rare, 204 adet değerlendirme yapmış.  (6/30)
Son Kuşlar
Son Kuşlar

8

Yazarları kronolojik okumayı severim. İlk kitabından sonra son yazdıklarından birine atlayınca gençliğinde ümitli bir insanın buruk bir yaşlılığıyla karşılaştım. Özellikle İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Bedri Rahmi Eyüpoğlu sonsözüyle biten baskısını tavsiye ederim. "Söz vermiştim kendime: Yazı bile yazmayacaktım......Yazmasam deli olacaktım."

Franny ve Zooey
Franny ve Zooey

8

Açıkçası Ömer Madra çevirisi diye atladım, Glass ailesinin fertleri yoruculuğuyla anca 39 günde bitirebilmişim. Aslında zaten bitmeyen, bir döngüde devam eden bir kitap.

Kazancı Yokuşu
Kazancı Yokuşu

10

Ferhan Şensoy'un 1978'de yayımlanan bu ilk kitabını 2012'de yayımladığı "Başkaldıran Kurşunkalem"in 48. bölümünden itibaren okumaya başlarsanız şaşırtıcı bir şekilde en ufak bir üslup farkı veya acemiliğe rastlamıyorsunuz. Romanda Kazancı halkının haklı mücadelesine karşılık olarak 12 Eylül arifesindeki devletin koyduğu tavır, 2013 model demokratik devlet düzenini aratmıyor ne yazık ki. 1977'in ilk aylarını baharı beklemekle geçirirlerken 1 Mayıs sabahına uyanıyorlar, gerisini anlatmayayım. Baskısı zor bulunuyor, bir yerde rastlarsanız kaçırmayın. Hem Yaşar Kemal de beğenmiş kitabı, biz beğenmesek ne yazar...

Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir
Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir

8

Sezgin Kaymaz'ın gayet akıcı bir dille yazdığı, bir çırpıda okunabilen bir ilk kitap. Spoiler vermek olmasın ama yayınlandıktan 2 yıl sonra vizyona girip vaktinde büyük sükse yapan bir filmle de benzer hikayeyi anlattığını görmek şaşırtıcı (gerçi aynı temaya yakın bir de 1990'da çekilmiş kült bir film daha var) Denge mevzuları, çay müptelalığı, bir de bu tarz bir kitaptan beklemediğim Aspendos gibi karakteriyle epey sardı.

Cehennem Çiçeği (Alper Kamu, #2)
Cehennem Çiçeği (Alper Kamu, #2)

8

Afili Filintalar'ın son dönemde yarattığı hayal kırıklığından sonra umutsuzluğu yıkan bir kitap olmuş. İçindeki "Karanfil Kız" hikayesive sonu ile Canıgüz'ün önceki kitaplarından daha çok beğendim.

Kaldırım Mühendisi
Kaldırım Mühendisi

6

Rant uğruna şehrin dokusunu katledenler kara mizah eşliğinde anlatılmış. Mehmet Artemel gibi bir hocanın öğrencisi olmak isterdim ama sanki Yılmaz Özdil yazısı okuyormuşum gibi yazarlığı beni sarmadı. Yine de Gezi direnişine cuk oturan bir bölümüyle de beni tavladı: "Doğrudur, İstanbul'un şekilsiz bir kente dönüştürülmüş olduğu aşikar. Fakat bu şehirde öyle bir sabır vardır ki asırlar alır küpünden taşırmaya, ama ah bir kızdı mı, o Akdeniz mizacı yok mudur! Ne tencere kapağı kalır, ne bardak, çanak. Yakaladığını fırlatır, atar, alaşağı eder adamı. İstanbul'da sanıldığının aksine insanın kendi nefsine hakim olması gerekiyor. İnsan kendini İstanbul'dan büyük görüp ona tahakküm edebileceğini sandığı anda bu sessiz dilber öyle beklenmedik bir darbe vurur ki neye uğradığınızı anlayamazsınız. Onun gizemini hiç ama hiç kimse çözemez. Birçok kral, birçok sultan onu fethettiğini, sırrını çözdüğünü zanneder, ama ancak iş işten geçtikten sonra anlar ki ruhunu elde edebilmeye bir o kadar uzakmış....."

Kaiken
Kaiken

7

Grangé genelde iyi bir kitabından sonra kötü bir kitap yayınlıyor. Bu sefer de "Sisle Gelen Yolcu" gibi süfer bir kitap sonrasında az çok aynı durumla karşılaşıyoruz. Yine oryantalist bir bakış açısı kullanmış, suşiden girip katanadan çıkmış. Spoiler vermeden anlatmak zor. İlk yarısı için klişelerden dolayı ancak 4 puan verebilirim, ikinci yarısında biraz toparlıyor, sonu ise klasik bir Grangé hayal kırıklığı. Hikaye içinde yazarın karakter tasvir üslubu sanki okur için değil de bir yönetmenin rolüne adapte olması için oyuncuya verdiği sufleler gibiydi. Yine de bir sonraki romanı için de umut verici.