimine gore normal bir durum ; Zehra ile kaderin onu bulusturmasi ve yeni bir aska yelken acmalari..
Kitabin genel itibariyle gezi yazisi tadında bolumler de mevcut. Dolu dolu bir kitap velhasil kelâm. Keyifli okumalar. 🌿🍃📖
fuzuli ayrıntıların arasında hikayenin yitip gittiğini düşünüyorum. motive olamadım, kitapla enerjimiz tutmadı maalesef...
maalesef okuyamayacağım yazarlar arasında yerini aldı nazan hanım.kitap bana göre değil.olayı, gizemi ve bol diyalogu seven biriyim.ama bu kitapta tebriz trabzon esnafına varıncaya betimlenmiş.bu da beni çok sıktı.olay zaten geri planda hafiften savaş halinde ilerliyor.