sevcand

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 8 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
sevcand bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
sevcand okumuş.
İntibah

Ali Bey, zengin bir ailenin tek çocuğudur. Babasının eğitime olan düşkünlüğü sayesinde, henüz küçük yaşlarda iken birkaç yabancı dil öğrenmiştir. Aşırı kültür meraklısıdır. Kitap okumayı çok sever. Kibar, saygılı, hiçbir kötü alışkanlığı olmayan melek gibi bir gençtir.

Ali Bey, yirmi yaşına geldiğinde babasını kaybeder. Günlerce bu acı olayın tesirinden kurtulamaz, bir köşeye çekilerek hıçkıra hıçkıra ağlar. Kocasının ölümüne çok üzülen Fatma Hanım, bir de oğlunun bu kederli hâllerini görünce büsbütün perişan olur. Üzüntüsünü içine atarak oğlunun yanında neşeli görünmeye çalışır. Fatma Hanım, içindeki sıkıntıyı atıp bu üzüntülü ruh hâlinden kurtulması için oğlunu, binbir güçlükle Çamlıca gezilerine ikna eder. Ali Bey, önceleri zorla gittiği Çamlıca gezilerine, kısa bir süre sonra alışır ve sık sık gitmeye başlar.

Ali Bey, zengin bir ailenin tek çocuğudur. Babasının eğitime olan düşkünlüğü sayesinde, henüz küçük yaşlarda iken birkaç yabancı dil öğrenmiştir. Aşırı kültür meraklısıdır. Kitap okumayı çok sever. Kibar, saygılı, hiçbir kötü alışkanlığı olmayan mele... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
sevcand okumuş.
Canan

Canan romanında, tutkularının baskısıyla bir takım vaatler ve geçici hevesler peşinde koşan, bu uğurda bazı kutsal değerleri zedelemeyi göze alan insanın, sonuçta nasıl bir hüsrana ve pişmanlığa uğradığı anlatılır.

Canan romanında, tutkularının baskısıyla bir takım vaatler ve geçici hevesler peşinde koşan, bu uğurda bazı kutsal değerleri zedelemeyi göze alan insanın, sonuçta nasıl bir hüsrana ve pişmanlığa uğradığı anlatılır.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
sevcand okumuş.
Küçük Şeyler

Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, “Bu ülkede yaşanmaz” ve nihayet “Batsın bu dünya” demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta “Şuna bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın” diyorlar içlerinden. Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz ettiğimde en az bir kişi çıkıp “Hoca iyi de o zaman bu polyannacılık olmaz mı?” der. Bu karamsarlığa prim veren bakış tarzı beni üzüyor. Şimdi söz konusu cümleye tekrar bakalım:

“İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak polyannacılık sayılmaz mı?”

Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi “iyimserlik eşittir polyannacılık” iddiasıdır ki bu doğru değildir. İkincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü bir şey olduğu varsayılmaktadır. Polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi?

Polyannacılık, kayba uğradığımızda, elimizde kalanları fark etme ve sevinme becerisidir. Polyannacılık bir psikolojik savunma mekanızmasıdır, aşırı olmadan yerinde kullanıldığı sürece, kişiyi kaygıdan, sıkıntıdan korur, kişinin yarına kalma ihtimalini arttırır. Polyannacılık, kendini avutmak değil, bardağın dolu yanını fark etmektir.

Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, “Bu ülkede yaşanmaz” ve nihayet “Batsın bu dünya” demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötüm... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
sevcand okumuş.
Suna'nın Serçeleri

Mahallenin erkek çocukları çıkmaz sokakta ayaktopu oynuyorlardı. Birdenbire orada beliren on yaşlarında bir kız, meşin topu kapıp kaçmaya başladı. Oğlanlar hemen peşine takıldılar. Var güçleriyle ona yetişmeye çalışıyor, bir yandan da, bırak o topu, Suna, yoksa fena olacaksın diye bağırıyorlardı. Suna oğlanların önünde yel gibi koşuyordu. Mahallenin en güçlü çocukları Hüseyinle Osman bile ona yetişemiyorlardı. Hepsi de soluk soluğaydı. Kovalamaca uzadıkça, bu öfke çığ gibi büyüyordu. Oyunun en tatlı, en coşkulu yerinde Sunanın topu kapıp kaçması, oyuncu çocukları çileden çıkarmıştı...

Mahallenin erkek çocukları çıkmaz sokakta ayaktopu oynuyorlardı. Birdenbire orada beliren on yaşlarında bir kız, meşin topu kapıp kaçmaya başladı. Oğlanlar hemen peşine takıldılar. Var güçleriyle ona yetişmeye çalışıyor, bir yandan da, bırak o topu, ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
sevcand bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Daha Fazla Göster

sevcand şu an ne okuyor?

Sefiller

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.