Takip Ettikleri
İstanbul Üniversitesi-Türk Dili ve Edebiyatı
Kitap okudukça kendini cahil hisseden ve çoğu zaman kitap okurken 'ooohaaaa! bunu nasıl düşünmüş ya?!' diye delilenen birisiyim işte. Akıl sağlığımdan şüpheleniyorum bazen, sonra da diyorum ki üç günlük dünya, boşver.
Gönlümün istediği, kitabı yağmurlu havada bir balkonda çay eşliğinde okumak ama o da her zaman olmuyor tabii. Daha çok okumaya başladığım koltukta kılıktan kılığa girerek gelişiyor olaylar.
İş güç çok, kitap da çok ama hayat kısa; varayım gerisini biraz daha düşüneyim.
Okumak yıllar yılı benimle olan bir tutkuydu. Nereye gidersem gideyim, yanımda bir kitap olmadığında bir eksiğim varmış gibi geldi. Sadece bu nedenle bir yere gidebilmek hep fazladan ağırlıkları hesaplama-bazen hesaplamadan- taşıma ile geçti. Ama iyi oldu. Bir yıl içerisinde okuma rekorlarımı peşpeşe kırdığım yıllar oldu; 1998 yılında 27.015 sayfa okumuşum örneğin. Görev gereği anadolunun çeşitli yerlerinde okudum, Şimdi Binbir Gece Masalları dendiğinde Kıbrıs, Savaş ve Barış dendiğinde Göksun, Tutunamayanlar dendiğinde aklıma Maraş geliyorsa bundan.
Hep birden fazla kitap okudum. Bu çoğunlukla bir dinmeyen iştahtan oldu. Bunun yararını da gördüm, sıkıntısını da.
Kitaplığım hala okumaya zaman ayıramadığım, uzun uzun okuma listelerine eklenmiş kitaplarla dolu. Ama bu beni üzmüyor, içime sevinç kırıntıları serpiyor. Çoğunlukla yeni aldığım kitap aylar, bazen yıllar sonra okunabiliyor. Belki böylesi daha iyi oluyor. demleniyor gibi oluyor.
Kitabın benim için anlamını tanımlamak zor. Ve yaşamımdaki yerini. Dilerim bu tür olabildiğince çok dostla tanışırım.
1 ile 7 arası gösteriliyor, toplam 7 kişi.