Tol

Beğendim.

"...sarhoş adamdan zarar gelmez...."

Sert.

http://oklapkutuphanesi.blogspot.de/2011/02/murat-uyurkulak-tol-bir-intikam-romani.html

çok iyi...

Tasvirler çok iyi.. Uyurkulağın kalemini beğendim lakin biraz karışık..

Tavsiye üzerine aldım ancak güçlükle bitirdim.

Karanlık bir odada rakı içip Ahmet Kaya dinlerken ölmeye benziyor.

Büyük beklentiyle başladığımdan mıdır bilmiyorum fakat uzun zamandır ilk kez bir kitabı okurken çabuk bitsin diye hızlandım. Beklediğim gibi çıkmadı maalesef.

vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi.

Şiir gibi bir anlatımı var. Çok beğendim.

Tol ve Har'ı 1 defa kendim alıp kaybedişimin üzerine bana tekrar hediye eden arkadaşımı saygıyla anıyorum: onlarıda kaybettim :(:(

Hep yarım kaldım,hiç tam doymadım,tam bağırmadım,tam dokunmadım ve tam sevişmedim.Bıçak ruhumda dehşet bir fısıltı gibi ilerledi ve ben tam ortamdan ayrıldım.Ruhuma bir hayat yakıştıramadım..

Murat Uyurkulak /Tol syf:11

Murat UYURKULAK'ın ''TOL'' kitabını, isminin garip oluşu ve kapağındaki sürrealist figürden dolayı elime aldım ve yaklaşık on gün süren bu okuma savaşını kaybettim.

Savaş diyorum; çünkü gerçekten kitabı okumak için kendimi zorladım ve bitirdim hele de 262 sayfalık bir kitap için on günlük bir sürenin çok fazla olduğunu da göz önüne alırsak...

Kitap, bence konusu bakımından arkadaki özetten ibaret kalmış ya da o özetten baya kopma yaşatmış,bunda benimde kitaba uyum sağlayamadığımdan da kaynaklanmış olan sebepler oldu, dolayısıyla konuyu sık sık kaçırdım, eğer okursanız göreceksiniz kitaba sürekli yan karakterler dahil oluyor ve sen şair( ki ana kahramanlardan biridir) kimdi, çoşkun neyin nesiydi yahu bu adam da nereden çıktı diyorsun.(bknz: Atakan Koral)

Söz gelimi, TOL kürtçe intikam demek ve yazar nedenini bilmediğimiz bir olaydan dolayı bizden intikam almış gibi görünüyor.

Murat Uyurkulağın k aleminin sağlam olduğu kesin.Ancak; kitabın içinde konuyu bazen oldukça dağıtmış ne yazacağını,konuyu nereye bağlayacağını bulamamış ve bununla da uzun süre cebelleşmiş diyebilirim. (6 yılda yazılmış olduğunu düşürsek uzun bir süre) Farklı bir dille yazılmış güzel bir kitap,konuya fazla bağlı kalmadan düşüncelerin ve murat uyurkulağın kaleminin akışına bıraktığınızda kendinizi oldukça tat alabileceğiniz kelimelere hakim.

Kesinlikle ara verilmeden okunması gereken bir kitap. İki gün elinize alamazsanız hiçbir şey anlamamaya başlıyorsunuz. Olaydan ve insanlardan kopuyorsunuz. Yazarın cümlelerinin güzel olduğu aşikar; fakat içine çekilmezseniz kitabın haliyle önce aralar vermeye sonra anlamamaya bitirince de ben ne okudum demeye başlıyorsunuz. Hala güzel bir kitaptı ya da kötü bir kitaptı diyemiyorum bu kitap için zira bir sürü soru işareti vardı kapağı kapattığımda.

Aslında okumak niyetiyle açmamıştım kapağını. Elimde başka bir kitap vardı ve onu bitirdikten sonra başlamak niyetindeydim. Ama uzun zamandır muhabbeti dönen ve bende merak uyandıran bu kitaba şöyle bir göz atayım diye açtım ve kendime geldiğimde 90. sayfadaydım.

http://enaryo.blogspot.com/2007/09/tolmurat-uyurkulak.html

Yıldırım Türker;
“Tol, bize her şeyin parçalanabilirliğini hissettirdiği için, çok güçlü bir roman. Yazmanın, yaratmanın, varolmanın şehvetini hissettirdiği için. Siyasi çalkantı dönemlerini siyasetin kekeme lehçesine bir an olsun bulaşmadan yaşatabildiği için. Hiçbir çıkış yolu göstermediği, hayatı yolculuğun kendisi olarak yansıtabildiği için.”

yeni başlamama rağmen bir türlü biteremediğim ''bir eksik var ama nedir''dediğim..sanırım yazım kimliği oturmamış bir yazar.şöyle ki görsel anlatımlı olmasına rağmen tasviri cılız kalmış,kavramsal olmasına rağmen kendi terminolojisini doğruluyamamış bir kitap.

Diliyle içine çeken farklı bir kitap. Ne anlatmak istediğini tam olarak kavrayamadım ama yine de hoşuma gitti.

"sıkıntı öldürür. ve sıkıntı öldürüyor. acı ve öfke değil, sıkıntı öldürüyor. çok geçici, anlık, masum, makul olabiliyor sıkıntı, ama öldürüyor."

Kitabın içinde kayboldum. Karakterler, karakterler yüklediği anlamlar, hayatları, kurdurttuğu cümleleri sarho etti beni.

Öfkenin, isyanın sesinin yükseldiği bir devrim romanı... Metaforlarla zenginleşmiş, cüretkar ve müstehcen bir dili var yazarın, yer yer Henry Miller'ı çağrıştırdı bana fakat Murat Uyurkulak'ın dilinden çok daha fazla etkilendiğimi itiraf etmeliyim ... Çok farklı, çok güzel bir lezzet bıraktı dimağımda...

İnsanın kafasına çekiç gibi inen ve edebiyatımızın en güzel açılış cümlelerinden birisine sahip Tol. Her kesimden okura hitap ettiğini düşünmüyorum ama türe ilgi duyanı için paha biçilemez olduğu kesin.

Tol, Behzat Ç'de gördükten sonra okumak istediğim romandı. "Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi." cümlesiyle başlayıp, İstanbul - Diyarbakır tren yolculuğunda, bir musahhihin, babasının bıraktığı mektuplarıyla geçmişini ve babasını tanımaya çalıştığı intikam romanı. Okuyucuların aksine mektupların yer aldığı ikinci bölüm beni biraz zorladı.

http://moonlightcat13.blogspot.com/2016/09/tol-murat-uyurkulak.html

Tol, bir intikam romanı. Devlet yıllarca adalet adına çeşitli suçlar işledi , onlarca insanı öldürttü. Onları vuranlarsa, ertesi sabah polise ifade verenleri sigaralarını tüttüre tüttüre ayna pencerenin arkasından izledi. Devlet kendi düzenine karşı çıkanları ise atık olarak görüp onları lağım çukurlarına attı. Ancak o çukurlarda ölü doğdu sanılan bir bebek tarafından tüm bunların intikamı alındı ve artık ölen isimler bir mezar taşından fazlası.

"İçimden atamadığım bir yumru, bir ateş, bir lanet var sanki. Başım çok ağrıyor, kalbim çok ağrıyor, gözlerim çok ağrıyor… Bildiğim, öğrendiğim, yaşadığım her şey yavaş yavaş siliniyor aklımdan… Geceleri azap gibi… Kabuslar yakamı bırakmıyor bir türlü… Kötü bir şeyler olacakmış duygusu var içimde, neyin ne olduğunu kavrayamıyorum çok zaman… Zaman benim dışımda ilerliyormuş gibi, zaman beni kusacakmış gibi, kelimeler bir araya toplanıp, bir vücut olup beni içinden atacakmış gibi… "

Anlatımı güzel olan ama kurgu açısından zorlama bir romandı. Çok yüksek bir konsantrasyonla okumak gerekiyor. Kafa boşaltmalık değil kafa doldurmalık bir kitap.