Kitap son sayfasına kadar olabildiğince akıcı, heyecanlı ve anlamlı. Anlamı şundan ileri geliyor; devletlerdeki iktidar hırsının mahvettiği üç kadının hesabı soruluyor bu romanda. Ülke denilen sınırlarda yaşayan insanların birbirine karşı duyduğu kin ve önyargılar ustaca işleniyor. Livaneli romanını , belki eserine varoluşsal bir tat katmak amacıyla ilginç bir sahneyle sonlandırıyor. Bana sorarsanız son sayfasına kadar tadı damağımda kalan eserin en yapay kısmı bu bölümdü. Ancak bu tabii ki kişinin görüşüne göre değişebilir. Ben bu tek pürüz dışında romanı kusursuz buluyorum. Harika bir kurgu ve daha sade olamayacak bir dil! Romanın kahramanı Maya sanki bir kafede bir parmağı çay bardağında başından geçenleri tüm ayrıntısıyla anlatıyor. Kısaca kurgu ve uslup bakımından çok çok sağlam bir eser. Mutlaka tavsiye ediyorum.
Livanelinin okuduğum ilk kitabı. Tek kelimeyle mükemmel bir kitap. Yakın tarihimizde ne çok bilmediklerimiz varmış. Kitabın kurgusu ve karakterleri çok iyi. Umarım yakında filmi de çekilir.
uzun zamandır okuduğum en güzel kitap çok sürükleyici ve kitapta anlatılan, türkiyede geçen olayların gerçek olması insanı şaşırtıyor.
Bircok kisinin cok ovmesi sebebiyle cok merak ettigim bir kitapti.sonunda okuma imkani buldum.son derece surukleyici ve acikli bir hikaye kalemine saglik livaneli
Şu ana kadar okuduğum en akıcı romanlardan biri.Yazarın üslubu da mükemmel,insan okurken hiç sıkılmıyor.
Gerçekten çok güzel ve çok yönlü bir kitaptı. Aşk, dram ve tarihin harmanlanması ve gerçeklere dayanması kitabı daha da güzel kılmakta.
Hiç kitap okurken ağlanır mı derdim, ağlanırmış. Bu kadar içten olacağını tahmin etmemiştim. Aşk, tarih, sadakat, entrika daha neler neler.. Her iktidar öldürür cümlesi kulaklarımda çınlıyor sanki. Tanıdığım herkese önereceğim. Daha şimdiden sırada iki kişi oldu bile.
Sağlam ve akıcı bir uslübü var. Olaylara insancıl yaklaşmış. Tarihi ve güncel bir roman denebilir.
Özellikle Mavi Alay, Strumanın batırılışı, Alman yahudi profosörlein 1933-1940lı yıllarda İstanbul Üniversitesinde çalışması,
Çiçero denen Türk casusu gibi bilinmeyen birçok konuya Maya ve Prof Maximillian Wagner ile eşi yahudi Nadia arasında geçer. Ari alman olan Prof ile yahudi Nadia nın aşkı ve Nadia nın Romanyanın Hitler tarafından işgali sonucu başlayan Yahudi katliamından kaçmaya çalışan 790 kişinin Struma adlı 1830 motorlu bir kömür gemisine Filistin’e gitmek üzere binmesi ama İstanbul Boğazında arızalanması, İstanbula yolcuların indirilmemesi, yaklaşık 2-3 ay tamirat süresince açlık ölme durumuna gelmesine rağmen Türkiye’ye inememeleleri, bunu sebei olarak da Alman Büyükelçiliğinin baskısı gösterilmemektedir.
Buradan tamirat sonrası Filistine de hareket edememiştir. Bunun sebebi ise o sıralarda Filistinin İngiltere mandası altında olması ve İngilterenin de arap baskısı sonucu yahudileri oraya toplamaya karşı olmasıdır. Bu sebeple gemi tekrar Romanyaya hareket etmiş Karadenzde Rusyaya haber vermeden hareket ettiği içinse Stalnin genel emri üzerine Rus deziaaltısı ile vurularak havaya uçurulmuştur.
Mavi Alay konusu da ilginçtir. Hitlerin güçlenmesiyle birleikte Kırımdaki Tatarları Türk hükümeti örgütleyerek Hitlerin yanında yer alması sağlanmış ancak Hitler güç kaybetmeye başlayınca da Stalinin korkusu ile yaklaşık 10.000 kişilik alay vatan haini ilan edildiği için AVusturyaya kaçmış, sonra İngilizlere teslim eidlmiş, Rusyanın sıkı politikası ile Sovyet Rusyasına teslim edilmek üzere yola çıkmışlardır. Çoğo Drau nehrinde intihar etmiş, bir kısmı Türkiye’den geçerken Türk asker ve subaylarına onları serbest bırakması hatta vurmaları için yalvarmış ancak Türkiye hiç müdahalede bulunmamıştır. Kalan kısım ise Rusya geçer geçmez kurşuna dizilir.
1933’ten 1945 yılına kadar Hitler zamanında yüzlerce Yahudi Prof haylatmaz olarak Türkiyeye sığındı ve İstanbul Üniversitesinde eğitim verdi. Atatürk ve Milli Eğitim Bakanı Hasan li Yücel tarafından Hitler'in öğretim ve bilimden ihraç ettiği insanlardan faydalanıp, yüzlercesinin Türkiye'ye getirterek Türkiye'deki üniversitelerin ve bilim kurumlarının önemli ölçüde geliştirilmesini sağlamalarıyla, Yahudi sığınmacılara yapılan Türk yardımı 30'ların ilk yıllarında başlamıştır.
Bu yıl okuduğum en güzel kitap. Hatta Livaneli' nin de yazdığı en güzel kitap diyebilirim. o kadar etkilendim ki, romanda adı geçenleri tek tek tanıyor gibi oldum. Bir kitap okumaktan daha ziyade olayların anlatıldığı bir film veya belgesel seyretmiş gibiyim. Elimden bırakamadım. Bittiği zaman bile hala olayların, acıların yaşandığı, insanlık için hiçbir çabanın yapılmadığı dönemin içinde buluyorum kendimi.Suçluluk duygusu yaşıyorum yoğun bir şekilde. O insanlara dua ediyor sebep olanlara beddua ediyorum içimden. Etkisinden kurtulmakta zorlandım. Hikaye süper, betimlemeler süper, anlatım yalın ve akıcı. Yormuyor insanı. İçeriye çekiyor seni. Okumuyor o dönemi yaşıyor ve seyrediyorsun nemli gözlerle.
Bu kitap sayesinde şimdiye kadar hiç bilmediğim gerçek olan olayları ogrendım ve sürükleyici bir aşk hikayesi harika bir kitap.
"Hayal dünyası ve gerçek arasında soluksuz okunacak bir eser... Bir yandan tarihi öğrenirken, diğer yandan dokunaklı bir aşk hikayesine tanıklık ediyor, büyüleniyorsunuz."
http://www.cerenakkol.com/2011/07/serenad-zulfu-livaneli.html
Uzun süre etkisinden kurtulamayacağım kitap. Bir çırpıda okunup, bitirilecek kadar sade, hayatı sorgulattıracak kadar doyurucu.
Kitabın sonu tahmin edilebilir de ama içindekiler önemliydi. O sayfalarda geçenler...
Mükemmeldi..
Kitabin bir şaheser olduğunu düşünüyorum! Özellikle struma gemisinden bahsedilen sayfalarda göz yaşlarımı tutamadım. Bir çok değerli bilgi içeriyor. Hem tarih hem aşk anlatılıyor tam benlik. Belki de bu yüzden bu kadar cok sevdim kitabı. Öyle ki yazarin kardeşimin hikayesi adlı kitabından daha cok beğendim
Çok duygulandıran, düşündüren, bilgi veren bir kitap. Okumayan varsa hemen okumasını tavsiye ederim.
Livaneli'nin okuduğum ilk kitabıydı.Bana Livaneli'nin neredeyse bütün kitaplarını okutan kitaptır Serenad.Sürükleyici,yakıcı bir aşk hikayesi..''Bir gün dediklerimi değil,demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma!Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar mı zor? İlle de,ben bu hayattan bıktım,türünde sözler mi etmeliyim? İşim çok dediğimde,bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri…Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz sarıl bana dedikten sonra,sarılmanın ne anlamı kalır! '' satırları unutulmaz.Her zaman söylerim, Livaneli iyi ki var...
Beğenerek okuduğum bir kitap oldu, Struma Mavi alay Holocost hepsi gerçek ve çoğumuz bilmiyoruz ya da ilgilenmiyoruz ,bunlar hepimizin bilmesi gereken ders çıkarmamız gereken olaylar ,insanoğlunun nasılda insanlıktan çıktığının kanıtı olaylar. 'COĞRAFYA KADERDİ 'gerçektende.Zülfü livaneli iyi bir yazar başarılı bir eser.