İbn Hazm, hayatının aşk acısı bakımından en verimli devresi olan otuz-otuz beş yaşlarında kaleme aldığı Tavkul-Hamâme ile sevgi psikolojisi alanında yüzyıllar boyu eskimeyen bir şaheser ortaya koymuştur. Güzeller güzeli Numa duyduğu aşkın erken gelen ölümle katmerlenmesi, belki de bu şiir ve öyküleri böylesine okunur kıldı. İnsan merak ediyor; Num hayatının baharında bu dünyadan ayrılmasaydı, acaba bu kadar güzel, ama bir o kadar da hüzünlü anlatılar doğar mıydı?Güvercin Gerdanlığı: Klasik Arap edebiyatında aşkın dili.
******
Büyük bir hukukçu, edebiyatçı, dilbilimci ve şair olan İbn Hazmın hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilen bu önemli eseri, Endülüste ve İslâm dünyasının belli başlı merkezlerinde sevgi üzerine gelişen zengin düşünceleri, yaşanan büyük aşkları bize anlatan önemli bir kitaptır. İslâm sanatı ve debiyatının en iyi örneklerinden biri olan kitap, aynı zamanda karanlıkta kalmış bir dönemin iç yüzü, çok sayıda yönetici, hukukçu, ve bilginin özel hayatlarını dolduran ilginç olaylar ve ilişkiler hakkında da geniş bir bilgi vermektedir.
******
İbn Hazm, hayatının aşk acısı bakımından en verimli devresi olan otuz-otuz beş yaşlarında kaleme aldığı Tavkul-Hamâme ile sevgi psikolojisi alanında yüzyıllar boyu eskimeyen bir şaheser ortaya koymuştur. Güzeller güzeli Numa duyduğu aşkın erken gelen... tümünü göster
Güneş buluttan sıyrılıkten Koleranın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustalara esrarı daha kallavi içmeleri için zıvana hazırlamaya başladılar. Köylü kadınlar, kocalarının mahalle hakkında anlattıkları korku hikâyelerinden tırstıklarından mahkûmlar gibi camdan bakıyorlardı.
******
Metin Kaçan, ülkemizde her türlü karşıtlığın en yoğun biçimde yaşandığı İstanbul kentine özgü zenginlikte bir toplumsal mozayiği yansıtıyor... Bu alışılmamış romanın en çarpıcı yönü, kuşkusuz dili.YILDIZ ECEVİTGünümüz argosunun birçok sözcük ve deyimini ilk kez yazıya geçiren Metin Kaçanı yalnızca edebiyat açısından değil, sözlükçülük açısından da kutlamak isterim.HULKİ AKTUNÇBana öyle geldi ki Ağır Roman şu yaşanan şizofrenik rüyanın şimdilik tek yazılı belgesi. İşitebilenler için siren sesleri... Yaşamın daha ilk anda yalnızca ölüme koşullandığı bir dünya; ölüm, cinayet, yangın, karanlık, serserilikler, bitirimlik, uyuşturucu ve bilinemeyecek bir sevgi. Öyle bir sevgiyi dile getirmek herhalde kolay değildi. Yazar, apaçık bir ustalıkla başarmış. SELİM İLERİ
******
Güneş buluttan sıyrılıkten Koleranın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustal... tümünü göster
Güneş buluttan sıyrılıkten Koleranın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustalara esrarı daha kallavi içmeleri için zıvana hazırlamaya başladılar. Köylü kadınlar, kocalarının mahalle hakkında anlattıkları korku hikâyelerinden tırstıklarından mahkûmlar gibi camdan bakıyorlardı.
******
Metin Kaçan, ülkemizde her türlü karşıtlığın en yoğun biçimde yaşandığı İstanbul kentine özgü zenginlikte bir toplumsal mozayiği yansıtıyor... Bu alışılmamış romanın en çarpıcı yönü, kuşkusuz dili.YILDIZ ECEVİTGünümüz argosunun birçok sözcük ve deyimini ilk kez yazıya geçiren Metin Kaçanı yalnızca edebiyat açısından değil, sözlükçülük açısından da kutlamak isterim.HULKİ AKTUNÇBana öyle geldi ki Ağır Roman şu yaşanan şizofrenik rüyanın şimdilik tek yazılı belgesi. İşitebilenler için siren sesleri... Yaşamın daha ilk anda yalnızca ölüme koşullandığı bir dünya; ölüm, cinayet, yangın, karanlık, serserilikler, bitirimlik, uyuşturucu ve bilinemeyecek bir sevgi. Öyle bir sevgiyi dile getirmek herhalde kolay değildi. Yazar, apaçık bir ustalıkla başarmış. SELİM İLERİ
******
Güneş buluttan sıyrılıkten Koleranın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustal... tümünü göster
1984 yılının bir Haziran öğlesonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barışın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barışla ilgili anıları kağıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kağıda dökülü sözün okuma alışkanlığı olan sınırlı kişiye bile çoğu kez iletilemediğini sezmemden. Beyazperde Barışın mırıl mırıl sesini yükseltiverince Uçurtmayı Vurmasınlar için yeni bir basım şansı doğdu. Ak kağıt üzerindeki kara yazılar herkese kendi düşlerini üretmenin ipucunu verdiklerinden midir nedir, resimlenmiş düşlerden daha renkli olabiliyorlar. Bir çocuğun gözlerinden duvarları kendi düşlerinde sorgulama olanağını daha fazla okura sunabilmek, filmin armağanı. Kitabın bu nedenle beyazperdeye gönül borcu var.Feride Çiçekoğlu
1984 yılının bir Haziran öğlesonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barışın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barışla ilgili anıları kağıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kağıda dök... tümünü göster
Hasretinden Prangalar Eskittim, ilk kez 1968 yılında yayımlandı. O tarihten günümüze defalarca baskı yaptı. Birbirini takip eden birkaç kuşak sosyalist ve devrimcinin ellerinde, sözlerinde ve şarkılarındaydı. Birçok kişinin acı tatlı hatıralarında unutulmaz, özel bir yeri oldu. Ahmed Arif şiirleri bizce, hem şairin kendi kuşağının hem de ardından 68-78 kuşaklarının memleket ve halk sevgisini, isyancı ruhunu ve başkaldırı etiğini simgeliyor. Kitabın bu 40. yıl özel basımıyla Ahmed Arifin dizeleriyle, eski kuşaklara bir kırmızı karanfil vermek istedik. Daha da önemlisi, gözlerden silinmeye çalışıldıkları bu çağda, bu fikirleri ve değerleri genç okurlara taşımak, hatırlatmak istedik.
Hasretinden Prangalar Eskittim, ilk kez 1968 yılında yayımlandı. O tarihten günümüze defalarca baskı yaptı. Birbirini takip eden birkaç kuşak sosyalist ve devrimcinin ellerinde, sözlerinde ve şarkılarındaydı. Birçok kişinin acı tatlı hatıralarında un... tümünü göster
Hasretinden Prangalar Eskittim, ilk kez 1968 yılında yayımlandı. O tarihten günümüze defalarca baskı yaptı. Birbirini takip eden birkaç kuşak sosyalist ve devrimcinin ellerinde, sözlerinde ve şarkılarındaydı. Birçok kişinin acı tatlı hatıralarında unutulmaz, özel bir yeri oldu. Ahmed Arif şiirleri bizce, hem şairin kendi kuşağının hem de ardından 68-78 kuşaklarının memleket ve halk sevgisini, isyancı ruhunu ve başkaldırı etiğini simgeliyor. Kitabın bu 40. yıl özel basımıyla Ahmed Arifin dizeleriyle, eski kuşaklara bir kırmızı karanfil vermek istedik. Daha da önemlisi, gözlerden silinmeye çalışıldıkları bu çağda, bu fikirleri ve değerleri genç okurlara taşımak, hatırlatmak istedik.
Hasretinden Prangalar Eskittim, ilk kez 1968 yılında yayımlandı. O tarihten günümüze defalarca baskı yaptı. Birbirini takip eden birkaç kuşak sosyalist ve devrimcinin ellerinde, sözlerinde ve şarkılarındaydı. Birçok kişinin acı tatlı hatıralarında un... tümünü göster
mrl_21 şu anda kitap okumuyor.